Aslında her yeni gün, yeni bir başlangıç demektir.
Güne, güneşli havaya gözlerimi açarak merhaba dedim.Güneşli havaları severim dersem yalan olurdu .Yağmuru ve kararmış gökyüzünü severdim. Ama yinede gök gürültülüsünden her zaman korkmuşumdur.
En sevdiğin şeyler her zaman en korktuğun şeylerdir..
"Hadi Hira geç kalıyoruz güzelim" diyen abiminin sesini duydum.Hala inanamıyorum benim çok akıllı abicim, geçen sene şirketlerinde çalışmaya başladığı patronunun kızına aşık olmuştu.
Bende abiciğimi, bu denli aptal aşık durumlarına düşüren kızla tanışmaya gidiyordum.Gerçi abim, resmi bir yemek olmasın diye arkadaş çevrelerinide davet ettiklerini söyledi ama içim pek rahat değildi."Geliyorum abi" dedim kapıya dönüp seslenerek.Aynada son bir kez yansımama baktım, evet her zamanki ben gibiydim sade ve abartısız.Ayak üstü abimle tartışmamak için dizlerimin bir karış üzerine gelen siyah elbisemi giymemiştim.Dar paça bir kot ve askılı, belimin inceliğini ortaya çıkartan bir bluz giymiştim.
Odamdan çıkıp salona annemin yanına gittim.Elindeki bezle konsolun tozunu almakla meşguldü.Sessizce arkasından yaklaşıp kollarımı beline sardım.
"Benim validem yine mi kendini yoruyor?" dedim yanaklarını öperek.Beni duymazdan gelip aklında dönenleri telaffuz etti annem."Kızım dikkat edin abinle birbirinize, sizden başka kimsem yok benim, inşaAllah abinde bize uygun bir kız bulmuştur kendine" dedi gözleri dolarak.
"Yapma ama böyle Ayşe sultan, bak benide ağlatıcaksın, hem sanki abimi bir daha hiç görmeyeceğiz gibi konuşuyorsun." Sesim biraz sitemkarca çıkmıştı, açıkcası bu durum benimde hoşuma gitmiyordu, abim benim hayatımdaki tek erkek ve onu biriyle paylaşmak.. Düşünemiyorum bile, hem biz orta gelirli bir aileydik ama onlar....
"Hiraa hadi diyorum ağaç oldum kapıda kızım..!"Abim sesiyle düşüncelerimden sıyrılmama neden oldu.Annemi öpüp dış kapıya doğru ilerledim.
"Geldim abi geldim.!" Dedim spor ayakkabılarımı ayağıma geçirirken.Abim gözleriyle kıyafetlerimi süzdükten sonra onay vermiş olacakki sesini çıkartmadan dışarıya çıktı.Ardından bende çıktığımda yüzüme çarpan güneş gözlerimi kısmama neden oldu.Abim arabaya doğru ilerlediğinde, bende sürücü koltuğunun yanında yerimi aldım.
Yarım saatlik yolun ardından; adeta ben pahalıyım diye bağıran
bir cafenin önünde durduk.Yol boyunca abimle sevgilisi hariç her türlü konudan konuşup gülmüştük.Arabadan indiğimizde, abimde, yüzümdeki karmaşık ifadeyi anlamış olacakki elini belime koyup benimle konuşarak içeriye doğru ilerledi."Yapma güzelim, Arya iyi bir kız eminim seveceksindir."
Abimin sesinde endişe ve mutluluk vardı.Aslında son bir kaç gündür onu baya bir düşünceli görüyordum.Aryadan bahsederken gözlerinin içi gülüyor.Ama bazende dalıp gidiyordu.Ne diyebilirimki umarım kimseyle paylaşamadığım, hayatımın en değerlisi mutlu olur.Benim kıskançlıklarım yüzünden onu üzemem diye düşünüp dudaklarıma bir tebessüm yerleştirdim.
İçeriye adım attığımızda, gerçekten hiç bir masraftan kaçınılmadan dizayn edildiğini gördüm.Açıkçası pekte bana hitap eden bir yer değil.Abim köşede, sol tarafta bize el kaldıran bir kızı görmesiyle gülümsedi ve o tarafa doğru beni yönlendirdi.
Masada, 3 kız, 2 erkek vardı.Başımı Arya olduğunu tahmin ettiğim kıza çevirdiğimde şık giyinmeyi seven, samimi bir şekilde bana gülümsediğini gördüm.Yanlarına gittiğimizdeyse tahminimin doğru olduğunu anladım ki Arya kollarını abimin boynuna doladı.Açıkcası biraz tuhaf hissettim.
" Merhaba canım ben Arya sende Hira olmalısın.Ömer senden çok bahsetti tanıştığıma çok sevindim" sesindeki heyecanı çok net belli oluyordu.
"Merhaba bende tanıştığıma memnun oldum."
Galiba bu kız hakkında yanlış şeyler düşünmüştüm.Ama Arya'nın yerinde kim olursa olsun böyle karamsar düşünürdüm.Abimin yanında nedense şimdiye kadar hiç kimseyi düşünmedim.Ama bundan sonra bu duruma alışsam benim için iyi olacak.
"ARYA.!!! ARYA..!!!"
Cafenin girişinde bağıran uzun, genç adama gözlerimi çevirdim.
"Sen nasıl bu hale düştün lan!! Sen nasıl bir kızsın.Ama pardon kız mı dedim? Bu herifin altına girip, birde çocuk peydahladığına göre bence yeterince kadınlık vasfına erişmissindir."
Şaşkınlıkla irileşen gözlerimi abime, sonra Arya'ya ardından cafenin ortasına kasırga gibi düşen,sinirden gözleri seyiren, hâlâ kim olduğunu merak ettiğim genç adama çevirdim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAZAN MEVSİMİ
Novela JuvenilNe kadar tuhaf değil mi?" Bu sefer yaşadıklarımı düşünerek kurmuştum cümlemi. Belkide bu şekilde başlayabilirdim teşekkür etmeye. "Tuhaf olan ne?" Mirza'nın dikkatini çekmiş olacak ki, konuşmama kayıtsız kalmadı. Başımı Mirza'ya çevirip gözlerine ba...