"Ah tanrım, lanet olsun Jacob kafanda aptalca şeyler kurmaktan vazgeçer misin ? Başımı ağrıttın." Seth'in ne söylediğini anlamak için çabaladım ama fayda etmedi boş bakışlarla Seth'e döndüm
"ne demeye çalışıyorsun Seth ?" diye sordum
"şunu demeye çalışıyorum dostum; Nessie ölmedi şu an durumu gayet iyi, Alice intihar edeceğini görmüş ve Carlisle erken müdehalede bulunmuş ama eğer Alice görmeseydi her şey daha farklı olabilirdi." derin bi nefes aldım ve
"Seth git ve ona çok iyi bak, sana güveniyorum." dedim ve gitmeye başladım Seth arkamdan seslendi
"hey hey hey saçmalama gelmen lazım."
"gelmiyorum Seth ama sana güveniyorum ona iyi bakacağına eminim." dedim ve bir kez daha Seth'in sızlanmalarına kulak vermeden gittim...RENESMEE CULLEN
Gözlerimi açtığımda etrafım çok kalabalıktı etrafıma yavaşça göz gezdirdim burası bizim evimizdi ama sanki bi acil müdehale odasına benziyordu, büyükbabam serumumu yeniledikten sonra bana baktı ve gülümsedi yaptığım şey için pişmanlık duymuyordum ama çok utanıyordum hiçbirinin yüzüne bakmadan "özür dilerim." diye fısıldadım
Annem yatağımın kenarına oturup yüzümü okşadı
"bir daha sakın böyle bi şeye kalkışma..." dedi, gözlerime biriken yaşları geri gönderdim
"yapmayacağım sizin için ve onu beklemeye devam edeceğim..." dedim, annem gülümsedi
"işte benim kızım."
Herkes bana tuhaf bir şekilde bakıyordu rahatlamanın yanı sıra yüzlerinde beni anlamadıklarını gösteren bi ifade vardı sanki acı çekiyor olmam ve onsuz yaşamak istememem anormaldi
"bana neden öyle baktığınızı sorabilir miyim ?" diye şımarık bi tavırla sordum iyi değildim ama öyle olduğuma inandırmak istiyordum onları, hepsinin yüzünü endişeli bi hal aldı tam Rosalie halam bi şey diyecekti ki babam "Rose, hayır..." diyerek onu durdurdu
"baba lütfen yapma... hala bilmem gereken bi şey olduğunun farkındayım lütfen söyle bana..." diye yalvardım her ikisine de, halam ve babam birbirlerine baktıktan sonra babam teslim olmuşçasına başını salladı ve halam konuşmaya başladı
"bir vampir olarak bunu söylemek bana çok tuhaf geliyor ama artık karnındaki küçük köpeği de düşünmelisin tatlım, ileride kocaman bi köpeğe dönüşecek olması umrumda değil o şu an annesine muhtaç olan masum bi bebek..." şoka girmiştim ne düşüneceğimi bilemiyordum
"ama bu imkansız..." diye fısıldadım, annem bana şefkatle bakarak konuştu
"sende imkansızdın."
O an bizim dünyamızda hiçbir şeyin imkansız olmadığını anladım, yarım da olsa vampir olmama rağmen beni terkeden kurtadam sevgilimden hamileydim ve daha ilginç olansa buna tuhaf bi şekilde çok mutlu olmuştum o şu an benimle değildi ama ondan bi parça -bebeğimiz- benimleydi ve umut etmenin pes etmemenin vaktiydi şimdi...
Gözlerimde biriken yaşları daha fazla gözlerimde tutamadım ve akıtmaya başladım herkes ne olduğunu soruyordu ama cevap veremiyordum en sonunda bana soru sormayı pes ettiler ve annem babama yöneldi "ne oldu, bebeği mi istemiyor ?" diye şoka girmiş bi halde sordu
Babam gülümsedi "hayır, tam tersine çok mutlu, onu şimdiden çok seviyor..."
Annem hayranlıkla bana baktı
"benim kızım..." diye fısıldadı, ortamdaki duygusal havayı dağıtmak için Rose halam espriyle "ve benim yeğenim..." dedi bende dahil herkes gülmeye başladık o gittiğinden beri ilk defa gülüyordum bu çok tuhaftı ben bunları düşünürken büyükbabam konuşmaya başladı
"aynı zamanda benim torunum ve bugünlük bu kadar yeter, hamile bi kadın için fazla yorgun bi gün geçirdi daha fazlasına gerek yok..." diye herkesi uyardı, büyükbabam hayran olunacak bir adamdı ama bunu ona hiç söylememiştim şimdi tam sırasıydı
"seni çok seviyorum büyükbaba..." dedim
"bende seni çok seviyorum Renesmee, lütfen şimdi dinlen ben seni gece boyu kontrol edeceğim." dedi ve odadan çıktı bende gözlerimi kapattım ve yavaş yavaş bastıran uykuya kendimi bıraktım.Uyandığımda yanımda annemi gördüm her zamanki şefkatli bakışlarını gözlerime dikti
"günaydın bebeğim."
"günaydın anne... Şeyy babam bana çok kızdı mı ?" Annem şaşkınca bana baktı
"hangi konuda tatlım ?"
"hamile olmam konusunda" elim içgüdüsel olarak karnıma gitti
"ah hayır tabiki tatlım tam tersi senin mutlu olacağını bildiği için o da çok mutlu oldu."
"buna sevindim..." diyebildim sadece çünkü eğer Jacob burda olsaydı babamın ikimize de kızma ihtimali çok yüksekti şimdi o olmadığı için üstüme gelmemeye çalışıyordu, keşke o yanımda olsaydı da babam istediği kadar kızsaydı bize, bu durum sadece anlık üzüntülere sebep verirdi ama onun yanımda olmaması kalbimi delip geçiyordu sanki...
Kafamdan bunları atmaya çalıştım -imkansız olduğunu bile bile- tekrardan anneme baktım
"anne bu imkansızdı..." dedim annem bana gülümsedi
"hayır bebeğim bu bi mucize, tıpkı senin gibi..." dedi
"ama o yok..." diyebildim sadece çünkü daha uzun cümleler kurarsam ağlayacağımı biliyordum
"hadi ama Nessie, Jacob'u tanımıyormuş gibi konuşma o her ne kadar inatçı bi kurt olsa da kalbindeki iyilik inadını her zaman yener hele ki söz konusu senken... Senden uzakta çok uzun süre dayanabileceğini zannetmiyorum." her şeyin annemin söylediği gibi olmasını diliyordum ama içimdeki boşluk bana iyi bi şeyler düşünebilmem için fırsat tanımıyordu, ne zaman yüzüme hafif bi gülümseme gelse o boşluk daha da derinleşiyordu; ben o olmadan nefes alamıyordum, gülemiyordum, ondan başka hiçbir şeyi düşünemiyordum, kısacası yaşayamıyordum, gözlerimden akan yaşların yavaş yavaş yanağımdan süzülüşünü hissettim eğer bi şeyi değiştireceğini bilsem hıçkıra hıçkıra hiç ara vermeden ağlardım, etrafımdaki her şeyi yerle bir ederdim, kimseyle tek kelime konuşmazdım ama benim bunları yapmam hiçbi şeyi değiştirmeyecekti, o gitmişti ve sanırım geri dönüşü yoktu ama ne olursa olsun onu bekleyecektim karnımda onun bi parçasını taşıyordum, yaşama tutunmamı gerektiren tek şey bizim bebeğimizdi, imkansız ama mucize olan bebeğimiz...Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum, lütfen ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Ay
FanfictionIsabella Marie Swan ve Edward Anthony Masen Cullen, kısaca Bella ve Edward... İkisinin aşk dolu hikayesini heyecanla ve merakla okuduk, sonuda çok güzel bitti fakat bir başrolümüz daha vardı seri boyunca en çok sevdiğim karakter ve seri boyunca en ç...