14. Bölüm

67 5 0
                                    

Utanç, yalan, öfke ve daha bir çok duygu. Herşey vardı bu ortamda. Neydi bu kadar korktuğum, çekindiğim. Beni incitmekten korkan abimden neden bu kadar çekiniyordum şuan.

Ya bana güvenmezse bir daha, ya burada oluşumu yanlış anlarsa, o benim herşeyim. İlk gülüşüm, ilk sevişim, hatta kızların ilk aşkı babalarıdır cümlesini yıkan, ilk aşkımdı benim abim. Kavgalarıma anlam katan, elini sırtımdan hiç çekmeyenim. Ben ne derdim şimdi ona.

Hadi herşeyi anlatacak olsam, hangi yüzle anlatırdım olanları. Bu zamana kadar neden söylemedin, neden aramadın derse ne derim?

Şuan herkes bir birine bakıyordu. O kadar gergin bir ortamdı ki. Mirza'ya baktığımda "kahretsin" diye dudaklarını kıpırdatıp, başını geriye doğru vererek sıkıntılı bir nefes verdiğini fark ettim. İkimizde abimleri bugün beklemiyorduk, daha bir kaç günleri vardı gelmek için.

Abime tekrar baktım. Abim ve Mirzadan biraz daha öte tarafta duran Arya'yı yeni fark ediyordum, oda şaşkınlıkla bakıyordu yüzümüze. Hiç kimseden tek kelime çıkmıyordu. Abim hala tepkisizce bana bakıyordu. Bakışları üzerime kaydığında pjamaları fark etti. İçimden Allah'ım lütfen yanlış birşey düşünmesin diye dua ediyordum.

Adamın yatak odasından pjamayla çıkıyorsun ne düşünmesini bekliyorsun, dedi iç sesim.

"Abi!" diyerek merdivenlerden inmeye başladım hemen. Nereden başlayıp, nasıl anlatacağımı bilmesemde onunla konuşmam lazımdı.

"Ne oluyor burada?" dedi sakin, şaşkın, ama bir o kadar da tehlikeli bir ses tonuyla.Ben hemen Mirza'ya baktım.

Abim Mirza'ya doğru döndü. "Oğlum sana diyorum lan cevap versene!." Az önceki ses tonu ne kadar sakinse şimdide bir o kadar sert ve öfkeliydi.
Ben ne diyeceğimi şaşırmış kalmış, bir abime, bir Mirza'ya bakıyordum.

Mirza gayet sakin bir şekilde derin bir nefes aldı. " Bak Ömer ayak üstü konuşulacak şeyler değil, gel oturalım anlatacağım herşeyi," dedi. Ama abim dahada sinirlenmiş gibiydi.

"Neyi anlatacaksın lan. Eve geliyorum, kardeşimi bulamıyorum. Sana geliyorum ve senin yatak odandan iniyor." öyle hiddetlenmiştiki Mirza'ya doğru yürümeye başladı. Hemen koşup abimin önüne geçtim.

"Abi lütfen yanlış anladın. Yemin ederim öyle birşey yok." dedim ağlamaklı sesimle. Bakışları gözlerime kaydı. Çatmıştı kaşlarını, ellerini omuzlarıma koyup "olamaz da zaten" dedi.

O an bir tuhaf hissettim. Mirzayla göz göze geldik. İkimizde tuhaf bakıyorduk bir birimize, sanki abimin söyledikleri, bizi rahatsız etmiş gibiydi.

"Bana hemen neler döndüğünü anlatıyorsunuz. Hira neden evde değilde burada kaldı?" abim kesin bir dille konuşmuştu. Sanki artık beklemeye tahammülü yoktu.

Mirza elini saçlarına daldırıp sıkıntılı bir nefes verdi. Bakışları bana kaydı. Kafasında anlatacaklarını planlıyor gibiydi.

"Ömer, ben sizin gittiğiniz gece bir kaç kere evinizin önünde bekledim, bir sıkıntı var mı diye. Sonra ertesi gün küçü-" duraksadı, sanki yanlış birşey söylemiş gibi başını sağa sola sallayıp devam etti "yani kardeşin rahatsızlandı ve beni aradı, elektriklerde gidince iyice kötü olmuştu." sustu sonra, abimin bakışları hemen bana kaydı. Gözlerinde tedirginlik vardı.

"Panik atak" dedi fısıldar gibi. Ben ise o anları tekrar hatırladığım için gözlerim doluyordu.

"Sonra", diye devam etti Mirza. "Evime getirdim. Okula falanda bırakınca," tekrar sustu. Bu sefer sanki onun damarları belirginleşmişti. Ellerini yumruk yaptığını gördüm. Mirza anlattıkça geriliyor, sinirleniyordu. Abimse kaşlarını çatmış cümlesinin devamını bekliyordu..

HAZAN MEVSİMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin