Gece yarısı olmuştu.Yağmur soğuk havada ufak ufak atıştırıyordu.Aslında pek bir şey hatırlamıyordum.Sokakta aylak aylak yürümekten başka yapabilceğim hiçbir şey yoktu.Kafamı kaldırıcak gücüm bile kalmamıştı.Tam anlamıyla göremesem de yerdeki ayak izlerimi izleyip ilerlerken,karşımda bir gölge belirdi.Kafamı zar zor kaldırıp göz ucuyla önümdeki kişiye bakıcak oldum.Onu görmemle ters yöne doğru koşar adımlarla yürümem bir oldu.Arkamdan bağırdığını duydum."Hey beklesene,sana bir şey yapmam.Merak etme.Hey!" O an o kadar hızlı yürüyordumki kolumdan tutup beni kendine yaklaştırınca bi an üstüne düşüyordum.Doğrusunu söylemek gerekirse pek de düşüyordum diyemem.Bildiğin çocuğun üstüne yığılmıştım.Bu bizim okuldaki yakışıklı çetenin ,yakışıklı üyelerinden, Yağız'dı. Ve onunla aynı sınıftayfık.Yüzyüze geldiğimizde gözlerime öyle derin bakıyordu ki bir an ona sarılmak ve orada uyuyakalmak istemiştim.
"Neden kaçıyorsun,filmmi çekiyoruz burda?Sadece okulda sıranda bilekliğini unutmuşsun.Onu vermeye geldim." dediğinde çok şaşırdım.Kalkmaya yeltendiğimde benimle beraber doğruldu.Belimi sıkıca kavradı ve başımı boynunun girintisine sakladı."Teşekkür ederim.Ama gecenin bu saatinde dışarda arkamdan birinin koşturması pek hoşuma gitmiyor."Bana sarıldı ve "her neyse uzatma,eğer biraz daha burda kalırsak hastaneye uğramak zorunda kalırız."dedi ve beni kendisiyle yürümeye zorladı.O an duraksadım ve "bu bilekliği okulda da bırakabilirdin.neden bana getirdin?burda olduğumu nerden biliyodun?beni nasıl buldun?ve şu an neden yanımda-" çenemi tek eliyle kavradı "biraz daha soru sorarsan susturmak için ağzımı kullanırım" dedi ve cevabımı bekledi.Ah,tabiki de ona cevap vermedim.Yürümeye devam ettik.Beni getirdiği yeri bilmiyordum."burası neresi?" artık bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu."benim evim" dediği şey karşısında hayretle kaldım.O sırada kapının kilidini açmaya çalışıyordu.Daha beni tanımıyordu bile."ımm sanırım hastaneyi tercih edicem." dediğimde kapıdaki anahtarla uğraşmayı bıraktı ve bana döndü."sanırım sana tercih hakkı verdiğimi hatırlamıyorum." sadece gözlerimi devirdim ve "senin derdin ne? bu eve girmicem!?" kaşlarını kaldırdı " sırılsıklamsın,yanlış anlamadıysam hafif sarhoşsun,gece saat 01.24 ,kızsın,güzelsin,ve kıyafetlerini giymesende olurmuş.seni böyle bırakıcağımımı düşünüyorsun .İyiliksever bir insana böyle davranmamalısın?" Aslında şöyle söyliyim her kelimesine kadar haklıydı.Ve şuan karşımda bir meteorun ıslak saçlarıyla ve üstüne yapışan ayrıca kaslarını belli eden t-shirtüyle ,kaşları kaldırmış beni övmesine daha fazla müsade edemezdim."Peki,ama kıyafetlerimi değiştirir ve giderim.Belki biraz ısınabilirim.Ayrıca misafir odan var değilmi?"Söylediklerime güldü . Yüzündeki gülümseme hem alay eder hemde havalı gibi çıkmıştı.Eve girdiğimde bana yukarı katı göstererek"Üzgünüm misafir odam yok,evimde yalnız yaşıyorum.Benim odamda bir şömine var.Dolabımdan kıyafet seçebilirsin.Ben atıştırıcak bir şeyler hazırlıcam.Çarşaf, yatak, yorgan temiz.Orda dinlenebilirsin"
"Peki ya sen nerde yatıcaksın???". Beş saniye kadar duraksadıktan sonra cevap verdi"Bende odamdaki koltuğa uzanırım" alay ediyor olmalıydı.Her ne kadar yakışıklı olursa olsun onunla aynı odada kalmazdım."Ahhh,şaka yapıyorsun değilmi?" Gayet ciddi bir şekilde " hayır" dedi.Kısa ve netti.'hayır!'Arkadaşlar bölüm biraz kısa oldu ama biraz meraklı olsun istedim.ilk hikayem bu . 2.bölümde karakterleri anlamanız açısından karakterlere yönelik bir bölüm olucak.5.bölüme doğru olayların anlatımına giriş yaparım. yb uzun sürmez.şimdilik bays *-*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur (Düzenlenicek)
Teen FictionKaranlık ruhlu, Herşeyine rağmen kusursuz, O intikamcı, Yağız Yalçın. Her zaman boyun bükülen,yakışıklı ve uyuz gencin, masum kıza bağlanması, kızı değiştirir. Aslında ikiside değişmiştir... İki gencin hikayesinde mavi ve siyah söz konusudur. Ancak...