Bölüm 8

16 0 0
                                    

Sabah daha başka bir keyifle uyanmıştı pelin.üstelik çatıdaki karga seslerinin rahatsızlığını duymadan.mutfaktan gelen çayın kokusu keyfini daha bir arttırdı.içinde akan sonbaharın ılık rüzgarıydı ve bu zamanlar aşkın kahverengi olduğu zamanlardı.duşunu alıp kıyafetlerini giyindi.mutfakta esin hanım onu bekliyordu.yanaklarını öptü kadının, kadının ılık nefesini yüzünde hissetti.kahvaltı yaptılar sessizce.pelin annesinin sessizliğinin sebebinin sormadı.bu günkü yapacağı işlerden bahsetti.kadın sadece dinliyordu arada sırada tebessüm ediyor ama kaygılı bakışlarını belli etmeden duramıyordu.pelin arabasına binerken büşrayı gördü yalnız başına.-günaydın Büşra, kardeşin hasta mı?-yok pelin abla bugün fizik tedavisine gidecekte dedi Büşra.içi kıpır kıpır oluyor, karnında bir arı kovanı varmış gibi yerinde duramıyordu kız.servisi gelip arabaya bindiğinde şoföre bile neden geç kaldığını sordu sinirle.

Pelin otoparka aracını park ederken halilin aracının olmadığını fark etti.sanki araçta bir şeyler arıyormuş gibi yavaşça arabasının içinde başını etrafa bakmak için çevirdi.halili veya aracını görmeyi umut etti ama görünürlerde yoktu.derin bir nefesi dışarıya verdi, aracından indi.birimine giderken narkotiğin önünden heyecanlanarak geçti.

büşra okuluna geldiğinde bahçede cengizi onu beklerken gördü.yüzünde geniş bir gülümseme ve gözlerinde neşeli bir parıltıyla Cengiz büşrayı süzüyürdu.-anlatmak konusunda tereddütlüyüm ama seni yalnız görmek gerçekten çok harika dedi büşraya.elinden tuttu kızın ve sınıflarına gitmek için okula girdiler.her teneffüs boyunca kantinde, okulun bahçesinde ve okulun karşısındaki kafeteryada konuştular.anlatacakları çok konu, konuşacakları çok olay var gibiydi aralarında.ikisi de konuştukça konuşuyor gülüştükçe mutlulukları artıyordu.

pelin sevcanla son cinayet vakasındaki bulunan izler hakkında bilgileri inceliyorlardı.-raporda 43 numara giyen bay X in yaklaşık 85 kilo yukarı olduğu sanılıyor dedi sevcan.-yere yaptığı basınç ve izlerden bizimkiler bunu çıkarmış.pelinin gözleri şiirdeydi.günahkar ve sevapkar çocuklar demekle neyi kast ediyordu diye düşünüyordu.-sevcan, bizim kayıtlardan tinerci çocuk saldırıları veya evsizlerinde olabilir işte, bulsana bakalım .ama özellikle cinayetle sonuçlanmış olanlara dikkat et dedi pelin.içinden bir ses katilin yakınını kaybettiğini ve bunun intikamını almak için cinayetleri yaptırdığını söylüyordu.kapı çalındı içeriye ellerinde pembe güllerle bir kurye girdi.-pelin hanım siz misiniz?-evet.-bu güller size dedi ve gülleri peline uzattı.güllerin içindeki not kağıdını okudu pelin.'' Aramızda meydana gelmiş arkadaşlığın gayet somut ve berrak kalması dileğimle'' yazılmıştı.pelinin içini tarifsiz bir sevinç kapladı.bariz bir hınzırlıkla gülümsedi çiçekleri kokladı, gözlerinde halilin lacivert gözlerinin hayali belirdi.telefonla halili aradı.-teşekkür ederim güller için dedi.-rica ederim pelin sana daha iyileri layık.-bence bunlardan daha iyisi olamaz dedi pelin telefonu kapatırken.şevkle söylediği son cümlesini kalbiyle onayladı.gözlerinin derinliklerinde bir pırıltı yanıp söndü.

Kübra babasıyla öğlen eve geldiğinde-biraz dışarıda durmak istiyorum, hava çok güzel, olur mu baba?-tamam kızım dedi babası, hastane koridorlarında koşturmaktan yılmış bir şekilde.-buralardan ayrılma.-yok baba, bizim okula gideceğim. kübraların hemen sokağının karşı tarafında kalıyordu okul.iki kız kardeşte burada bitirmişti ilk ve orta eğitimlerini.okulun eğitime başlamasından on sene geçmişti ama hala yapı olarak çok güzel gözüküyordu.3 katlı olan okulun giriş bölümü tamamen mermer zeminle kaplanmıştı ve yan bahçelerinde özenle ekilmiş çiçeklerin sonbahar görüntüleri yaşanıyordu.özellikle ekilmiş geniş yapraklı bitkiler uzadıkça uzamış bir çocuk boyunu geçmişti. aralarda bulunan horoz ibiği çiçekleri, kendilerine has kırmızılığıyla dikkat çekiyordu.duvar diplerini kaplayıp birinci katın pencerelerine uzanan sarmaşık ortancaların bembeyaz renkleri, artık sararmış ama yapraklarında herhangi bir kimyasal değişim olmamıştı.zevkle bakıyordu Kübra okulunun bahçesine.burada çok iyi arkadaşları ve zamanları olmuştu.şimdi yeni okuluna ve arkadaşlarına alışmak kolay olmayacaktı.çünkü bu halinle kimse onunla alay etmemişti burada.-merhaba Kübra diye bir sesle irkildi, sandalyesinin topunuzu geriye aldı.karşısında iki arkadaşını gördü.gözleri gülümsedi.-merhaba size de dedi.okuldan Ferhat ile ali idi.-şey dedi ben özlemimi gidermek için buradayım, ya siz?-biz birazdan maç yapacağız öğle arası dedi Ferhat.-okula gitmiyor musunuz?-yok dedi Ferhat babam yazdırmadı zorla geçtin ortayı,liseyi geçemezsin dedi üzülerek. kübra bir şey demedi.ali için söylenecek bir şey yoktu zaten.o da anomali bir çocuktu Kübra gibi.yalnız bedenen değil,beyinsel bir rahatsızlığı vardı.kısmen zihinsel engelliydi.-kübra dedi ali, bende kullanayım şu bisikleti az hadi.gülüştü iki çocuk.-ali ya bu bisiklet değil dedim sana kaç kere dedi Kübra, tekerlekli sandalye.-olsun dedi ali gözlerinde istek pırıltıları varken, bende kullanayım az canım çekti.-olmaz ali ya dedi Kübra.-sen de kübrayı nerede görsen sandalyesini istiyorsun ali dedi Ferhat gülerek.-hadi zil çalacak maça başlayacağız, görüşürüz Kübra dediler okulun spor bahçesine giderlerken.-ya hep burada mısınız diye bağırdı arkalarından Kübra.-evet dedi Ferhat, hafta sonları bile.

Sevcan bulduğu vakaların dökümünü pelinin masasına bıraktı.gözleri pembe güllerdeydi.-kimden dedi.pelin yüzüne kondurduğu bariyerli maskenin yırtıldığını hissetti -bir arkadaş dedi.sevcan, bir şey demedi ama çekingenliğinin sebebini anlamıştı.vakaları incelediler.oldukça fazlaydı ve bunları incelemek ayları belki seneyi bile geçerdi.bunları eleyelim dedi sevcana.özellikle çocuk ölümü içeren vakaları getir dedi aklında çocuk şiirleri vardı.sevcan birkaç saat sonra tekrar geldi.bir kaç vaka haricinde genelde bıçakla yaralanma vakalarıydı.tinerci çocukların ya para yada cep telefonu gasp etmek istedikleri vakalardı.ama iki çocuğun ölümü ve bir gencinde yoğun bakıma kaldırılması vakaları vardı.bu üç olay hakkında geniş bilgi istiyorum dedi sevcana.özellikle aile üyelerinin bilgileri de dahil.gerekirse sivil bölümle irtibata geçin bu konu hakkında.-tamamdır dedi sevcan.gerekli her şey yapılacak dedi pelin içinden. Bay X, suçunun cezasını çekeceksin.

Geçen birkaç günde her hangi bir olumlu gelişme yaşanmadı. üç olayda adı geçen aileler sivil polislerle izlenmeye ve araştırılmaya başlandı.aile üyelerinden birkaç kişi tespit edilen ayak izinden daha sıkı takibe alınmıştı.pelin ile Halil in arkadaşlığı adım adım daha ileriye gitmeye başlamıştı.büşra yine cengizle görüşememenin sıkıntısını yaşıyordu.

Beşinci günün akşamı oluyordu. dışarıda hava gri bir renkte ağarıyorken adam yavaşça yerinden kalktı.çocuğu düşündü.dediklerini yapmış mıydı acaba? O çocuğa inanıyordu mutlaka yapmıştır dedi.mutfağa gitmeden önce eline fotoğraf albümünü aldı.sayfaları yavaş yavaş çevirdi.odanın sessizliğiyle nihayet gözyaşları akmaya başladı.yanaklarını yakarak kucağındaki albüme dökülüyorlardı.adam şiddetli ağlamaya başladı.albümü göğsüne bastırdı ve yattığı yatakta iyice dertop oldu.sonra neşeden, hoşnutluktan yoksun kırık dökük bir gülüşle ayağa kalktı.bu gece yapacağı çok özel bir ritüeli vardı.mutfağa gitti adam gene ve kendisine yemek yapmaya başladı.

Gece olduğunda belgrad kapısının yanına geldi adam.aynı kıyafetler üzerindeydi.kapüşonla yüzünü örtüyordu.sur kapısının yanındaki savunma kulelerine baktı.belgrad kapısından içeriye girdi ve sağ taraftaki merdivenleri ağır ağır çıkmaya başladı.surlara geldiğinde çocuğu gördü.surların üzerinde oturmuş ona bakıyordu.oturduğu sur duvarının zemininde bir karaltı vardı.el salladı sülo ve adamın yanına gelmek için surlardan aşağıya atladı.-selam zorro dedi adamın yüzündeki maskeye bakarak.-merhaba ortak dedi adam sesine samimilik ekleyerek.-neler yaptın bakalım?-dediğini dedi kısa cevap verdi sülo ve arkasından demediğini de.-neymiş o dedi?sülo az ilerdeki karaltıyı göstererek –senin hediyen dedi, sen istemeden ben sana getirdim bile.-adam karaltının, yerde yatan bir çocuk olduğunu gördü.-aferin ortak biliyordum sana inanmanın doğru olduğunu dedi.adam cebinden para ve hap çıkardı çocuğa uzattı.çocuk aldı cebine attı hepsini.-şimdi ne yapacağız zorro?-senin işin bitti şimdilik bu sefer on gün görüşmeyeceğiz.on gün sonrasında buluşacağız seninle.-nerede diye sordu sülo.ilk tanıştığımız yerde, altın kapıda tamam mı?-tamam zorro dedi çocuk ve merdivenlerden inerken yerde yatan çocuğa ne yapacağını merak ediyordu.

dow


KARGA GÖZLERİNDEKİ CİNAYETLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin