Pelin emniyet müdürlüğüne geldi ve odasındaki koltuğuna gömülürcesine oturdu. sevcanın kahve içelim mi sorusuna sadece kafa sallamakla yetindi. gözlerinde hem çocuk cinayetlerinin hem de kübra olayının uzaklığı vardı. Bu iki olay tamamen birbirinden farklı kaideliydi.çocuk cinayetlerinde ritüel bir şablon vardı, katil ve yardımcısı bıçak kullanıyordu.istedikleri kandı.kurbanlarını kesip kanlarını akıtmak.öldürme biçimlerinde bütünlüğü bozmak vardı.ama kübra nın olayındaki boyut böyle değildi.kumaş parçasıyla boğulmıştu ve özel bir kondisyon gerekmemişti. bir de şiir yoktu kızın üzerine bırakılan. kesinlikle dedi pelin içinden, iki manzarada farklı ortamları gösteriyordu.sevcan elinde kahve bardaklarıyla içeriye girdi ve pelinin kahve bardağının yanına çikolatalı gofret bıraktı.-deneyin komiserim kahvenin tadı daha güzelleşiyor dedi. iç hat telefonu çaldı, arayan numara gözüktü. pelin sevcana baktı.-bende gidip devriye raporlarını getireyim, bakalım sur kapılarında bir gelişme yaşanmış mı dedi sevcan, yüzündeki muzip gülümsemeye engel olamadan.-alo pelin merhaba nasılsın dedi halil meraklı bir ses tonuyla.-iyiyim halil sağol yeni geldim bende.-gördüm senin gelişini. hemen gelip seni görmek istiyorum eğer zamanın ve durumun uygunsa?-olur gel halil odada yalnızım zaten.
Halil içeriye girdiğinde pelin kapıya doğru hareketlenmişti bile.halil, pelin demeye kalmadan sarıldı halile pelin.başını omuzuna koydu ve gözyaşlarının akmasına izin verdi.halilin armani code parfümünü hisssettikçe daha sıkı sarıldı.halil pelinin saçlarını okşayarak sessizliğini sürdürdü.pelinin birkaç dakika kısık hıçkırıkları ve ağlayış seslerinin dışında odada başka ses duyulmuyordu.-geçecek tatlım bunların hepsi geçecek dedi halil güvenilir bir tınıyla.pelin özür diledi ve masasının üzerindeki çantasından aldığı kağıt mendille yüzünü sildi.-kusura bakma halil, senin de psikolojini bozdum.-ya öyle düşünme dedi halil pelinin karşısındaki koltuğa oturarak, kolay kabul edilir bir şey değil.bana herşeyi anlatsana neler oldu sizin mahallede? pelin kübra nın cesedinin bulunuşundan sonraki olayları anlattı.cengizle buluşmasından ve konuştuklarından bahsetti.adli rapordaki bilgileri tekrar etti. halil lacivert gözlerini pelinin odasındaki pencereye yöneltti.-sence bu cinayeti kim işledi? –bende bunu anlamaya çalışıyorum halil.engelli bir kızdan kim nefret edebilir?-şu cengiz dedi halil ses tonu cendere yaparak.bence birinci derecede şüpheli gibi.bir araştırsan iyi olacak gibi.-evet araştıracağım hatta okul arkadaşlarını bile dedi.okulda da birkaç kızla kavgası olmuş kübra nın.halilin geniş çenesi açıldı- nasıl yani kavgası? engelli biriyle kim dövüşür dedi halil şaşkın gözlerle.-yok ya şiddet içeren olaylar değil,sadece tartışmalar demek istedim.kıskançlık sonrasında yani.-eee desene gene de bir garezlenme duyusu var, bunu araştırmakta fayda var dedi halil koltuğa yaslanarak.-evet dedi pelin.-ama ben sana güveniyorum pelin bu işi mutlaka çözüp katili yakalayacaksın.-sağol halil dedi pelin, dudak kenarlarını zorla yukarıya kaldırarak.-bu aralar yemeğe çıkamazmıyız pelin?-yok annemi yalnız bırakamam, zaten gece devriyesine de çıkamayacağım bu hafta.-olsun pelin daha sonraki zamanlarda çıkarız, haftalar çuvala girmedi ya dedi halil sol gözünü kırparak.içeriye sevcan girdi elinde devriye raporlarıyla.halil izin istedi çıktı.sevcan rapor dökümlerini saatlerine göre düzenlerken pelin avucundaki kağıt mendile baktı.akibeti, cengizin avucundaki kağıt mendil gibi olmuştu.
Sülo belgrat kapısına geldiğinde artık akşamın belirgin koyuluğu yaşanıyordu ve ençok bu rengi seviyordu.siyah ve grinin egemenliğini.kimin hükümran olduğunu bilen tek kahin.bu renkler insana tilkiliği öğretiyordu.saklanmayı, kaybolmayı ve avına yaklaşıp....
Yaptığı araştırmaya göre kendisini arayan kişinin rıfat olduğunu öğrendi.zorro ne demişti ona, içeriye bir ajan gibi sızacaksın ve sonrasını....şimdilik yapacağı tek iş vardı, rıfata yakın olmak.üzerinde kaç günden beri değiştirmediği pislik içindeki eskimiş parçalanmış siyah bir kaban ve eski püskü bir pantolon vardı.çaldığı ayakkabılar birkaç numara büyük olduğundan, yürürken ayağından çıkıyordu.kapıdan geçti ve ağaçlık alana doğru ilerlemeye başladı.ortalıkta bir evsize rastlamadı.edindiği bilgilere göre kampları vardı ağaçların içindeydi.kabanının cebine eline soktu bıçağın metalini okşadı.bu akşam bir sorunla karşılaşırsa en azından güveneceği bir silahı vardı, kendinden emin bir şekilde ağaçların arasından içeriye doğru yol almaya başladı.bir kaç metre ilerlemişti ki ayağına dolanan bir iple yüzü koyun çimenlerin üzerine düştü.kafasının hemen yanında biri belirdi.-sen kimsin ne arıyorsun burda be diye bağırdı.sülo yavaşça dizlerinin üzerine kalktı.-ben hüseyin dedi daha önce dehlizden çıktığındaki peline söylediği isimi yinelerek.diğer iki çocuk daha geldi yanlarına ağaçların arkasından çıkıp.-burasını nerden biliyorsun dedi aynı çocuk.-şeyyy ..şeyy altınkapıda bir arkadaşım var o söyledi.burası daha emniyetliymiş dedi sesine acizlik vererek.-şeytanın zorrosuna yakalanmak istemiyorum, lütfen birkaç gün burada kalayım diye yalvarmaya başladı.diğer iki çocuk sülonun ayağındaki ipleri çözdüler ve kampa doğru yürümeye başladılar.kampın ortasında teneke kutunun içinden yukarıya doğru alev dilleri yükseliyordu.dört çocuk ateşi çevrelemiş ısınmaya çalışıyorlardı, gelenleri görünce dört çocuğunda yüzünde gülümseme oldu ama süloyu fark ettiklerinde gülümsemeleri silindi.artık ateşin ısısına bir ortakları daha gelmişti.sülo ateşin kenarına çöktü üşümüş gibi ellerini tenekenin yakınına uzattı.etrafını incelemeye başladı.
Çok güzel bir yer dedi sülo etrafına bakınarak, en son kaldığım yer bir parktı ve hiç uyuyamadım. burası daha güvenli dedi masumane. gökyüzü bile daha güzel,ne kadar yağarsa yağsın ıslanmayız burada.elinde ağaç dallarıyla Rıfat ve başka bir çocuk daha geldi ağaçların arasından.süloyu fark etti Rıfat.-bu da kim dedi kampta bekleyenlere.-kim olacak dedi süloyu yakalayanlardan biri, şeytanın zorrosu diye tuzak kurduk çırağını yakaladık diye kahkaha attı.sülonun kalbi ağzında atmaya başladı. Rıfat ta gülümsedi buna .-sen de kimsin?-adım Hüseyin dedi sülo heyecanını saklamaya çalışarak -burada ne işin var Hüseyin diye sordu Rıfat, kucağındaki ağaç dallarını ateşin yanına bırakarak.-babam ölünce annem başkasıyla evlendi ve evlendiği adam beni istemeyince ortalıkta kaldım. bende orada burada yaşamaya çalışıyorum dedi çenesini ve gözlerini göğsüne çevirerek, sanki biraz rahatlamış gibiydi bu yalanlarla. - sadece birkaç gün kalayım sonra giderim dedi tenhada kalmış unutulmuş evsiz gibi.-çok korkuyorum ondan dedi.yani şeytanın zorrosundan, benim gibi çocukları öldürüyor.rıfat yanına çömeldi sülonun.-neler biliyorsun onun hakkında diye sordu.sülo elini kabanının cebine soktu ve bıçağı kavradı.-fazla bir şey değil herkesin bildiği şeyler dedi.-nelermiş anlatsana.- maske taktığını ve iri yarı, çok kuvvetli olduğunu söylüyorlar dedi.hatta bir atı varmış galiba adıda canavarmış.atın ağzından alev çıkıyormuş diyorlar dedi.ateşin yanında oturan çocukların dikkatini çekti bu konuşma ve hepsi biraz daha sokuldu süloya doğru.-bir de elinde uzun keskin bir kılıç varmış galiba, onunla kesiyormuş çocukları.hatta bir arkadaş onu görmüş dedi rıfata.rıfat sadece dinliyordu süloyu sesini çıkarmadı.-evet o arkadaşın dediğine göre çocukların kanlarını içiyormuş, dediği sırada tenekede yanan odunlardan bir kıvılcım dışarı sıçradı cızırdayarak.sokulan bütün çocuklar bağırarak geriye kaçıştı.sülo içindeki gülme isteğini ellerinle yüzünü kapatarak sakladı ve sesine biraz daha hüzün ekleyerek- lütfen kalmam için yalvarıyorum, odun toplarım yiyecek ararım ne olur kovmayın beni buradan dedi.-pekala dedi Rıfat birkaç günlüğüne kalırsın.sülo sevinçten nara atacaktı nerdeyse , onu arayan kişiye çok yakın duruyordu ve zorrosuyla yaptığı plana harfiyen uyatacaktı.-çok teşekkür ederim sağolun abi dedi. – bana abi demene gerek yok Hüseyin, sadece Rıfat de.sülonun gözlerinin kenarında bir yıldız yanıp söndü-tabi Rıfat..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARGA GÖZLERİNDEKİ CİNAYETLER
Misterio / SuspensoDerler ki, mihenk taşına yatırılmış küçük bir bedenin ölümünü insanlar görmezse bir karga görürmüş.ve karga gördüğü cinayetin şahidi olduğu için kendini öldürürmüş....