Bölüm 1__Kaçış

200 16 3
                                    

Hayatta koşarken nefes nefeseyim.zamana karşı yarışıyor gibi... .

Gece karanlıkta öylece koşuyorum. Kaç saat oldu. Nerdeyim bilmeden, Bir şeyden, neyden kaçtığımdan habersiz, nefes nefese kalana kadar koşuyorum...

Gece mağazaların kapalığı olduğu halde ışıl ışıl parlayan vitrinlerinin önünde soluklanmak için durduğumda, yerdeki su birikintisinde gördüğüm ben miyim?

Saçlarım darmadağan, yüzüm toz içinde... Başımı kaldırıp uzun cam vitrine baktığımda darmadağın gözüken kız... Üstünde Hafif yırtılmış gömlek, koşmaktan buruşmuş şort.
Kafamı sağa sola sallayıp.,Kahkaha attım...
"ah bu kesinlikle benim " sesim tahminimden çok çıkıp boş sokağı doldurdu...

Yolda yavaş yavaş yürümeye devam ettim.. Gündüzün gösterişli binaları, gece daha bir çaresiz gözüktü gözüme.. Kendini insanlara beğendirmeye çalışmaktan yorulmuş gibi...

Evimin önüne geldiğimde aslında dıştan o kadar gösterişli insan gibi parlarken içi bir o kadar bomboş evime ... Sesizce anahtarımı çıkardım.. Kapıyı açıp üst katta ki odama süzüldüm...

Benim olduğumu hissetmediğim odama.. Bana ait değilmiş gibi 20 senedir yaşadığım dünyama geldim.. Benim diye sahiplendiğim bu koca evde tek yer çatıya açılan pencere...

Kolumda hafif bir acı hissettip ışığa yöneldim. Kolumda ufak bir sıyrık vardı. Aslında bu benim için ufak sayılır derecede ... Aynada kendime güldüm bu kadar koşup, yorulup üstüne bu kadar mutlu olmam...

Aynada kendime gülümseyip, Derin bir nefes aldım. Gecenin kokusu beni o kadar özgür hassettiriyordu ki kolumdaki yara bile komik gelmişti .. Güneş doğmak üzere iken yatağıma uzandıp biraz olsun dinlenmeye çalıştım ...

Bir kaç saat uyudum sanırım ki...kafamın orda sesler duymaya başladım.
"uyuyor sanırım " dedi bir ses ve kikirdedi.. Başka bir ses daha güldü..

"uyandıralım o zaman" bu sesleri tanıyordum ama o kadar yorgunum ki gözümü açmaya gücüm yok.. Bi an yatakta sıçradım.. Sırıl sıklamım.. Yüzümü buruşturup kahkaha seslerine dönüp gözlerimi açtım...

"insan böyle mi uyandırılır " kızgın kızgın karşımda uzun gecelikle duran kızlara doğru elime aldığım ilk şeyi yastığımı fırlattım.. pembe gecelikle karşımda duran kız gülmekten iki büklüm olmuştu.

Mavi gecelikle karşımda duran kız da koltuktan bir yastık alıp bana fırlattı.. Bu ikisine nedense bir türlü kızamıyorum diye kaç kere düşündüm bilmiyorum..

. Odada kahkaha seslerimiz yankılanırken, sadece bu dünyada yaptığım en iyi şeyin hep bir ayrı eve çıkmak olduğuna emin oldum... Neşeli kahvaltının ardından dolaptan üzerime birşeyler geçirmek için odama çıktım.

Dolabı biraz karıştırıp bakındım ... Kıyafetler bile beni yansıtamıyordu. .. Gece mavisi bir sıfır kollu tişörtü birde siyah bir jin alıp dolabı kapattım.

Kolumdaki sıyrık biraz rengini kaybetsede hala fark edilmeyecek gibi değildi... Sıfır kollu tişörtü tekrar dolaba koyup mavi gömlek alıp üzerime geçirdim...

