8. Bölüm

294 21 3
                                    

Hayaller vardır.Her zaman yaşamak istediğimiz ama hiç bir zaman yaşayamayacağımız.Gece başımızı yastığa koyduğumuzda dalıp gittiğimiz hayaller.Gerçekleşmesede bizi mutlu edenler.

Aslında bizi biz yapanda hayallerimiz değil miydi?Daha yarın ne olacağını bilmeden yıllar sonrasının hayalini kurduğumuz dünya değil miydi bizi ayakta tutan?

Kimisi ilerde edineceği mesleğin hayalini kurar, kimisi sevdiği insanın, peki ya siz ne için yaşıyorsunuz, ne için hayal kuruyorsunuz?

İşte bunun cevabını bende bilmiyordum.Amaç olmalı hayatta, yaşamaya değer bir şey, belkide bu yüzden hayaller bu kadar önemlidir. Hayattaki amacımızı, gayemizi, motivasyonumuzu arttırdığı içindir belkide.

Düşünüyorumda hayallerimizide geniş tutmamız lazım.Benim yaptığım hatayı yapmamanız lazım.Ben hayallerimi geniş tutamadım.Benim hayallerim hep üç kişiden ibaretti.

Annem, abim ve ben.

Yanlıştı, şimdi daha iyi anlıyorum bunu.Gün gelecek yanımda hiç kimse olmayacak, şuanda olduğu gibi. Koskoca evde yalnız olduğum gibi.

Bunu abimin evlilik olayında daha iyi anladım. İnsan yalnız kalınca bir takım şeyleri daha iyi pekiştiriyor.

Tek başıma oturduğum koltukta bu düşüncelere boğulduğum için kendime kızdım.

Hani bazen herşey kendi elimizdedir diyorlar ya, inanın sinir oluyorum.Hiç bir şey insanoğlunun elinde değil. Bunu şimdi daha iyi anlıyorum.Her şey kaderden ibaret.

Başımı silkeleyip kendime gelmeye çalıştım.Dün eve döndükten sonra annemler bir kaç saat içinde Adanaya gitmek için yola çıkmışlardı.Giderken benimde anneminde gözleri dolmuştu.Çünkü bu hem abimsiz hem annemsiz yaşadığım ilk yalnızlıktı.

Bugünün pazar olmasıda cabasıydı. Hafta içi olsaydı, en azından okula giderdim diye geçirdim bir an içimden ama sadece kısa bir an çünkü okula gitmeye bu kadarda hevesli biri değilim.

Yerimden kalkıp duş almak için banyoya doğru ilerledim.Kısa bir duşun ardından kıyafetlerimi giyip tekrar salona geçtim.Tam televizyonu açacaktım ki telefonumun çalmasıyla sehbaya uzandım.Ekranda abimin adını görünce yüzümdeki sırıtışı ben bile görür gibi oldum.

"Abim" dedim özlem dolu sesimle.

"Güzelim, nasılsın?" dedi beni merak eden bir ses tonuyla.

"İyiyim abi siz nasılsınız?" bu sefer ses tonumu oldukça düz tutmaya çalışmıştım.

"Bizde iyiyiz" dedi ve ardından derin bir nefes aldığını hissettim. "Hira abim bir sıkıntı yok değil mi? Seni çok merak ediyorum.İçim hiç rahat değil böyle, geldiğimede pişman oldum zaten." Ah benim düşünceli abim.

"Abi lütfen!! İyiyim ben neden böyle yapıyorsun? Eğlenmene bak lütfen!" Onu rahatlatmak adına kurmuştum cümlelerimi.

"Peki abicim sen öyle diyorsan!" Dedi ve duraksadı, sonra tekrar konuşup, "Ama bak bir sorun olursa Mirzayı ara mutlaka." Tekrar anladımki abim Mirzaya baya bir güven sağlamıştı.

"Tamam abicim sen rahat ol sıkıntı yok" dedim bıkkın bir ses tonuyla.

"Tamam o zaman, ben şimdi kapatıyorum, dikkat et kendine ufaklık" dedi.

"Tamam sende dikkat et kendine" deyip telefonu kapattım.

Ne yapacağımı bilmeyerek gözlerimi etrafımda gezdirdim ve diğer koltuğun üstündeki romanımı elime aldım.

**********

Kaç saattir okuyorum bilmiyorum ama başımı kaldırıp pencereye baktığımda havanın yavaşça kararmaya yüz tutmuş olduğunu gördüm.Açık konuşmak gerekirse biraz korkmuyor değildim.

HAZAN MEVSİMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin