KARGA GÖZLERİNDEKİ CİNAYETLER

Bölüm 24

Cengizin yüzünde yaşanan o karambol halindeki  etkili çöküntüyü her ikisi de görmüştü.çocuğun zihninde oluşan bir durağanlık ve sonrasında itiraz etme yetisini anlamışlardı.cengiz, gözlerini titreyen parmaklarıyla silerken pelin çantasından kağıt mendil uzattı.-teşekkür ederim dedi cengiz, sesinde hıçkırıklarına set koymaya çalışarak.sol eliyle kafasının üzerinden yüzüne düşen uzun düz siyah saçlarını arkaya doğru sıvazladı ama saçları da yüzü gibi gerilimden düzelmedi.-söylediler değil mi dedi, telefonum için gittiğimi ve telefonu mu verdiğimi?-evet söylediler dedi pelin sesinde yumuşama tınısı yaşatarak.-yemin ederim ki düşürdüm telefonumu yere ve sonra açılmadı bende gidip yaptırmak istedim o dükkana.-biliyorum Cengiz dedi pelin onaylarmış gibi.-hatta sonrasında Büşra nın yanına gittim koştura koştura dediğinde sesinde titreme nöbetleri gene başlamıştı ve arada burnunu çekiyordu.-bunu da biliyoruz ama telefonunun tamiri olana kadar ne yaptın? cengiz elindeki kağıt mendili avucunda iyice sıkıştırdı- inanın ki vitrinlere baktım ve dolaştım sadece bu dedi.pelin sol eline yüzünü dayadı –peki dedi bu semtten başka bir yere gitmedin değil mi?-anlamadım dedi çocuk yüzündeki anlama kavrayışı yoksun bir şekilde.-herhangi bir yere gittin mi buralarda mı dolaştın?-haa dedi gittim para almak için eve gittim.pelin daha bir meraklı gözlerle, sol elini masanın üzerine indirip-evin Büşralara yakındı değil mi?- evet birkaç sokak yukarıda dedi Cengiz, on- onbeş dakikalık mesafe var.pelin gözlerini kısıp oturdukları mahallenin krokisini aklında çiziyordu.-sokağınız yenice sokak mı dedi?-evet yenice diye onayladı Cengiz .-haklısın dedi o kadar zaman mesafesi var.-ben yapmadım diye direndi gene Cengiz elleriyle yüzünü kapatarak sessiz sessiz ağlamaya başladı.kiremit renginde giydiği boğazlı kazağı göğsünden aşağıya çekiliyormuş gibiydi.huzursuzluk duygusuna iyice teslim olmuştu çocuk.cengiz peline bakıp- annem evdeydi ondan para aldım dedi isterseniz sorabilirsiniz ama lütfen aileme böyle sorular sormayın dedi gözlerinden akan damlalar hızlanmıştı ve sözlerinin devamını getirdi.-annem..... annem kalp hastası ve tansiyonu yüksek biri.dayanamaz buna inanın ki, korkuyorum kriz geçirebilir.lütfen bana inanın dedi gerçekleri söylüyorum size.

    kafe bu saatte kalabalık değildi ve sadece üç masa doluydu.o masalarda da lise çocukları vardı büyük bir ihtimalle dershane saatini bekliyorlardı.cengizin arada ağlama seslerine başlarını çeviriyorlar ama sevcanın dik ve rahatsız edici gözleri, bu olayı görmemişliğe getiriyorlardı.bak cengiz dedi pelin , sesine bir annenin katabileceği efsunlu koruma tınısı katarak, - senin yapmadığını biliyoruz ama bu düşünce seni tam olarak suçsuz göstermez dedi ve ellerini masanın üzerinde üst üste yerleştirdi.çocuğa doğru biraz daha sokularak- senden küçük bir araştırma yapmanı isteyeceğim, cengize bakan mavi gözlerinde bu isteği belli ederek.cengizin görüşmeye başlayalı ilk kez yüzüne kan hücum etti, sarı kara olan yüzü hafif pembeleşti.-inanın dedi ben suçsuzum ben yapmadım.bu olayın bana tebelleş olmasını istemiyorum.titreyen ellerini gösterdi cengiz, peline ve kağıt mendil avucunda iyice küçücük bir şekle girmişti-hayatımda ilk kez bu kadar korktum inanın dedi ve bana ne derseniz harfiyle yerine getireceğim söz veriyorum.dünyanın sonu bugünmüş gibi yaşıyorum lütfen benim adımı temize çıkarın suçlanmak istemiyorum dedi gözlerinde tomurcuklanan yaşların ışıltısı belirirken.-tamam cengiz, senden okulda bizim için araştırma yapmanı isteyeceğim.Galiba Kübra sınıfından birkaç kişiyle tartışma yaşamış ve bu kişileri senin yakın markaja alıp gözetlemeni hatta o kişilere yakın olan birilerini bulup ağızlarını aramanı istiyorum tamam mı?cengizin burun deliklerinden ilk kez uzun bir hava çıkışı oldu.çocuğun az da olsa rahatladığı belliydi.üzerindeki siyah renkli deri montunu bel kısmından aşağıya çekiştirdi.göreve hazır olduğunun ifadesini takınmış gibi-peki dedi, bir an önce göreve başlayacağım ve inanın her gün size rapor vereceğim dedi.-çok iyi olur cengiz ama bu araştırmayı mümkün olduğunca dikkat çekmeden yapacaksın tamam mı?herhangi bir değişik gelişme olduğunda vakit kaybetmeden bana bildireceksin dedi pelin son kelimeleri kalın ve büyük puntalarla söylermiş bir ifade takındı.-peki peki yemin ederim dedi cengiz anladığını belirten kafa sallama hareketiyle.bir sessizlik oldu aralarında ve bu sessizlik olanlarla olacaklar arasındaki boşluğu belli ediyordu.-şimdi gidebilirsin cengiz ama bu aralar Büşra yı rahatsız etme.kendisini toplaması lazım ve ailesinin yanında olması.-biliyorum dedi cengiz ve sağ gözünden büyük bir damla çenesine doğru indi.onu çok seviyorum ve onun yanında ne kadar olmak istediğimi tahmin edemezsiniz dedi.cengizin sağ gözündeki göz yaşının bıraktığı yere büyük bir hüzün peydah oldu.sanki kocaman büyük bir delik açılmış gibiydi ve bakışlarını kot pantalonun kumaşına indirdi.yavaşça ayağa kalktı.dudaklarını araladı bir şey söyleyecek gibiydi ama sadece derin bir nefes verdi.

Sevcan, siyah gözlerini cengizin kapıdan çıkıp görüş alanından çıkıncaya kadar kırpmadı.-evet komiserim dedi ne düşünüyorsunuz?pelin bacaklarını sandalyenin altında çarprazlama yapıp gözlerini kıstı ve kapıya doğru baktı.-daha bir karara varmadım sevcan. bu belkide ezberlediği bir tirad olabilir, beni dilemmaya soktu cengiz.ama yine de ister istemez şüpheli bir konumda ve onun hakkında da araştırma yapacağız. Kafede çalışan garson kızlardan biri elinde servis tepsisiyle geldi.boşalan çay fincanlarını aldı, yüzündeki sahte bir tebessümle başka bir şey isteyip istemediklerini sordu.kıza baktı pelin, kızın yüzü Kübra yı hatırlatıyordu.o kar küresini verdiği akşamı anımsadı.Kübra nın neşesini ve samimi tebessümünü hatta sarıldığındaki sıcaklığını.garson kızın bir şey mi isteyeceksiniz sorusuyla irkildi pelin.—yoook yook dedi teşekkür ederim.bayrampaşa nın tam göbeğinde bulunan yeşil camiden ikindi ezanı okunmaya başladı.kafeden ayrıldıklarında koyu renkli bulutlara baktı pelin, gökyüzünü parsellemiş kara bulutlar birazdan yağmurun habercisi gibiydiler.