Saçlarımı uzun at kuyruğu yapıp, rimelimi gözlerime sürdüm.. Her zaman ağır makyajdan uzak durmaya çalışıyorum... Aşağı salona Cansu ve yağmurun yanına indim.

Her ne kadar gecenin yorgunluğu üzerimde olsada hissettiğim özgürlük içimi öyle kaplamıştı ki umursamadan anahtarları kapıp evden çıktık..

Gündüze gece kadar ait olmasamda siyah spor arabam bana biraz olsun geceyi hatırlatıyor.. Kızlarla üniversite nin kapısından giriş yaptık.

Cansu tıp öğrencisi olduğu için onu indirip ilerlemeye devam ettik. Yağmurı eğitim fakültesinde indirdim. Uzun yolda en sonunda mimarlığın önüne park ettim. Bizim bina eskilerin esintisini andırır bir yapı...

Uzun koridorlar bir çok dersliğe ev sahibi... Sınıfa yaklaşınca durup derin bir nefes aldım...

Kendime ait olmadığını hissettiren bir çok yerden sadece birinin tam kapsının önünde duruyordum.. Sonra ani bir karar vermiş gibi sınıfa girdim..

Benim takıldığım grup şen şakrak gülüyordu.. Konuyu bilmeden kendimi onlarla birlikte gülerek buluyordum.. Bunun nasıl olduğunu sorgulamak bile istemiyorum..

Bizim grubun en espirli bir o kadarda sevimli merti beni görünce "gelene bakın... Ooo sen gelir miydin.." o daha tam sözünü bitirmeden bizim moda ikonu rüya gülerek gelip boynuma sarıldı...

Ders hocanın kısık sesini duymaya çalışmaktan yarılamıştı bile... Son dakikalar geçmek bilmedi.

Araya girdiğimizde kimsede sabahki halinden eser kalmamış esneyerek yürüyorduk. Kafelerin olduğu tarafa oturduk.

Sandalyede gözüm yarı uykulu otururken arka masadaki çocukların heycanlı heycanlı konuşmaları dikketimi çekti. Gözümü bile açmadan dinlemeye başladım...

" abi gece yine olmuş... " başka bir çocuk sözünü kesti."
"mağazanın birinin camı yere inmiş. Tuzla buz resmen. "

çocuk şaşkınlığını sesinden bile belli ediyordu.. Başka biri söze karıştı" asıl caddeye yazılan yazı neydi o öyle ya ".... Sustu.

Bir çocuk cıklaya cıklaya" kafama yatmıyor. Kim niye yapıyor. Hem o söz ney hakkaten.. Asıl soru kime yazılıyor.. " çocukları öyle dinlemeye dalmıştım ki arkadaşlarımın beni dürtmesi ile gözlerimi açtım...

Mert beni şöyle bir süzdü" ne bu uyku kızım sanırsın gece pofidik yatakta uyumadında sokakta yattın... Kız sevgili yaptın da haberim mi yok.. " bu kadar ilginç konuşmaya pek şaşırmadım mert bu yani.." ya tabi pofidik yatak " güldüm" abartma ya. Ders sıkıcıydı işte" merte cevap vermekten konuşmayı kaçırmıştım...

Çocuklar kalkmıştı bile.. Mertin masaya bıraktığı kahve sayısına şaşırmıştım " hayırdır sen gece pofidik yatakta uyumadın sanırım " diye güldüm. "haha çok komik. Taha gil gelecek bize de al dedi".

Karşıdan tahayı gördüm. Bir kaç arkadaşı ile masamıza geçtiler " slm deniz nasılsın" diyip masaya oturdu. Sanki samimiyiz gibi.

Taha mertle muhabbete dalmıştı bile... "instagram kaynıyo duydunmu" mert ilgili ifadeyle " evet yine olaylar olmuş. Gece cam indirilmiş yine." taha telefonunu çıkarıp bir resim açtı.

"asıl sen şuna bak yola yazı yazılmış"
Dikkatli bi şekilde yazıyı okumaya başladı

GECEYE GÜN IŞILDAMADISI GİBİ

Vitrindeki YansımaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin