Volturi'lerle savaşmak için gittiğimiz yerdeydik ve Volturi'lerde yavaş yavaş yaklaşıyorlardı yine geçen seferki gibi aramızda uzun bir mesafe olacak şekilde durdular ve Aro o iğrenç sırıtışıyla konuşmaya başladı "Merhaba benim sevgili eski dostum Carlisle, merhaba diğer Cullen'ler, merhaba Cullen'lerin yardımsever arkadaşları ve merhaba Cullen'lerin koruyucu köpekleri..." dişlerimi sıkıyordum bi şey söyleyip şu an içinde bulunduğumuz durumu daha da zorlaştırmak istemiyordum, büyükbabam tüm sakinliğiyle "Merhaba Aro" diyerek yanıtladı Aro'yu, Aro sırıtmasına devam ederek önce bana sonra Jacob'a baktı ve büyükbabama dönüp konuşmaya başladı "bugün buraya neden geldiğimizi sanırım biliyorsunuz ve bu sefer geçen seferki gibi kolay da olmayacak..." büyükbabam aynı sakin ses tonuyla tekrardan cevap verdi "geliş sebebinizi biliyoruz Aro bizde her şeye hazırlıklıyız, savaşa da barışa da..." Aro daha da iğrenç bi şekilde sırıttı ve "bizim sizinle bi derdimiz yok biliyorsunuz Carlisle, sorunun ne olduğunu biliyorsunuz..." dedi ve tekrar Jacob'la bana bakmaya başladı tam o sırada Jacob bana baktı sanki bir şeyler anlatmak istiyor gibiydi ama anlayamıyordum bana bi saniyelik derin bakışından sonra bi anda ortadan kayboldu nasıl olduğunu anlayamamıştım tam o sırada Aro sırıtmasını daha da büyüttü ve konuşmaya başladı "Aahhh çok fedakar... Neyse artık sorun kalmadığına göre gidebiliriz." dedi hepsi arkalarını dönüp gittiler...
Ahh bu rüyada neydi böyle ? Bu abuk subuk kabusların bi ardı arkası kesilmeyecek mi Tanrı aşkına ? Zaten Volturi'leri düşündükçe ürperiyordum birde kabuslarıma girmeleri oldukça can sıkıcıydı... Yataktan doğruldum ve başucumdaki lambayı yaktım karşımda Jacob'u görünce 'acaba rüya mı gerçek mi ?' diye gözlerimi kapatıp açtım ama rüya değildi neden gözlerimi açıp kapattığımı anlamış olacakki "buradayım Nessie.." dedi gülümseyerek, bende güldüm ve kalkıp yanına gittim "bu saatte burda ne işin var ?" diye sordum şaşkınlıkla, güldü ve cevap verdi
"sevgilimi özledim ve geldim, yoksa gelmemeli miydim ?"
"Hayır, hayır, hayır öyle demek istemedim ben sadece biraz şaşırdım." paniklemiş halime güldü ve elini yanağıma koyup okşadı "yine kabus mu görüyordun ?"
"nerden anladın ?"
"adımı sayıklıyordun ve korkuyla uyandın." gülümsedim "adını sadece kabus gördüğümde sayıklamıyorum ama evet doğru tahmin."
"yine mi vampir avına giderken vampire avlanıyordum ?" diye dalga geçti, sinirle karnına dirsek geçirdim ama tabi faydası olmadı, sinirlendiğim için bu sefer ciddiyetle sordu "ne oldu Nessie ? Hadi anlat..." Yutkundum ve rüyamda olanları anlatmaya başladım, anlattıklarım bittiğinde beni kendine çekti ve sıkıca sarılıp konuşmaya başladı "ışınlanma özelliğine sahip değilim Nessie, rüyanda mantık hataları var." söyledikleri karşısında elimde olmadan güldüm ve parmaklarım ucunda kalkıp dudaklarını öpüp "bu gece benimle kalabilir misin ? En azından ben uyuyana kadar." diye sordum, yüzüne o muhteşem gülüşünü takınıp cevap verdi "bu gece ve bundan sonra hayatımın geri kalan tüm gecelerinde seninle uyumak istiyorum." söylediği sözlerin bıraktığı uyuşma hissi geçince elinden tutup yatağa doğru çekiştirdim birlikte yatağa uzandıktan sonra cevap verdim "sana çok aşığım aptal kurt..." gülümseyerek
"bende sana küçük vampir." dedi ve beni kendine iyice çekip alnımdan öptü...Sabah gözlerimi açtığımda hala yanımda olduğunu gördüm tam uzanıp öpecektimki o da gözlerini açtı hiç bozuntuya vermedim ve daha da yaklaşıp öptüm onu öpmenin bende yarattığı his inanılmazdı, bu durumun içinden sıyrılmama sebep olan kapının aniden açılıp babamın odaya girmesiydi, Jacob'un yanımda yatıyor olmasının verdiği telaşla "baba neden odama girmeden önce kapıyı çalmayı denemiyorsun ?" diye çıkıştım, Jacob bana bi an unuttuğum şeyi hatırlattı "baban bi vampir Nessie, eminim burada birlikte uyuduğumuzdan haberi vardır, sakin ol..." babam güldü ve konuşmaya başladı "yakında kim olduğunu da unutmandan korkuyorum Renesmee, hadi aşağıya gelin." yataktan kalktım ve Jacob'u da çekiştirmeye başladım.
Birlikte aşağıya indiğimizde herkes toplanmış ve Alice halama odaklanmıştı, anlaşılan yine bir şeyler görüyordu, Jacob benden önce davranıp halama sordu "bi sorun mu var, ne görüyorsun Alice ?"
"Volturi geliyor ama ne için geldiklerini göremiyorum." Volturi'nin adını duymamla ürpermem bir oldu Jacob'ta bunu farketmiş olacakki elini elimden çekip belime koydu ve beni kendine çektikten sonra halama "ne zaman ?" diye sordu,
"uzun bir zaman sonra ama zamanı tam olarak kestiremiyorum ama eğer fikirlerini değiştirmezlerse yakın zamanda onuda görebilirim, şu an asıl düşünmemiz gereken neden geliyor oldukları..."
Birden aklıma rüyamda olanlar geldi; sürekli bana ve Jacob'a bakmaları, Jacob ortadan kaybolunca onlarında gitmeleri... Ürperdim ve istemsizce "olamaz" diye fısıldadım, herkes soran gözlerle bana bakınca "bizim için yani Jacob ve benim için geliyorlar." bunu duyunca herkes kaskatı kesildi, yüzleri sanki mümkünmüş gibi daha da beyazlaştı, annem endişeyle "nerden biliyorsun Renesmee ?" diye sordu, onlara bitmek bilmeyen kabuslarımı özellikle bu gece gördüğüm kabusu anlattım, anlattıklarım bittiğinde büyükbabam "sadece bir rüya fakat yinede olası bi ihtimal..." dedi, Jacob sinirle "iyi ama nerden öğrenmiş olabilirler bizi ?" diye kükredi, daha sıkı sarılıp başımı omzuna yasladım ve "sakin ol Jake henüz hiçbir şeyden emin değiliz." diye fısıldadım, babam endişe dolu gözlerle Alice halama baktı halamın yüz ifadesinden bir şey görmediği anlaşılıyordu ama yinede rahatsız edici bi şey düşündüğü kesindi, ne düşündüğünü merak edip babama ve halama "Ne ?" diye kabaca sordum, Alice halam gülümsemeye çalıştı ve cevap verdi "bi şey görmedim Renesmee, sadece biraz saçma düşüncelere kapıldım." halam beni korkutmamak için 'saçma düşünceler' diye adlandırıyordu yoksa düşüncelerinin gayet mantıklı olduğuna emindim "ne düşündün ?" diye sorduğumda halam bakışlarını babama çevirdi babam kafasını 'hayır' anlamında iki yana salladığında Jacob'un titrediğini hissettim "sakin ol lütfen." diye fısıldadım ve halama dönüp "bize de söylemek zorundasınız hala..." diye ısrar ettim, halam pes etti ve bildiğim ama duymaktan korktuğum şeyleri söyledi "eğer gelirlerse öldürmek için gelecekler Renesmee, bu sefer gerçekten savaşmak zorunda kalacağız." söyledikleri karşısında kaskatı kesildim cevap veremiyordum Jacob bu sefer beni kendine çekip sıkıca sarıldı kokusunu içime çektiğimde birazda olsa rahatlamıştım "korkma, sana bi şey olmasına izin vermeyeceğim." diye fısıldadı, kafamı kaldırıp yüzüne baktım "eğer sana bi şey olursa bana zarar vermeleri için elimden geleni yapacağım." diye çıkıştım, gülümsedi "hiçbirimize bi şey olmayacak..." deyip beni tekrar kendisine çekti, aslında onunda endişelendiğine emindim ama bana belli etmemek için elinden gelenin fazlasını yapıyordu, Jacob'un "Jasper lütfen şu işe bi el atar mısın ?" demesiyle ağladığımı farkettim onun sesini duyana kadar ağladığımın farkında değildim, ağladığımı farketmemle ağlamamın kesilmesi ve sakinleşmem bir oldu, Jasper amcam sağolsun...
