Şüphe (5. Bölüm)

10.6K 343 32
                                    

- Yeni sınıfından memnun musun? (Gülümsedi)
Şaşırdım. Sınıfımın değiştiğini nerden biliyordu?
- Evet, harika bir sınıf ama sınıfımın değiştiğini siz nerden biliyorsunuz?
- Dünkü tavırlarından sonra okul durumunu merak edip amcama sordum. Sabah da gelip sınıfını öğrendim ve amcama seni okulun en iyi sınıfına geçirmesini rica ettim.
Bir dakika, ne yapmıştı?
- Pardon anlayamadım? Ne yaptım dediniz?
-(Şaşkınlıkla bana bakıyordu) Sevineceğini düşündüm.
- Servise gitmem lazım. Tekrar tanıştığıma memnun oldum. İyi akşamlar. (Yarın ilk iş eski sınıfıma dönecektim. Arkadaşlarımın bu şekilde bir imtiyazla hakkını yiyemezdim.)
Hızla yürüdüm. Arkamdan seslenmesiyle durdum.
- Almira dur bir dakika. Sorun nedir?
-Bakın Karan Bey bu şekilde bir imtiyazı kabul etmek benim karakterime aykırı. İyi niyetiniz için minnettarım ama lütfen bu konu burada kapansın ve birdahaki sefere bana bu şekilde iyilik yapmaya çalışmayın.
(Servise hızlıca yürüdüm)

Servisteki kızlar garip garip bana bakarak fısıldaşıyordu. Herzamanki gibi cam kenarına oturdum. Karan da arabasına binip ciddi ve dik bir duruşla kafasıyla selam verdi ve gitti. Kulaklıklarımı takıp gözlerimi kapattım ve başımı koltuğa yasladım. Sinirimden düşünmemeye çalıştım. Bu hakkı nereden alıyordu anlayamıyorum? Kısa bir süre sonra dalmışım, Sinan abinin sesiyle sıçradım. Eve gelmiştik.

Aradan 4 gün geçti. Karan'ı birdaha hiç görmedim. Televizyonu açtım. "Ekranlardan uzak duran Koç Holding yönetim kurulu üyesi, genç işadamı Karan Koç, cemiyetin ünlü isimlerinden Nazım Köklü'nün oğlu Hakan Köklü'nün düğününde boy gösterdi."

Gözlerime inanamadım. Yanındaki kızla Harika görünüyorlardı. Derin ve anlamsız bir kıskançlık hissettim ve omuz silkip televizyonu kapattım. Bu cesareti nereden aldığı anlaşılmıştı! Bir de bu yaşta Holding'te yönetim kurulu üyesiymiş, işe bak!
Enerjimi atmak için koşuya çıktım. 6 kilometre kadar koştum ve rahatladım. Eve gelip duş aldıktan sonra tüm gün kitap okudum. Ertesi sabah herzamanki gibi sabah sevinçle yataktan kalktım ve hazırlanıp servisime bindim. Okula geldiğimde Karan'ın da arabadan iniyor olduğunu gördüm, yanındaysa televizyonda gördüğüm o kız vardı. Hızlı adımlarla okula giriyordum ki, arkamdan seslendiğini duydum.
- Almira
- Efendim?
Başıyla yanındaki kızı işaret ederek Almira Arya, Arya sana bahsettiğim kız Almira.
Kız elini uzattı;

- Memnun oldum. (Karan'a döndü) Bahsettiğin kadar güzelmiş abi (Gülümsedi)
Gördüğüm güzel kızın kardeşi olduğunu öğrenince anlamsızca gülümsedim ama kardeşine benden neden bahsetsin ki? Üstelik güzel olduğumu söylemiş. Karan kardeşine ters ters bakıyordu.
-(Şaşkınlıkla) Ben de memnun oldum. (Gülümsedim)
Karan da gülümsedi
- Almira, cumartesi günü çıkışta zamanın olursa bir kafede oturalım mı? Üniversite sınavına dair konuşuruz. Amcamdan duyduğuma göre çok azimliymişsin.
Çok heyecanlandım.
- Olur (Tedirgince gülümsedim)
Ağzımdan çıkmıştı işte.

Akşam heyecanla eve gittim. Annem kapıyı açar açmaz sarıldım.
- Noluyor kızım (Güldü)
- Hiiç içimden geldi.

Heyecansız gibi davranarak odama geçip üzerimi değiştirdim ama çok merak etmiştim neler olup bittiğini. Herşey çok anormaldi. Babam dışarıdaymış. Konuşmak için en güzel anın yemek yerken olduğuna karar verdim.
- Anne, ben seninle bir şey paylaşmak istiyorum.
Olayı anlattım. Hayri hocanın yeğeni olduğunu söyledim ve üniversite sınavına dair konuşacağımızdan da bahsettim ve annemin temkinli bakışlarına aldırmadan yatağıma geçip Karan'la tanıştığımdan beri geçirdiğim çoğu gece gibi uykusuz bir geceye daha giriş yaptım.

Cumartesi gününe kadar da Karan'ı birdaha görmedim. Cumartesi sabah erkenden saçımı yaptım ve en sevdiğim deri montumu giyip çıktım. Mayıs ayının başına gelmiştik ve hava bu aya göre biraz sıcaktı. Tüm gün çıkışı düşünmekten derslerimi dinleyemedim. Sonunda zil çaldı ve okul dağılmaya başladı. Hızla tuvalete uğrayıp kendime çeki düzen verdim. Hemen aşağıya indim ve Sinan abiye bugün servisle gitmeyeceğimi bildirdim. Karan ortalıkta görünmüyordu. Hayal kırıklığıyla banka oturup beklemeye başladım ve Atakan'ı gördüm. Yeni sınıfa geçtiğimden beri (Hayri hoca eski sınıfıma geçirmeyi kabul etmemiş bir kere değişti artık demişti) benimle hiç konuşmamıştı ve yine ters ters bakıp selam vermeden gitti. Çok kırgın hissediyordum, sonuçta 2 yıllık arkadaşım ve neden böyle yaptığına bir türlü anlam veremedim. O sırada Karan da okuldan çıktı ve yanıma geldi.

- Okulda olursun sanmıştım, inmişsin. Üzgünüm beklettim.
- Sorun yok, yeni indim. (Gülümsedim)
Arabaya geçtik. Kemerlerimizi taktı. Noluyor ya? Ne bu samimiyet? Korumacı tavrı her ne kadar hoşuma gitse de, bir şeyler fazla oluyordu sanki. İçimden bir ses onda yanlış bir şeyler olduğunu söylemeye başladı.

TakipçiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin