6.Bölüm

287 17 2
                                    

"Herkes kendi şansını kendisi yaratıyor!"

Zaten bu, milyon kere büyüklerimizden duymuş olduğumuz bir söz değil midir? Ama her şey o kadar basit değil! "Hayatımızı derinlemesine etkileyen bir olgudur talih" diyen Wiseman, şansı şöyle tanımlıyor:

"Birkaç saniyelik kötü şans, uzun yıllar çabalamak zorunda bırakabilir bizi. Buna karşılık bir anlık iyi şans da, ömür boyu başarıyı ve mutluluğu getirebilir.

Şans, olmayacak bir olayı olanaklı hale getirme gücüne sahiptir; yaşam ve ölüm arasındaki, kazanç ve kayıp, mutluluk ve ümitsizlik arasındaki farkı yaratır."

Wiseman, bu fikrinin birçok insana korkutucu geldiğinin de altını çiziyor: "Çünkü insan, geleceğinin kendi kontrolü altında olduğunu düşünmekten hoşlanır!"

Şanslı insanlar sebebini bilmeden doğru kararlar veriyor. Hangi kararın çıkarlarına olacağını ya da kimin güvenilmez olduğunu bilebiliyorlar. Şanssız insanların kararları ise hep yanlış oluyor, hayal kırıklığı yaratıyor.

Ben bugüne kadar şanssız olduğumu hiç düşünmedim.Abim ve annem benim bu hayattaki en büyük şansımdı.Onlar olmadan nasıl bir yaşam sürerdim hiç bilmiyorum. Annemsiz ve abimsiz geçecek olan günlerimi düşündüm.İçim, derin bir nefes alma isteğiyle doldu.Zor olmuştu ama abimle annemi ikna etmiştik. Annem Mirzanın bana göz kulak olacağını duyduğundaysa , gözleriyle beni süzüp pek onay vermeyen bakışlar atmıştı .

Annemin nasıl kabul ettiğine gelirsekte tamamen abimin başarası.Mirzaya çok güvendiğini , bana kardeşiymişim gibi göz kulak olacağını söyleyip, annemi ikna etmeyi başarmıştı.

Geçirdiğimiz iki gün boyunca annem söylenip, içinin hiç rahat etmediğini söylesede yapacak birşey yoktu. Şimdiyse oturmuş üç gün sonraki düğünü düşünüyordum.Tabi yarınki alışverişi unutmamak lazım.Aryayla abim alışverişi tek başlarına yapmak istemişlerdi.Neden bilmiyorum ama son anda kararları değişti ve bu alışverişe onun annesi ve benim annemde dahil oldu.Ama bunla yetinmeyip benide dahil ettiler.

Alışveriş yapmayı severim ama saatlerce yapmaktan nefret ederim. Yarınki düğün alışverişinden tek parça çıkabilmek için şimdiden dua etmeye başlasam iyi olur.

Ne kadar anneme, o alışverişe gitmemek için bahane uydursamda bir türlü kabul ettirememiştim.Belki abim beni kurtarır sanmıştım ama o daha beterini yaptı.Beni okuldan alıp getireceğini itiraz istemediğini söyledi.

Yatağıma iyice yayıldım.Gecenim karanlığı, sessizliği ve ayın ışığı bana her zaman huzur vermiştir.Gözlerimi kapatıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.

**********

Yine alarm sesi yine yine...
Zoraki bir şekilde yatağımdan kalkıp, direk banyoya gittim hızlı bir şekilde duş alıp üzerimi giydim.Islak saçlarımı kuruması için serbest bıraktım.Saçlarımı kurutmayı hiç huy edinmemiştim.Açıkcası kendimle uğraşmayı sevmezdim her zaman olduğum gibiydim.

Bileğime masamın üstündeki lastik tokayı sardım, kuruduktan sonra topuz yapabilmek için.Çantamı, telefonumu ve kulaklığımıda alıp evden çıktım.

Otobüs durağına giderken müzik dinlemeyi tercih ettim.Müzik ruhun gıdasıdır diye boşuna dememişler. Otobüs geldiğinde akbili basıp boş olan yerlerden birinde oturdum.

Yol boyunca müzik dinlemiştim. Okula geldiğimi fark ettiğimde ise yüzümü buruşturmama engel olamadım.Yavaşça okula doğru ilerlediğimde kapıda beni bekleyen Melisayı gördüm.

"Nerdesin kızım ya her zaman okula en sin gelmeyi nasıl başarıyorsun?"

"Ben dakik bir insanım Melisacım" dedim tebessümle, aslında büyük bir yalan asla dakik bir insan olmadım.Ya geç kalırdım yada erken giderdim ama asla tam vaktinde bir yere gidemezdim.

HAZAN MEVSİMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin