İyi okumalar...
Okyanus'a daha önce Pınar ve onun eski erkek arkadaşıyla gelmiştik. Yani burayı biliyordum. Pınarla bizimkilerin olduğu tarafa doğru yürürken tanıdık bir ses "geldiler" dedi normal bir ses tonuyla. Okuldandı her halde.
Anıl bize doğru yaklaştı ve
"Gözlerime inanamıyorum, siz gerçekmisiniz?" diye gözlerini hızlıca kırpıştırıp gülümsedi. Her zaman beni överdi,buna alışıktım. Ama Pınarla bazen tatlı inatlaşmaları oluyordu, ki bunu izlemenin verdiği zevki kimse benden daha iyi bilemezdi. Giydiği açık mavi gömleğini kollarını sıyırmış ve üstten bir iki düğmesini açık bırakarak ilgiyi üstüne toplamıştı. Altında düz siyah bir pantolon vardı. Onun giyim tarzı buydu ve ona her zaman çok yakıştırırdım.Cevap vermemize fırsat vermeden bir ses bağırdı" herkez içeriye,hadi!!!" diye.
Anıl elini belime yerleştirerek içeri doğru ilerlememe yardım etti.İçeride o kadar yoğun alkol kokusu vardı ki. Bazı sokak barlarından farklı olarak içerisi moderndi. Modern ve gürültülü...
Müzik sesi insan sağlığına zarar vericek düzeydeydi ve bu beni rahatsız ederdi, kendimi tanırım. Eminim ki burada yarım saatten fazla duramazdım. Zaten göz gözü görmüyordu,birde içerisi kalabalıktı. Oldukça kalabalık...
Duvarlar siyah keten kumaşla kaplanmıştı. Işıklar yanıp sönüyorlardı ve renklilerdi. Mekanı aydınlatan bir de disko topu vardı tepede. Ya o kafamıza düşerse?!
Anılla bar taburelerine oturduk. Pınar biz masalara gelirken bir arkadaşını görmüştü ve onun yanına gitmişti. Dua edeyim de bu gece buradan aptal sarışınım ve ben sağ sağlim çıkabileyim.
~~~~~~~~~~~~~~
İkinciye shot yaptıktan sonra tuvalete gitme ihtiyacı duydum."Anıl ben bi lavaboya gidip geliyorum!" diye bağırdım müzikte fısıltı gibi çıkan sesimi duyması için. "Tamam burdayım,gecikme!" diye seslendi o da. Tuvalete doğru ilerledim. Belimde bir el hissettiğimde elin sahibine gitti bakışlarım. "Eğleniyomusun güzelim?" dedi yayvanca ve hayvanca tanımadığım yapılı adam.
Ellerine tiksinircesine baktım. 'Nasıl bu kadar güçlü?' diye düşündüm ellerini itmeye çalışırken, bir yandan beni bırakması için cırlamaya hazırlanıyordum.
"Çek ellerini üstümden!" diye cırlayınca gülmeye başladı.
Bir insan nasıl bu kadar çirkin gülebilir!?"Bence burası iyi böyle, ellerimin yeri yani." diyip üstüme gelmeye başlayınca başım dönüyordu. Korkudan yine krizmi geçiriyordum, yoksa alkol almaktanmıydı bilmiyorum ama iyi değildim işte. Midem bulanmaya başlamıştı. Şansımı denemek için "imdat!" diye bağırmaya başladım. Korkuyordum...
Gözlerim yaşlanmaya başlamıştı ve ben, acınıcak haldeydim. Etraf bulanıklaşmaya başlayınca
korkum ikiye katlanmıştı.
Ne yapıcağımı düşünürken
bir ses duydum, Yağız'ın sesini."O ellerini hemen kızdan çekmezsen, ellerin için daha güzel bir yer bulurum." dedi sakince. Neyse, en azından şimdi beni kurtarabilecek birisi vardı şükürler olsun ki.
Adam önce afallasa da "Yağız, git burdan, seni ilgilendirmez" dedi kocaman olan adam sesi titrerken.
Korktuğu çok belliydi ama ellerini çekmedi gavurun tohumu.Yağızı nerden tanıyordu bilmiyordum. Ve kesin olan bir şey var ki şu anda bunu düşünücek vaktim yoktu.
"Yardım et" dedim sesim çatallaşırken. Şu anda dışarıdan bakılınca eminim ki çok zavallı gözüküyordum. Tek umudum Yağız'dı.Kalbim hızlanırken Yağızın kaşları çatıldı ve ciddileşerek bize doğru yaklaşmaya başladı. "İki saniyen var. Ya s*iktir olup gidersin, yada kendi ellerimle postalarım seni" dedi Yağız adamın ne yapıcağını beklemek için durduğunda. Midem çok kötü bulanıyordu ve ayaklarımı hissetmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur (Düzenlenicek)
Teen FictionKaranlık ruhlu, Herşeyine rağmen kusursuz, O intikamcı, Yağız Yalçın. Her zaman boyun bükülen,yakışıklı ve uyuz gencin, masum kıza bağlanması, kızı değiştirir. Aslında ikiside değişmiştir... İki gencin hikayesinde mavi ve siyah söz konusudur. Ancak...