İstanbulun sokaklarında gezmek, özellikle gece yarısından sonra sanki gürültülü bir mezarlıkta bulunmak gibiydi.gerçi esnaflar dükkanlarının kepenklerini, okunmayı bırakılmış bir kitabın kapağı gibi kapatmışlardı.ama gecenin itaatkarlığını yapan bayağı araba vardı yollarda.onların sesleri bölüyordu sessizliği.sur kapılarında gezmişler, kayda değer bir olaya rastlamamışlardı. yağmur damlaların atıştırması zaten neşesizliğini gösteriyordu istanbulun. sokaklarda kimsesizlik hüküm sürüyor, pirinç lambalarından yayılan ışık, aydınlatacak bir canlı bulamadığından şikayetçi oluyordu. sevcanı evine bıraktı pelin.eve girdiğinde annesinin onu beklediğini gördü.-hani erken yatacaktın anne?-uyku tutmadı kızım, bende seni bekleyeyim dedim yaşlı kadın solgun renkli yüzünle.pelin annesine yaklaştı gözleri kadının gözlerindeydi.-anne, ağladın mı sen gözlerin kıpkırmızı olmuş.kadının sessizliği cevabı vermişti.su götürmez bir gerçek vardı pelin için, annesinin akşam misafirliğinde başlayan huzursuzluğu devam ediyordu.-anne neyin var lütfen anlat bana dedi kadının yanına oturup ellerini tutarken.aklındaki muğlak şüpheyle kızına baktı.-sana anlatacaklarımı iyi dinle o zaman dedi peline.gözlerinden vurdumduymaz damlalar akarken kadın konuşmaya başladı.-büyük anneni tanımıyorsun sen dedi yani benim annemi.onun resmini gösterdi fotoğrafta.-biliyorum anne dedi meraklanarak pelin, kaç kere baktım bu fotoğraflara.-annemin özel güçleri vardı dedi kadın sesinde anlaşılmak istenen tınıyla.-nasıl özel güçler dedi pelin-yani onun ailesinden gelen bazı güçleri devam ettirebiliyordu.geçmişte veya gelecekte olabilecek olayları hissedebilme güçleri.-anlamadım dedi pelin annesine gözlerini kısarak baktı.-annem on yaşlarında iken bir mabette eğitim görmüş.o zamanlar onunla beraber on genç kız alınmış eğitim için.mabette başta kalmak istememiş annem.çünkü mabedin etrafı ellişer metre yükseklikte duvarlarla çevriliymiş.içeri giren eğitim sonuna kadar çıkamazmış.birde geçtikleri her kapının ikinci bir kapısı daha varmış ve kapılarda tasvir edilen şekillerin görüntüsünden çok korkarmış.-ne varmış tasvirlerdeki anne?-yüzlerce şeytan tasviri varmış ama... dedi sustu kadın.pelinin bir cevap beklediğini görünce devam etti.-günahsızların kurban edildiği tasvirler dedi.-yani çocukların kurban edilişimi?-hıı hıı dedi kadın sesi konuşmaktan rahatsız oluyormuş gibi.-eee anne sonra?-ilk eğitimleri yıldızların ve gezegenlerin hareketlerine ait olmuş.medeniyetlerinin ilerisini görmek için uzun süre astronomi eğitimi almışlar.bu eğitim odasında başarılı olanlar ikinci odaya geçmişler.odanın eğitimi insanlar ve hayvanların gelişimi ve ruhsal durumlarının analizleri içinmiş.-nasıl yani diye sordu pelin artık şaşkınlığı diline yansıyordu.-yani canlıların biyoenerjilerinin farkına varmak.hani ben kübranın alnına dokundum ya dedi yaşlı kadın onun gibi.-yani bir çeşit beyin dalgalarını okumak gibi mi?-öyle de denebilir, yaşadıklarını hissedebilme ve enerjisini duyabilme.annem bu odadan da başarılı çıkmış.üçüncü oda üçüncü göz odasıymış.yani özel efsunlu sözlerin ezberlendiği, ya da özel işlemlerin yapıldığı oda.-bir çeşit büyü odası gibi mi anne yani?-ben öyle düşünmüyorum dedi esin hanım, ben o odayı telepatik bağ kurma odası diye adlandırabilirim.-telepatik mi?-yani ölmüş birinin son gördüklerinin görülmesi.-nasıl nasıl anne?-bu genelde hayvanlar için kullanılmış kızım, insanlar için değil dedi kadın gözlerini pelinin anlam veremeyen bakışlarına çevirerek.-anne seni takip edemiyorum inan ki dedi pelin sesine yorgunluk da ilave olmuştu.-bu anlattıklarının neşelerin evindeki olayla ne alakası var şimdi?-ben ...ben ..dedi kadın ağlamaya başladı tekrar.-anne ne oluyor anlatır mısın lütfen.-ben kübranın enerjisinin birkaç gün sonra biteceğini hissettim dedi kadın.pelin duyduklarına inanamıyordu, annesine merakla baktı.içinden annesinin oldukça yaşlı olduğunu ve artık beyin mekanizmasının belli bir yerden sonra uçuşa geçtiğini düşündü.sarıldı kadına.-ahh benim koca bebeğim dedi ağlama artık anne bak beni de ağlatacaksın.belki sana öyle gelmiştir bu aralar çok yoruldun benim sayemde.geç yatıp erken kalkıyorsun dedi.kadın kızının saçlarını öptü, bir savunma manevrasına geçmedi.gözlerinden damlalar akabildiğince izin verdi.annesini yatağına yatırdı pelin.kadının başında biraz bekledi ellerinden tuttu.sessizce kadının uykuya geçişini izledi.odasına gitti.yatağına uzandı annesi için tedirgin olmuştu.onu razı edecekti en kısa zamanda bir psikiyatr ile nöroloji uzmanına çıkaracaktı.yorgunluğun verdiği minnettarlıkla uykuya daldı.on yaşındaydı pelin, bir mabetten içeriye giriyordu.yanında tanımadığı başka kızlar vardı.büyük bir kapıdan içeriye girdiler ve ikinci kapının üzerindeki tasvirle birden büyüdü pelin şimdiki zamandaki gibi oldu.kapıya yaklaştı.kapıdaki görüntü, boğazında yumrular oluşturdu. vendetta maskesi takmış bir adam elindeki bıçakla küçük bir çocuğun boğazını kesiyordu.kapıdaki tasvire yumruk atmaya başladı pelin...
a
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARGA GÖZLERİNDEKİ CİNAYETLER
Misterio / SuspensoDerler ki, mihenk taşına yatırılmış küçük bir bedenin ölümünü insanlar görmezse bir karga görürmüş.ve karga gördüğü cinayetin şahidi olduğu için kendini öldürürmüş....