Bölüm 5

2.2K 212 24
                                    

"Korkma Güzelim, geçti. Bak ben yanındayım."
Diye masum ve naif bir şekilde. O sert, umursamaz o çocuk gitmiş, yerine bambaşka biri gelmişti sanki.
Cevap veremiyorum. Gözyaşlarımı durduramıyorum. Hatta titriyorum ama korkmuyorum artık.

Bu karanlık sokakta, tanıyamadıģım karanlık çocuģun kollarında o kadar güvende hissediyordum ki.Bundan sonra sanki kimse bana zarar veremezmiş gibi. 5 dakika falan yürüdükten sonra cafe gibi bir yerin alt katına indik. Bu katın kullanılmadığı her halinden anlaşılıyordu.
"Hakan kapıyı aç." Diye bağırdı. 20 li yaşlarda oldukça kaslı biri gelip kilitli kapıyı açtı ve hiçbirşey demeden tekrar yukarı çıktı. Eski iki dolap, bir masa, bir sandalye, eski bir yatak olan bu odaya girdik. Ateş beni usulca yatağın üstüne bıraktı. Çok utanıyordum kendimden. Onun yüzüne bakamıyordum. Kimlere bulaşmıştım böyle.
"Ben geliyorum hemen, bekle." Diyerek çıktı. Gözyaşlarım durmuştu. Annem aklıma geldi, eve geç kalmıştım. Merak etmeye başlamıştır bile. Eve gitmem lazımdı. Ateş elinde bir şişe suyla odaya geldi.
"Benim eve gitmem lazım" dedim hiç umursamadı bile. O eski umursamayan soģuk haline dönmüştü.
"Şu suyu iç." Dedi onu umursamayarak sert bir şekilde
"Eve gitmem lazım, annem merak etmeye başlamıştır!" sesim çok kötü çıkmıştı.
"Bu halde mi gideceksin Annene ne diyeceksin peki?"
Haklıydı. Annem beni halde görürse dayanamayabilirdi.
"Kapının yan tarafında banyo var,duş al!"
Hayır yani insan biraz kibar olur dimi.
"Anneme ne dicem peki?" Dedim kısık bir sesle. "Arkadaşın falan yok mu senin ara seni idare etsin işte!"
"Ne kadar rahat birisin be sen!" Dedim kızgın bir şekilde. Umursamadı bile, Aslı geldi aklıma. Telefonu elime aldıģımda annem henüz aramamıştı.
Aslıyı aradım ama cevap vermedi mesaj ćektim bende.
"Aslı beni bugünlük anneme karşı idare et lütfen. Gelince herşeyi anlatıcam bana yardım etmen lazım. Lütfen annemi idare et, sana güveniyorum, seni seviyorum."

Annem Aslı'ya çok güvenirdi. O yüzden beni idare edebileceğini biliyordum. Beni ne diyerek idare edecegini bilmediğim için annem ararsa zor durumda kalmamak için telefonu kapattım. Ateş ise sandalyesine yayılmış ayaklarını masanın üzerine uzatmış bir şekilde sigarasını içiyordu. Sigarayı o kadar şahane içiyordu ki zararlı olmadığını bilsem bu dakika bende başlardım. Dolgun dudaklarının arasındaki sigaradan aldıģı dumanı üfleyerek dışarı çıkardığı anda tüm karizmatikliģini konuşturuyordu.

"Tamam annemi idare ettim." Dedim mahçup bir sesle. Duymamazlığa vuruyordu. "Sana diyorum!" Dedim dislerimi sıkarak. Arsızlıkta zirveye oynuyordum. Bana döndü, sağ kaşını havaya kaldırarak, "Ettiysen ettin, tebrik mi edeyim, aferin mi falan mı bekliyorsun yani!" Dedi çok sert bir şekilde. Benden nefrer ediyordu ve bunu her hareketinde dışarı vuruyordu. Insanları beni önemseyip önemsemedigi genelde umrumda olmazdı. Ama bu başkaydı. Ateş'in beni umursamayışı hatta benden böylesine nefret etmesi canımı yakıyordu. "Peki birşey demedim." Dedim kısık bir ses tonuyla. Gözlerine bağlanmamak için bakmamaya çalışıyordum. Zaten o bana hiç bakmadığı için göz göze gelme gibi bir derdim de olmuyordu.

"Duş al!" Dedi sert bir tonda.
"Sen buradayken duşa girmemi beklemiyorsun heralde?"
"Zaten bende yanımda duşa gir diye ölüyorum!"
"Çık o zaman dışarı!"
Kapıya doğru ilerken gülerek bana döndü
"Beni birazdan kendin çağıracaksın zaten" dedi ve göz kırparak dışarı çıktı.
Ne olarak görüyordu ki beni, sinirle bende kapıya kadar peşinden gittim.
"Çok beklersin! Ben senin buraya getirdiğin diğer kızlara benzemem. Seni çağıracağımı düşünürek boşa hevesli çünkü öyle birşey olmayacak." Dedim.
"Görüşürüz güzelim." Dedi kendinden emin bir şekilde ama alay ederek. "Pislik herif!"
Diyerek Kapıyı sertçe yüzüne kapattım.

Banyo baya eskiydi. Zaten ne bekliyorsam. Hızlı bir şekilde soyunduktan sonra aynı hızda duşumu almaya başladım banyoda ne havlu ne de şampuan vardı. Şampuan olmasa da olurdu ama bu soğukta havluya ihtiyacım varďı. Biraz önce çıkarttığım kıyafetlerimi az sonra yeniden giymeyecek olsam onlarla kurulanırdım. O Ateş pisliģi de bunu bildiģi için "beni birazdan kendin çağıracaksın zaten" derken kendinden bu kadar emindi. Oysa ben neler söylemiştim çocuga. Bir kez daha rezilliģin dibine vurmuştum. Çağırmak ve çağırmamak arasında gidip gelirken soğuktan donmamak için kapıdan kafami çıkararak, uatanarak ve mahçup bir şekilde "Bana kurulanmam için birşey verebilir misin? Dedim odaya geldi, gözlerine bakacak yüzüm yoktu. " Ben daha erken çaģırırsın sanıyordum iyi dayandın." Dedi elindeki havluyu uzatarak "teşekkür ederim" diyip kafamı içeri soktuktan sonra hemen havluyu belime doladım. Hava soğuk olduğu icin suyun buharı banyoya dolmuştu. Bu sırada Ateş çok sert bir biçimde banyoya geldi. Elimden tuttu. Ve beni duvarla arasına aldı. Korkuyordum. " Ne o beni o pisliklerden yarım bıraktıkları işi kendin tamamlamak için mi kurtardın!" Dedim beni duvara daha çok sıkıştırdı. Gözlerini gözlerimden ayırmıyordu ve tek kaşı yine havadaydı. Vücut hatlarını, mimiklerini o kadar iyi kullanıyordu ki, bunun için özel ders aldığını bile düşünüyordum. Saçmalıyordum. Birazdan belki bana bu cümleyi tamamlamak bile istemiyordum. Nedenini bilmiyorum ama Ateş'e sanki onu çok uzun zamandır tanıyormuşum gibi güveniyordum. Elleriyle, ellerimi kaldırmış ve ellerimizi duvara dayamıştı. Delirmiş gibi bana bakıyordu. Çaresizdim "Bırak beni! " diye ondan kurtulmaya çalışırken o aramızdaki mesafeyi de kapatıp bana iyice yaklaştıktan sonra, her zaman yaptığı gibi kulaģıma eğildi, ve konuşmaya başladı.

Karanlık AşkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin