13. Bölüm

70 5 0
                                    

Aptal mıyım ben? Yada yaşımın verdiği cahilli şuan mı yaşıyorum? Dengesiz olan ben miyim yoksa Mirza mı onuda çözemedim. Ama kafayı yemem an meselesi.

Ben arabada yalnız otururken hırkama iyice sokuldum, pardon hırkasına, bana çıkartma dedikten sonra hiç birşey demeden sessizce yolculuğumuza devam ettik ve tabikide hırkayı çıkartmamıştım. Yol boyunca ne ben konuşmuştum nede o.

Aslında sormak istediğim o kadar çok şey var ki ne ben ağzımı açabiliyorum ne de o cevap verirdi zaten. Onun yanındayken hem bu kadar huzursuz hemde bu kadar huzurlu hissetmem nasıl oluyor anlamıyorum. Bu dengesiz adam beni de kendine benzetiyordu galiba, onun gibi dengesiz oluyordum. Şimdi ise tek başıma arabada oturmuş Mirza'nın gelmesini bekliyorum.

Ben kafamdaki düşüncelere boğulmuşken Mirza kapıyı açıp sürücü koltuğuna yerleşti. Tam ona nereye gittiğini soracaktım ki burnundan soluduğunu gördüm. O an telefonum çaldı. Çalan telefonuma baktığımda abimin aradığını gördüm. Mirzanında telefonuma baktığını gördüğümde sıkıntılı bir nefes verdi. Zaten arabaya bindiğinden beri gergin olan yüzü iyice gerilmişti.

"Ne diyeceğim ben şimdi abime!" diyerek sıkıntılı bir nefeste ben verdim. Yüzünü yüzüme iyice yaklaştırdı. Artık nefesini yüzümde hissesiyordum. Kaşları çatık ve sinirli duruyordu. Bu şekilde ne kadar durduk bilmiyorum ama o sırada çalan telefonum susmuştu. Ben bana olan yakınlığından donup kalırken neden bu kadar sinirli olduğunu öğrenmek istiyordum.

"Canın istediğinde çokta güzel yalan söylüyorsun küçük. Gece kulübünde de yalan söylemiştin değil mi?" dedi sanki o geceyi hatırlamış gibi.

Susan telefonum tekrar çalmaya başladığında abimi daha fazla meraklandırmamak için hiç bir şey demeden açtım.

"Neredesin kızım sen arıyorum açmıyorsun? Meraktan deliye döndüm!"

Çok öfkeli geliyordu sesi ama inanın şuan ben ondan daha çok öfkeliydim. Yinede alttan aldım.

"Şey abi ben" dedim duraksayarak"ben duştaydım duymamışım. " Mirzaya baktığımda parmakları direksiyonda ritimli bir şekilde hareket ediyordu. Abimden birşeyler saklamak benim hoşuma gitmediği kadar onunda hoşuna gitmiyordu. Bunu belli etmesede şuan anlamıştım.

"Kızım meraklanıyorum sen açmayınca, sana demedim mi ilk aradığımda açılacak bu telefon" her türlü sıkıntıyı çeken ben ama azar işiten yine ben.

"Abi duştaydım diyorum duymamışım neden uzatıyorsun?" bu seferde benim sesim sinirli çıkmıştı eğer gitmeseydi meraklanmak zorunda kalmazdı değil mi? Bende bunları yaşamak zorunda kalmazdım.

"Hira!!" dedi sesi o kadar sert çıkmıştı ki Mirza bile duymuştu. Şuan bütün sinirlerim alt üst olmuş durumda. Bana inat dolan gözlerimde cabası.

"Ne var abi? Bu kadar merak ediyorsan gitmeseydin. Madem gittin ne kendinin nede benim burnumdan getir, iyiyim işte sorun yok!."

Telefonu  kapattığımda gözlerimden akan yaşları elimin tersiyle hırsla sildim. Mirza yüzümü görmesin diye başımı cama çevirdim. Zorlanıyorum artık olmuyor işte çaresiz gibi hissediyorum. Anneme, abime sarılmak istiyorum. Kendimi abime ihanet ediyor gibi hissediyordum.

"Ağlama" dedi dişlerini sıkarak konuştuğu çok belliydi. Ben cevap vermeden sesizce göz yaşlarımı geri göndermeye çalışıyordum.

Araba ani bir kalkış yaparken elimle ön tarafa tutundum. Başımı Mirza'ya çevirdiğimde oda bana baktı gözleri sanki inatla sadece gözlerime bakıyor ve baktıkça sinirleniyor gibiydi. Nemli gözlerim titreyerek ona bakarken gaza biraz daha yüklendi.

HAZAN MEVSİMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin