Bölüm 21

14 0 0
                                    

-anne gelme buraya sakın dedi pelin, sesinde gördüğü görüntünün dehşeti belli oluyordu.-sevcan annemi eve götürür müsün?-hayır kızım, görmek istiyorum diye diretti kadın kızına.-anne lütfen, şimdi ekibi çağıracağım hadi gidin dedi. kadının gözlerinden akan yaşlar, yağan yağmura eşlik ediyordu. üzeri ıslanmıştı ama umurunda değildi, kalbinde bir şeylerin yokluğunu hissetti.-bakayım kızım lütfen dedi kadın yalvarır bir sesle.pelin annesine sarıldı ve kulağına fısıldadı.-anne, oradaki Kübra, görmen seni daha sıkıntıya sokabilir.

-kadın hayır dedi peline.-son kez göreyim ve onu koruyamadığım için ondan özür dileyeyim dedi ağlayarak. pelinin içinde yaşanan gelgit bir fırtınaydı.-peki dedi annesine, bana sarıl ve sakın kendini kaybetme.yağan yağmurun altında iki kadın bahçe kapısından geçtiler.ve sandalyedeki cansız bedene baktılar. Kübranın kafası sandalyesinden geriye doğru düşmüştü, açık kahverengi saçları aşağıya doğru sarkmış ve yağmurdan ıslanmıştı.gözleri yarı açık bir şekilde elektrik direğine bakıyor gibiydi.elleri kucağında çarprazlamasına duruyordu, çocuk ölüme mahkum edilmiş bir suçlu gibi kabul etmiş gözüküyordu sonunu.sandalyenin etrafına dağılmış olan, kızın koparttığı çiçekler de hayat ibaresinden yoksun gözüküyordu.yaşlı kadının bir şeyler fısıldadığını duydu pelin ama duydukları farklı bir dildeydi.annesinin hem dua hem de özür dilediğini anladı.kadının sesi, gökyüzünden inen yağmurlar gibi Kübranın bulunduğu yöne doğru savruldu.

Okulun bahçesi emniyet şeridiyle kaplandı ve olay inceleme ekibi çalışmalarına başladı. meraklı mahalle sakinleri yağan yağmura aldırmadan vakanın ne olduğunu öğrenmek üzere toplanmışlardı. sevcan, neşe hanıma ve irfan beye durumu açıklamadan önce kapıya bir ambulans çağırdı.durumu izah etmek çok zordu ama ve bu kelimelere yakınlaşmak zorundaydı sevcan.olayı duyduğunda neşe hanım senkop ( bayılma) geçirdi ve aileyi acile götürmek zorunda kaldılar.kübranın fotoğrafları çekilirken pelinin gözlerinde bir şeyler parçalanıyordu.kızın tebessümünden, konuşmasından, gülüşünden bir parça, yapboz parçaları gibi ayrılıyordu sanki.adli tabip geldi, selamlaştılar pelinle daha önceden tanışıyorlardı ve bir çok vakada beraber çalışmışlardı. incelemelerine başladı abli tabip. kızın fiziksel yapısına ait her şeyi inceledi. pelin adli tabibe bakıyordu ve adam, kızın ellerine yoğunlaşmıştı. boğazına bakıyor sonra ellerini tekrar kontrol ediyordu. yardımcısına bir şeyler söyledi ve yanlarında getirdikleri çantanın içinden şeffaf eldiven çıkardı yardımcısı. adli tabip eldivenleri kızın her iki eline geçirdi ve lastikle düşmesini engelledi. pelin bir şeyleri fark ettiğini anladı. adli tabip işini bitirdiğinde - önemli bir şey mi gördünüz diye sordu.-evet tahminen öyle pelin hanım, sizde kızın boğularak öldürüldüğünü fark etmişsinizdir.-evet fark ettim dedi tırnak izlerini de gördüm.-evet bir şeyle boğulmuş kız ve o her neyse onu gevşetmeye çalışmış dedi adli tabip ve sonrasında sustu. yüzü açık kalmış bir kitap gibi gözükse de, pelin adli tabibin katilin ne kullandığını söyleyecekti ama katilin kim olduğunu söyleyemeyecekti. -katil bir çeşit bez kullanmış diye devam etti adli tabip.-bez diye tekrarladı pelin.-evet bez diye tekrar onayladı adam ve üstelik tahminime göre fuşya renginde bir bez parçası yada tül gibi bir şey olabilir belki.-fuşya renginde diye ikinci kez tekrarladı adli tabibin söylediğini pelin. artık gözyaşları yanaklarından aşağıya daha hızlı akıyordu.

Kızın cansız bedeni ceset torbasına konuldu ve adli tıp kurumunun arabasına yerleştirildi. olay inceleme ekibi el dolduracak herhangi bir iz belirleyemedi. yağan yağmurun etkisiyle toprak zaten ıslanmış, çamurlaşmıştı.pelin okulun bahçesinin yanından ayrılan arabalara baktı ve evine doğru gitti.annesi koltukta oturmuş başını iki ellerinin arasına almış hala ağlıyordu.yanına gitti ve sarıldı yaşlı kadına.kadın karşılığını verdi.istim almış ve son surat gelmekte olan acıları hissetti her ikiside.dışarıdaki gök gürültüsün sesi  içlerinde yaşanan kargaşanın gürültüsünden bile cılız geliyordu.Esin hanım peline iyice sarıldı ve- benim suçum dedi, göndermemeliydim onu markete.-hayır anneciğim dedi pelin. Kadının suratını kendi suratına çevirerek- hayır senin suçun değil, hepimizin dedi kadına ve yüzündeki sıcaklık birkaç derece daha artmıştı şimdi.artık karanlığın hüküm süreceği bir zamana doğru ilerliyorlardı.sevcanı aradı pelin cep telefonuyla.-evet komiserim acildeyiz, müşahede odasındayız. neşe hanıma sakinleştirici yaptılar, irfan bey kabul etmedi ama onun da ihtiyacı var gibi.büyük kızları geldi burada annesinin yanında.-tamam sevcan sen evine git bizde birazdan geliyoruz.-anne gitmek istediğinden emin misin?-evet kızım bende geleyim neşe hanımın yanında olayım.-ama senin için şüphelenmek istemiyorum anne, kötü olmayasın evde kal ben gidip gelirim.-olmaz kızım dedi esin hanım, sesinde bir yılgınlık vardı ama yüreğinde kocaman bir dostluk.

Müşahede odasının ikinci yatağında yatıyordu neşe. yüzü solgun ve üzüntünün en şekilli bir ifadesini yansıtıyordu. göz kapakları tam kapanmamış ve dökülmeyen göz yaşlarının belirginliği gözüküyordu. saçları dağılmış ve yatağın kenarlarından sarkan çarşafı, avuçlarına hapsetmişti. Büşra, baş ucunda durmuş sessiz sessiz ağlıyordu. irfan bey ayağa kalktı ama bir şey demeden yanlarından geçti gitti.-büşra dedi pelin.kız kafasını kaldırdı gözleri ağlamaktan şişmişti.-pelin abla dedi ve yerinden kalktı peline sarıldı, artık ağlamaları hıçkırık tarzına geçmişti.kızın saçlarını okşadı pelin, bir şeyler söylemek istedi ama kelimeler gırtlağında paramparça oluyor bir araya gelmiyordu.-annem dedi kız, annem iyi olacak değil mi?-evet dedi pelin gözlerinden akan yaşlar artık yanaklarında iz bırakıyordu.esin hanım irfan beyin oturduğu sandalyeye geçti.neşenin elinden tuttu, diğer eliyle kadının saçlarını düzeltti.dudakları hareket etmeye başladı esin hanımın, mırıldandığını duyuyordu pelin yine.aynı aksanda bir şeyler söylüyordu annesi.kadının alnına sol avucunu, sağ elini de kalbinin üzerine koydu esin.ileri geri sallanarak bir şeyler daha okudu.pelin annesine kilitlenmiş bir şekilde bakıyordu, daha önceden böyle davranışlarını hiç görmemişti.neşe hanım birkaç dakika sonra gözlerini açtı.- esin dedi neşe hanım.-yanındayız biz merak etme neşe.kadın yattığı yerden kalkmak istedi ama küçük ve kalın bir çerçevenin içine hapsedilmiş biri gibi yastığına düştü kafası.-kalkma neşe, yatmalısın dedi esin, kadının saçlarını okşayarak.-o nerede esin, kızım nerede, kübram nerede?esin hanımın gözlerinden iki büyük damla yanaklarına aktı.düşünce dolu bir sessizlik yaşandı bakışlarında.kadın ani fren yapan bir arabanın sesi gibi çığlık attı.-gitti kübrammm, aldılar kübramı benden diye bağırmaya başladı.irfan bey geri geldi karısına sarıldı.kadın kocasının boynuna sıkı sıkıya sarıldı.-geri getir irfan kızımı, kurtar onu diye hıçkırmaya başladı.müşahede odasına acil tıp teknisyenleriyle nöbetçi doktor geldi ve herkesi dışarıya çıkarttı.-artık gitmelisiniz dedi neşe hanımın yalnız kalıp dinlenmesi gerekli bu akşam.

Yolda gelirlerken hiçbir şey konuşmadılar. sadece yağan yağmurun arabaya çarptığındaki sesler duyuluyordu.pelin gözlerinde yaşadıklarının analizini yapıyordu.annesiyle konuşacakları vardı ama bu gece uygun bir zaman mıydı bilemiyordu.evlerine girdiler ve her ikisi de sessizce kanepeye oturdular.esin hanım peline baktı ve kızının meraklı ve soru dolu bakışlarını gördü.-ne öğrenmek istiyorsun pelin?

:\"k

KARGA GÖZLERİNDEKİ CİNAYETLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin