Gizli Kalanlar (20. Bölüm)

1.1K 36 11
                                    

***3 gün önce***

Samet***

Plan kusursuzdu. Harun ve adamları önceden gitmiş, Ali'nin uyuşturucu deposunun, işyerinin ve evinin olduğu geniş arazinin çevresindeki kör noktalarda konumlarını almıştı. Holdingin yazılım mühendisleriyse arazinin çevresindeki kameralardan görüntünün bilgisayarlara gitmemesi için bilgisayarların bağlı olduğu merkez bilgisayara girmeyi başarmış komut bekliyorlardı.

Abimin adamları gizlice içeriye sızmış, deponun altındaki kör noktalara bomba yerleştiriyordu. Bizse dışarıya çıkan iki adamı bayıltmış, giriş kartlarını almıştık. İçeriye girdiğimizde kafamıza geçirdiğimiz şapkaları gözlerimizi kapatacak şekilde iyice önümüze çekip direk asansöre yöneldik.

Harun'un adamlarından bir kısmı çevredeki ağaç tepelerine çıkmış, iş yerinin arka tarafındaki camlara sıkıyordu. Adamların çoğu o tarafa gitmişken biz direk Ali'nin odasına yöneldik. Odadan tartışma sesleri geliyordu. Tanıdık kadın sesi "Bana onlara birşey olmayacağına söz vermiştin" dedi. Adam "Sana mı soracam lan o... Çekil gözümün önünden" dedi. Bir anda şak sesiyle bağıran kadının sesi iyice yükseldi. Kapıyı açtığımızda karşımızda duran manzaraya inanamadık.

İçerideki kadın Şevval Teyzeydi. Karşısında duran Ali'nin elleri saçlarında, Şevval Teyze yanağını tutuyordu. Abim tek hamlede Ali'yi yere yatırıp üzerine eğildi. Arka arkaya geçirdiği yumruk darbeleriyle yüzü dakikalar içinde kandan tanınmayacak hale gelmişti bile.

"Ulan şerefsiz gücün ancak kadınlara yeter dimi. Yiyosa o gün de tek gelseydin anca senin gibi bir ödlek bir adama on kişi getirir" dedi. Şevval Teyze olduğu yerde kalmış sesli hıçkırıklarla ağlarken, içimden ufak çaplı bir acıma hissi geçse de kendime hakim oldum.

Dışarıdan şiddetli çatışma sesleri gelirken Ali yalvarmaya başlamıştı. "Ben ettim sen etme. Hem karına birşey olmamış. Elini kana bulama" diye yalvarırken "Kes lan sesini" dedi abim. Hareket edecek mecali kalmayan Ali şerefsizini kaldırıp sırtına attı. Sonra dönüp anlık da olsa gözlerinde gördüğüm üzüntüyle Şevval Teyze'ye baktı ama sonra hemen kafasını bana çevirip "Kadını gitmek istediği yere götür" dedi. Cevap vermeme fırsat kalmadan çıktı gitti.

***Karan***

Sonunda depoya indiğimizde başım ciddi anlamda şişmiş zonkluyordu. Yol boyunca yalvarmıştı. Böyleleri ancak adamları yanındayken adam olurdu zaten ama bu kadar da konuşmasını beklemiyordum. Önceden hazırladığımız sandalyeyi çekip üzerine oturttum ve cebimbeki halatı çıkarıp kol ve bacaklarını bağladım. İçimden o şerefsiz beynini vücuduyla birleştiren kafasını koparmak geçiyordu ama hayır bu şerefsiz bu kadar kolay bir ölümü hak etmiyordu. Kapının açılma sesiyle Samet telaşla konuşmaya başladı. "Abi polis geliyor depoyu acil boşaltmamız lazım" dedi. Bu şerefsize en güzel ölüm depo patlarken canlı olmasıydı. Hızla çıktım. Araca geçtiğimizde adını bile duymak istemediğim kadının da arka koltukta olduğunu gördüm. Depodan gelen patlama sesiyle dikiz aynasından alev alev yanan depoyu gördüm. O şerefsizin öleceğini bilsem de içim soğumamıştı o yüzden de içimin soğuması için arabayı ben kullanmak istedim.

Almira***

Şevval Hanım'ın anlattıklarını dinlediğimde kulaklarıma inanamıştım. Karan'daysa hiçbir değişme olmamış, tek bir yüz kası bile oynamadan dinlemişti. Daha çocuk yaştayken babasının kumar borcu yüzünden babası yaşında adama satılmış olan Şevval Hanım'ı o adamın ellerinden Karan'ın babası kurtarmıştı. Yıllar geçmiş o adam ölmüştü ancak onun işlerini devralan oğlu Ali'nin uyuşturucu ağında çocukları, gençleri kurtarmaya çalışan Karan'ın babası yüzünden Ali Şevval Hanım'a ulaşmış ve tüm ailesini öldürmekle tehdit etmişti. Şevval Hanım'sa daha gencecik bir kızken Ali'nin babasının yaşattıklarını aşamamış, hala deli gibi korkuyordu o aileden. Ali Şevval Hanım'a kocasının tüm sırlarını vermesi karşılığında çocuklarına ve ailesine dokunmayacağını
söylemişti. Şevval Hanım bu saatten sonra evine dönemeyeceğinin, dönerse ailesini riske atacağını bildiği için Ali'nin yanında kalmış, onun tüm o aşağılayıcı tavırlarına rağmen çocuklarını ondan korumak için elinden geleni yapmıştı. Karan'ı tanıyordum. Yüzünün hiç değişmemiş olması onu affedeceğinin işaretiydi ancak yılları aşması zaman alacaktı. Bense içimde bir yerlerde Şevval Teyze'nin masum olduğunu en başından beri biliyordum. Bir şekilde buzlar eriyecek ve koskocaman bir aile olacaktık.

*****

TakipçiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin