Aynadaki yüzüne bakıp hafif güldü. Üstündeki terli atleti çıkarıp sepete attı. Yüzü acılarını güzel saklıyordu. Yavaşça banyodan çıktı ve yatağında yatan çıplak bedene bakıp daha çok güldü. Yasemin'in inatlaşması onu daha çok kışkırtıyordu. Bunu biliyor olmalıydı ki, bu yola oldukça fazla başvuruyordu. Kesinlikle biliyordu.
Yavaşça ilerleyerek yatağın kendine ait olan kısmına oturup, arkasına yaslandı. Parmağını kaldırıp yüzüğüne baktı ve iç çekti. Ne zaman evlenmişti böyle? Yasemin ile ne haltlar düşünmüştü? Düşüncelerini yanından gelen ses böldü. "Hala inanamıyor musun? Zamanla alışırsın," dedi Yasemin.
Gözlerindeki uykuyu yok etmek için çaba harcadı. Çıplak bedenine çarşaf sarmayı düşündü ancak vazgeçip bıraktı ve tüm çıplaklığı ile ayağa kalktı. Bartu'nun hemen yanından banyoya girdi. Ne de olsa ona bakmıyordu. Rahat olabilirdi. Banyonun kapısını kapatıp incelemeye başladı. Kişisel banyo olduğu için çok büyük değildi, bu yüzden gökyüzü manzaralı banyoyu sevdiğini düşündü. Ilık bir duş alırken Bartu hala yüzüğe bakıyordu.
Kendine sık sık sorduğu sorular vardı. Nerede hata yapmıştı? İyi olduğu için mi kaybetmişti? Her insanın içinde bir melek ve bir şeytan vardı. O bunca zaman boyunca melek olmuştu ancak bu işine yaramamıştı. Bu yüzden şeytan olmayı deneyecekti. Bunun Yasemin'e denk gelmesi tamamen şanstı.
Yataktan kalkıp dolaba gitti ve rahat bir şeyler aldı. Yasemin'in giyinişini izlemek oldukça cazip gelse de aşağı indi. Ne yapacağını bilmiyordu sadece inmek istemişti. Bahçeye açılan sürmeli kapıyı çekti ve dışarı çıktı. O sırada çalan cep telefonu onaylanmasını sağlayacaktı. Gördüğü isim ile durakladı.
"Alo. Efendim Kaya?" dedi düz bir sesle. Telefonun ucundaki ses oldukça neşeli geliyordu. Mutlulardı. Aşkları ile. "Bartu. Abin yarın, sergim için İstanbul'a geliyor. Sen ve eşin de gelmek ister misiniz? Babam eşini merak ediyor. Tabi annem de," dedi Kaya.
Bartu saçını kaşıdı ve arkasına döndüğünde merdivenden inerek saçını kurutan Yasemin'i gördü. Kısa bir an ona bakıp telefona döndü. "Eşime sormam gerekiyor. Ben duruma göre mesaj atarım." Sesinin keyifli çıkması için uğraştı.
"Tamam. Selam söyle herkese," dedi Kaya ve aynı dileği Bartu da iletince telefonu kapadı. Yanına havlu ile gelen Yasemin'e baktı.
"Kimmiş?"
"Kaya. İstanbul'a çağırıyor. Bizi," dedi Bartu ve içeri yöneldi. Yasemin'in gözleri hızla açıldı. İstanbul'a daha önce hiç gitmemişti. Hatta İzmir'den dışarı çıkmamıştı.
"Gerçekten mi? Kabul etmeliyiz."
Bartu kendini koltuğa atıp iç çekti. "İstemiyorum," dedi sakince.
Yaseminin ağzından küçük bir 'hah' sesi döküldü. Sonra toparlandı. "Ah yoksa eski, küçük aşkını görmek için hazır değil misin?" dedi kinaye dolu sesiyle. Bartu hızla ona bakıp kaşını çattı. Sonra ayağa kalkıp ıslak kırmızı saçları yakaladı. Çok sert ve ani bir hareketti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanıltıcı
Fiksi UmumSayıner Ailesi #2# Dört kardeşin hayatlarının ele alındığı hikâyede, hüznü, azmi ve mutluluğu tadacaksınız. İzmir deki Sayıner Ailesini tanımaya hazır mısınız? ©Tüm Hakları Saklıdır