All of me~ bölüm şarkısı
İllaki 'Yeter artık,bıktım. Yinemi ben?' dediğiniz olmuştur yaşadıklarınızdan usandığınız zaman. Düşüncelerle boğuşursunuz ve siz fark etmesenizde saatler birbirini kovalar.
Herkezi tek tek kaybedersiniz ve bu; acı verir kalbinize, zihninize, bazen de bedeninize.Bunca enkazın altından sağ çıkmak zordur. İnsan hep bunun için çabalamazmı zaten? Yıkılan binaların altında ezilmektense, etrafındaki sevdiklerinin yardımıyla oradan kurtulmaya çalışır. Düşüncelerinden,hatalarından, yanlızlığından...Çoğu kez başarılı olur hatta.
Ama ben, bu enkazın dibine sevdiklerimide çekiyorum.
Herkezi kırıp, döküyorum.
Bende paramparça oluyorum.Çünkü üzdüklerimi geri kazanmak ve mutlu olmak için zaman gerekiyor. Ancak ben sabırsız ve bunca zamandır bir yanımın eksik olmasından dolayı bencilim. Ve de, insanların hesaba katmadığı bir şey daha var. Mutluluk zaman alır, zamansa sevdiklerimizi.Beklerim affedilmeyi, ama ya boşa geçerse saatler? Ya onları kaybedersem. Ya o enkazın altında daha fazla yaşamaya gücüm kalmazsa?
En kötüsü de; ya zaman alırsa sevdiklerimi elimden?İşte bu yüzden ne zaman birisiyle küssem veya tartışsam her zaman haklı olsam bile özür dilerdim.
Çünkü "Belki iki dakika sonra teni sıcak olmayacak? Belki onu sonsuza dek göremeyeceğim?" düşüncesi yatardı zihnimde. Ve beni bu enkazın altından, zihnimin derinliklerinden ve yıkıntılardan kurtarabilecek tek kişinin güvenebildiğim, o sayılı insanlar olduğunu bilirdim.Şimdiyse yaptığım hatanın bir çıkmazı yok. Zaten onun için neredeyse bir 'hiç' ken
şimdiyse, onu kızdırmış ve de kırmıştım. Yıkıntıdan tırmanıp kurtulmak isterken, yanlış bir taşa basmış ve daha da dibe batmıştım. Canım acıyordu ve bir huzursuzluk vardı içimde.Kim bilir neler düşünüyordu benim hakkımda? Ne kadar nefret doluydu şimdi bana?Düşüncelerimi böldü yine kulaklarımı tırmalayan zil sesi. Ders zili çalmıştı. Gözümü bahçede gezdirdim ve Pınar'ı aramaya çalıştım.
~~~~~~~~~~~~~~
"Cidden bunları Yağız'a söylediğine inanmıyorum" Gözlerim dalmıştı ve kafamı hafifçe sallayarak "Evet bende. O an çok cazip gelmişti." Gülümseyerek "Bu vesileyle onlara bulaşmış olduk. İyi oldu iyi, boşver." dedi.
Pınarın o çeteyi sevdiği pek söylenemezdi. Eskiden bir olay yaşamıştı o çetedekilerle. O gün bu gündür hep onları terslemeye yer arıyordu. Şimdiyse elinde onlarla uğraşmak için bir koz vardı.
Çünkü çetenin başkanını rezil etmiştim. Aptal kafam!'Olay ne?' diye sorucak olursanız; Pınarın eskiden aşık olduğu bir çocuk vardı. Arda... Ve Pınarı elinde oynatmıştı. Benim kardeşim dediğim kız onun yüzünden acı çekerken, o Pınarın ona olan sevgisini ilk önce onu umutlandırarak kabartmış, sonra ise alay konusu etmişti. Ahh... Ondan da nefret ediyorum.
"Pınar? Gidip özür mü dilesem?" Kaşlarını çattı ve
"Tabiki de hayır!" diye bağırdı. Kantinde tüm gözler bize dönmüştü. Sesini yükselttiğini fark edince fısıldayarak "Kafayımı sıyırdın dangalak!? Onların bana yaptığını nasıl unutursun?"
Kafamı sağa sola hızla salladım. "Onların yaptığı değil, Arda'nın yaptığını unutmamam gerekiyor ayrıca unutmadım Pınar. Sanırım suçluyum.
Gidip bir özür dilesem iyi olucak." diyip yerimden kalktım. Kolumu tutarak benimle beraber doğruldu.
"Tamam, bende geliyim" dedi gözlerini devirirken kısık sesle. "Eminmisin? Ordan canlı çıkmak istiyorum."
Tuttuğu kolumu çekiştirmeye başladı.*************
Sınıf dahil okulun her yerine bakmıştık ve Yağız, ayrıca arkadaşları hiçbir yerde yoktu. Onları aradığımız için derse de girmemiştik ve yok yazıldığım için ayrıca bir stres yaşıyordum. Çünkü
benim başımda 'neden geç kaldın?neredeydin?kiminlesin?niye?neden?ne zaman?' Vb sorularıyla kafayı yedirten 5N 1K'cı bir anne vardı. Ayrıca derse girmediğimi öğrenirse eğer, ölüm fermanımı kendi ellerimle vermiş olurdum.
![](https://img.wattpad.com/cover/42046136-288-k860834.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur (Düzenlenicek)
Teen FictionKaranlık ruhlu, Herşeyine rağmen kusursuz, O intikamcı, Yağız Yalçın. Her zaman boyun bükülen,yakışıklı ve uyuz gencin, masum kıza bağlanması, kızı değiştirir. Aslında ikiside değişmiştir... İki gencin hikayesinde mavi ve siyah söz konusudur. Ancak...