Bildiğim bi şey vardı ; eğer gelirlerse ya biz onları öldürecektik ya da onlar bizi, bu sefer bi dönüş yolu yoktu, anlam veremediğim şey bizi nerden öğrendikleriydi. Kafamı zorda olsa Jacob'un göğsünden kaldırıp cevabını bilmemiz gerektiğini bildiğim soruyu herkese sordum "nerden öğrenmiş olabilirler ?" babam sanki ihtiyacı varmış gibi yutkundu ve cevap verdi "bilmiyoruz kızım ama yeni bi düşman edindiğimiz kesin, bundan sonra ikinizde daha dikkatli olmak zorundasınız." Jacob babamı yanıtladı "yanında ben varken ona hiçbi şey olmayacak Edward, biliyorsun." babam Jacob'u cevaplayacağı sırada annem atladı "sanada bi şey olmasını kesinlikle istemiyoruz Jake, lütfen kendine de dikkat et..." Jacob beni ve annemi rahatlatmak amacıyla sırıttı ve konuyu umursamıyormuş gibi gözükmek için "hadi ama kızlar yapmayın kim bu kadar tatlı bir kurt adamı öldürmek isterki ?" diyerek alay etti, ben aşırı endişelendiğim için sadece gülümsemekle yetindim ama annemle her zamanki çekişmelerine başlamışlardı
"aptal bi kurt olduğunu bu kadar belli etmesen keşke Jake ?"
"beni sinirlendirme Bella, kaynanamın kafasını koparmak istemem."
"ovv kaynana olmak için fazla genç olduğumu düşünüyorum, hala 18 yaşındayım."
"hala 17 yaşındayım ve her zaman senden daha küçük olacağım Bella, bu gerçekten asla kaçamayacaksın." annem sırıttı ve tekrar cevap verdi "pisliksin Jake, yaş takıntımı biliyorsun ve bunu kullanıyorsun."
"öncelikle teşekkür ederim Bella fakat beni buna sen mecbur bırakıyorsun." Jacob'un yanındayken hepimiz daha rahattık, hayır bu annemin en yakın arkadaşı, benim sevgilim olmasıyla alakalı bi durum değil, bu tamamen onun rahatlığı ve rahatlatıcılığıyla ilgiliydi, hiçbi şeyi kafaya takmayarak etrafa da aynı enerjiyi saçıyordu, Jacob her açıdan başıma gelen en güzel şeydi.Konu yavaş yavaş dağıldıktan sonra büyükannem mutfağa doğru ilerledi içerisinde inanılmaz derecede bi annelik duygusu saklıydı o yüzden evde sadece ben ve Jacob yemek yediğimiz için annelik duygularını fazlasıyla bizim üstümüze boşaltıyordu, ben bunları düşünürken mutfaktan seslendi "çocuklar hadi gelin kahvaltınız hazır." gülümsedim ve Jacob'ı çekiştirerek mutfağa götürdüm büyükannemin yanağına kocaman bi öpücük kondurup masadaki yerime oturdum, Jacob'ta büyükannemi çok seviyordu büyükannemin tavırlarının ona kendi annesini hatırlattığına emindim. Jacob masayı biraz süzdükten sonra büyükanneme döndü ve "Esme, eğer birbirimize kötü kokmuyor olsaydık sana sarılabilirdim." diyerek duygularını esprili bi şekilde anlattı, büyükannem sıcacık gülümsemesini yüzüne takındı ve cevap verdi "Jacob inan kokun benim için önemli değil, kokuma alışırsan eğer kollarımı açmış bekliyor olacağım." büyükkannemde Jacob gibi esprili bi dille anlatmıştı duygularını ve eğer büyükannem bu kadar genç gözükmeseydi ve onları tanımıyor olsaydım şu an onları anne-oğul zannedebilirdim.
Kahvaltımızı hiç konuşmadan yaptıktan sonra içeri geçmek için masadan kalktığımızda Jacob sessizliği bozdu ve "bugün biraz avlanmak ister misin ?" diye sordu, kafamı kaldırıp yüzüne baktım ve "hayır avlanmak istemiyorum, sadece seninle yalnız kalmak istiyorum." diye yanıtladım Jacob kafasını olumlu yönde sallamakla yetindi bu normalde ona göre bir şey değildi, bu halinden onunda fazlasıyla gergin olduğunu gayet açık bi şekilde anladım.
İçeri geçtiğimizde herkesin yüzünde daha da gergin bi ifade vardı, anlaşılan Alice halam yeni şeyler görmüştü ve daha da kötüsü şu an ne gördüğünü bize ya da daha doğrusu bana söyleme düşüncesinde değillerdi, bu durum bi şeylerin kötü olacağının işaretiydi anlaşılan kabus yeniden dönmüştü...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Ay
FanfictionIsabella Marie Swan ve Edward Anthony Masen Cullen, kısaca Bella ve Edward... İkisinin aşk dolu hikayesini heyecanla ve merakla okuduk, sonuda çok güzel bitti fakat bir başrolümüz daha vardı seri boyunca en çok sevdiğim karakter ve seri boyunca en ç...