Genç adam derin bir nefes vererek kapıya baktı. Bu geceyi atlatınca her şey daha güzel olacaktı. Bir ay önce gelmesi için sabırsızlandığı andaydı. Ertesi gün evlenecekti. Selen ile hep aynı evde yaşama fikri bile ürperticiydi. O, evde kızlar gecesinde olmalıydı.
Kapıyı açar açmaz tanımadığı iki kişi koluna girdi ve bir yere sürüklemeye başladı. Arbas bir an kendinin değil de, başka birinin bekarlığa veda gecesine geldiğini düşündü. Mekan oldukça kalabalıktı ve loş bir ışıklandırma yapılmıştı. Yoğun ter ve duman Arbas'ın genzini yakmaya başlamıştı bile. Gerçekten bu kimin gecesiydi?!
Yanındakilere bakıp şaşırdı. Gerçekten ikisini de tanımıyordu. Yanlış yere gelmiş olmalıydı. Büyük bir kalabalığa doğru gidip durdular. Geçmeleri için yer açılınca Arbas kalabalığın ortasına itildi. Genç adam neye uğradığını bilmez durumdaydı. Kalabalıkta gördüğü tanıdık yüzler ile rahatladı. Kuzenleri, babası ve Doruk amca. Konuşma sesleri bitince ortam sessizliğe soyundu. Bir adım öne çıkıp ona yaklaşan ilk kişi kuzeni Yaman oldu.
Sarı saçları, gri takım elbisesi ve hala çok iyi olan fiziği ile adeta Arbas'a meydan okuyordu. "Kuzen! Bekarlığa Veda Gecene hoşgeldin!" dedi Yaman ve birkaç yaygaracı alkışladı. Yaman bardak tutan elini yukarı kaldırıp durmalarını sağladı. "Ama bu gece sandığın kadar kolay geçmeyecek ne yazık ki," diye devam edince Arbas arkada duran ağabeyine baktı. Onun için üzülüyor muydu yoksa?
"Önce evli olanlardan evlilik hakkındaki fikirlerini alalım," dedi Yaman ve kendine en yakın olan kişiye döndü. Sarışın ve mavi gözlü orta yaşlı duran birine. "Merhaba, ben Rüzgar. Evlilik güzel tabi ama işin içine çocuk girince böyle... karpuz kesemiyoruz," dedi Rüzgar Seçkin. Karpuz kesmenin onların ailesindeki anlamı çok farklıydı bu yüzden onu bir tek ailesi anladı ve güldü.
Yaman da anlamayarak sıradaki kişiye geçti. Yani ağabeyi Kuzey Sayıner'e. "Evlilik... harika bir şey. Birinin sonsuza kadar senin olması ve bunu hissetmen," dedi Kuzey ama daha da konuşacakken Yaman ondan uzaklaştı. Çok romantik konuşuyordu. Bu Arbas'ı korkutmazdı ki! Sıradaki kişiye yani Doruk Seçkin'e gitti.
"Evlilik mi? Hayatımın yarısından fazlasını karımla geçirdim ve ondan önce nasıl yaşadığını hatırlamıyorum. Siz, siz olun yirmi yaşında evlenmeyin," dedi yakışıklı adam ve herkes kahkaha attı. Bu adam tam bir geyik yapma makinesiydi.
Arbas buradaki herkesin evli olduğunu düşündü. Gerçekten bir tek o mu kalmıştı? Şükür ki ağabeyi Karan gibi hala evlenmeyenler de vardı.
"Evet. Şimdi soru cevap kısmına geçeceğiz," dedi Yaman. Bunu diyince iki genç adam olan Yağız ve Baran, Arbas'ı tuttuğu gibi sandalyeye oturttu. Arbas şaşkınca etrafına, özellikle babasına bakarak acıma diledi. Bu geceyi böyle düşlememişti. Genç adamın oturduğu yerin hemen üstündeki ışıklar yanınca, sorgudaymış gibi bir hava oluştu. Karşısına oturan Doruk Seçkin'in korkutucu duruşu ise başka bir olaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanıltıcı
General FictionSayıner Ailesi #2# Dört kardeşin hayatlarının ele alındığı hikâyede, hüznü, azmi ve mutluluğu tadacaksınız. İzmir deki Sayıner Ailesini tanımaya hazır mısınız? ©Tüm Hakları Saklıdır