Birinin varoluşundan bile mutluluk duyduğunuz oldu mu hiç?
Son zamanlarda beni herşeyiyle mutlu eden biri vardı hayatımda. Her ne kadar ben onun hayatında bir yere sahip olamasam da.
Onun çektirdiği acılardan bile mutluluk duymak beni her ne kadar korkutsa da, emin olduğum birşeyler vardı.
Ondan gelecek acının bile, göğsümün üstünde yeri vardı.
Kafasını koyduğu yastığı kollarımın arasına alıp, göğsüme sıkıca bastırdım. Kokusu sinmişti üzerine. Doyasıya içime çekerken, kokunun bitmesinden korkarak tekrardan yatağımın üzerine bıraktım. Pikenin kenarlarınını da düzelterek banyoya geçtim.
Soğuk suyun ellerimden dirseğime doğru dans şeklindeki akışını izledikten sonra, avucumu tekrardan musluğa tutarak suyu yüzüme doğru çarptım. Her sabah mızmızlanarak uyanan ben, bu sabah sırıtmadan duramıyordum. Üzerinde küçük sarı tweetyler olan beyaz pamuk havluyla yüzümü kurutarak banyodan çıktım. Çalışma masamın üzerinden telefonumu alarak mutfağa doğru yol aldım.
3.kez zorladığım kapı kolu açılmayınca aklıma dün gece kapıyı kimse girmesin diye kilitlediğim geldi. Kilidi açarak mutfağa geçtiğimde, haftasonunun en sevdiğim yönü olan kahvaltı masada şahane bir şekilde duruyordu.
"Günaaaydıın!" diye coşkulu bir şekilde bağırdığım da, sabah sabah ki enerjime hayran kalmıştım açıkçası.
"Hayırdır kız korkutma beni." diye endişeli gözlerle bana bakan Narin Teyze'nin tombik yanaklarını sıkıp, annemin de yanaklarından öperek sandalyeme geçtim.
"Ne bu enerji kuzum?" dedi annem elindeki ekmeğe reçel sürme işlemini devam ettirerek.
Portakal suyumdan bir yudum alıp, ağzımda dağılmasını bekledikten sonra,
"Her zaman ki hâlim annecim." diyerek sırıttım ve çatalımın ucundaki yağlı peyniri ağzıma attım.
"Her zaman ki hâlin?" dediler annem ve Narin Teyze aynı anda. Tamam ben bile bu dediğime inanmazken onların bu dediğime inanmalarını beklemiyordum ama bu kadar şüpheci olunmaz ki yahu. Alt tarafı bir sabah mızmızlanmadan mutlu uyandık.
Telefonuma gelen mesajla bu sofrada daha fazla yerimin olmadığı kânısına vararak kalktım.
"Daha tabağındakiler bitmedi." diye tişörtümden tutulup tekrardan masaya oturtulunca, tabağımdaki domates ve salamı da ağzıma alıp,
"Artık ağlayamazlar." diyerek odama geçtim.
Gelen mesaj Cem'dendi. Bugün Özgür'ün evine gidecektik.
Gönderen: Sempati Kralı :)
"Kankiş pineklemeye sonra devam edersin, kaldır totoşu. 😂😂"
Gönderilen: Sempati Kralı :)
"Hazırlanıyorum. 😁"
Dolabımın kapaklarını açarak, önünde dikelmeye başladım. Ne giyecektim şimdi?
Gözüme güzel gelen ilk kıyafetleri alarak kapıları kapattım. Yoksa akşama kadar çıkamazdım bu odadan.Lacivert yüksek bel kotumu giyip, üstüne uzun kol mavi ve beyaz çizgili gömleğimi giyerek pantalonumun içine koydum ve bordo askılıklarımı da omuzlarımdan geçirip kotuma yerleştirdikten sonra, boy aynamın önüne geçip saçlarımı şekillendiriciyle hafif dalgalandırdım. Gömlekle biraz ciddi, askılarımla da biraz çocuksu olmuştum. Bu ikilem hoşuma gitmişti çünkü gerçekten güzel duruyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Aşkım
RomanceBir Ateş düşünün. En iyi siz tanıyorsunuz, sizi yakacağını da en iyi siz biliyorsunuz. Ama geri dönmeyi asla düşünmüyorsunuz. "İnsan yanacağını bile bile kendini Ateş'e atar mı? Ben attım işte."