ARMİNA

360 14 8
                                    

O anın vermiş olduğu donuk bakışlarla olduğum yere çivilendim adeta. Birkaç yardım istememin sonucunda kimsenin bana yardım etmeyeceğini anladığım sırada bir cüssenin omzuma sert darbesi sayesinde kendime geldim sanırım aradığım yardım çağrısı bana ulaşmıştı. Ayakta kalakalmamın üzerinden 5 dakika gibi bir süre geçmişti ve ben artık beklemenin vermiş olduğu bıkmışlıkla bakışlarımı ayaklarımda sabitlemiştim ki birinin öksürük seslerini duydum. Sanki ' ben buradayım, bu tarafa bakmalısın' diye gizli mesaj veren bir tını vardı öksürük seslerinde

"Armina.Imm güzel bir isme sahipmişsiniz"diye bir cümle duyunca yavaş baş hareketi ile sesin geldiği yöne omzumu yönlendirdim.Yine onunla karşı karşıya geldiğim için yüzüne çevirdim bakışlarımı direk. Kendini beğenmiş tavrına karşı yüzümü buruşturdum ve de alışagelmiş göz devirme hareketimi yaptım.Tamam çantamı bana geri getirmiş olabilir ama ismime neden bakmak zorundaki. Kimliğimin ayrı bir aurası mı vardı acaba. Uzun süre cevap vermediğimi anlayınca: "Yardımınızdan dolayı teşekkür ederim" dedim ve geldiğim yönün tersine büyük adımlar attım o sırada ise içimden "Pedagog Ruhlu Manyak" diye geçirdim. Sonra attığım adımın boşluğa düştüğünü fark etmem uzun sürmedi. Tabi ya kolumun koparılmışcasına çekilmesinden dolayı ileri doğru gidemiyorum. Bunu anlayınca sinirli bakışlarımı karşımda ki genç adama çevirdim. Bir süre kızgın bakışlar attım beni bırakması için ama bunu anlamayınca kibar olmaya çalışarak: " Pardon? Bir şey mi oldu?" dedim. Fakat karşımdaki vurdumduymaz adam cevap vermek yerine pişkince sırıtmaya başladı. İçimden binlerce sabır diledikten sonra kendimi tutamayacağımı anladım ve ağzımdan şu kelimeler dökülmeye başladı: "Otobüste çocuk gelişimi üzerine verdiğiniz ders yetmedi bir de mola arasında mı rahatsız edeceksiniz beni. Bir dakika durun yoksa siz bu hastalıklı kibirle sadece insanları sinir etmiyorsunuz değil mi. Pedagog ruhlu manyak olmanızı geçtim siz bedensel temas ile kendinizi tatmin eden sapığın teki..." cümlemi tamamlayamadan bana "Bunu çantanızı karıştıran hırsız yere düşürmüş . Çantayı ondan aldığım sırada yakınımızda yerde durmuş bir vaziyetteydi. Ayrıca o arada da kimliğinizde çantanızda değildi. Bu yüzden de isminizi öğrenmiş bulundum." der demez benim suratımda renk cümbüşünün fink attığını hissettim. Suratım renkten renge geçiş yaparken kırmızı renkte karar kılmış gibi yanaklarım al al oldu bu da karşımdaki adama karşı utancımı bariz belli etti. Bakışlarımı genç adamdan kaçırmaya çalışırken başımı da ayaklarımda tutma kararı almıştım ki o kadife ses birden "Bunu elimden almayı düşünüyor musunuz artık?" dedi. Allah'ım bu duruma düştüğüme inanamıyorum. Karşımda tanımadığım bir adam ve elinde de bir paket ped var. Ahhh!! Bunu düşünmek istemiyorum bu bir rüya olmalı rüya olabilecek kadar insanı mutlu eden bir yanı da yok ki , yine geceleri gördüğüm kabuslardan biri olmalı öyle değil mi? Sıcak bastığını hissettiğim anda yanaklarımın da soba kadar ısı yaydığını eş zamanlı olarak fark ettim ve biraz daha burada kalırsam ancak üstüme toprak atarak buradan uzaklaştıracaklar kanısına vardım, ardından hızlı bir şekilde cevap verdim. "Imm..Yani demek istedim ki çantamı bana getirdiğiniz için teşekkür ederim. Sizin sayenizde büyük bir sorundan kurtuldum. Siz olmasanız evde aç bekleyen aman ne diyorum ben eve gidecek paramı çaldırmış olurdum. Sağ olun tekrardan ben alayım şu paketi madem" diye saçmaladığımda gür bir kahkaha sesi duyuldu. Kızdım, sinirlendim, en önemlisi ayak uçlarıma kadar utandığımı hissettim ama şu kahkaha beni ona yoğun gözlerle bakmamı sağlayacak kadar alıkoydu tüm duygularımdan.. Galiba utançtan beynime oksijen gitmedi ne saçmalıyorum ben. Büyük ihtimalle şu çirkin sesini al ve defol git demek istedim. AHH! Tamam şu duruma bir son vermem gerek." Gerçekten Teşekkür ederim" dedim ve al yanaklarımla birlikte çekip gitmeden önce düz çizgi olan dudaklarımı hafif oynattım ve tebessüm ettim. Ben bu son utanç çırpınışlarıyla uğraşırken o ancak kendine gelebilmişti yani ancak kahkasını dizginleyebilmişti. Onu kahkası durmuş şekilde bırakıp seri adımlar atarak otobüse geçtim. Yolcu koltuğumu bulmak için yön tahlili yaparken onunla yan yana yolculuk yapacağım aklıma geldi ve kısık sesle bir küfür savurdum kendime ve ince parmaklarımla sert bir darbe geçirdim kafama. Sonra yerimi buldum ve oturdum. Hemen kulaklığımı çıkardım ve yolculuğun başında göksel şarkıları ile müzik dinlemeye başladığım için şuan ki parçanın da ondan olmasında karar kıldım.

Kafamı tekrar cama yasladığım sırada bir başka şarkının sözleri kulaklarıma nüfuz etti. O sırada da yanımda bir hareketlilik oldu ve evet 'o' gelmişti. Bunu düşünmemek için gözlerimi kapattım ve içimden şarkı sözlerine eşlik ettim. Yorgundum yolculuk hala sürdüğü için. Sinirliydim yanımdaki adamın kibirli davranışına, sinirli olduğum kadar da utanmıştım. Belki de hayatımda daha önce böylesine ilginç bir durumla karşılaşmamıştım ve bu durumda vermiş olduğum tepkilerde utandırmıştı beni. Bundan sonra ped paketini ya da ihtiyacım olan özel şeyleri çantamın gizli bölmesine koyacağıma dair kendime küçük bir hatırlatma yaptım. Ah! Ciddi anlamda hala utanıyorum. Yanaklarımın kırmızı olmasını geçtim. Tüm vücudum aynı tepkiyi veriyor; kulağımdan tutun ayak uçlarıma kadar kızardığımı hissediyorum. Başımı camdan çekip sağ omzumdan ona doğru baktım. Sinsi bir gülüş takındığını fark ettim. Ne kadar bunu belli etmeye çalışsa da ben tabi ki pek(!) takmıyorum bu durumu. Sonra birkaç ufak bakış atarken ona yakalandım ve daha geniş gülmeye başladı. Offf.. Başımı hızlıca sola döndürdüm ve yolu izlemeye başladım. Şarkının ritmiyle birlikte kirpikleriminde aynı ahenkle melodik hareket etmesi sonucu gözlerim kapandı.

Uyandığımda yolun bitmesine yarım saat kadar bir süre kaldığını fark ettim. Eve geliş yoluna az kaldığını ve bu süre zarfında oyalanmam gerektiğini anlayınca telefonumdan birkaç internet sitesine giriş yaptım. Beklenilen sürede otogara gelmiş bulunduk.

Geldiğimiz için valizlerimi taşırken zorluk oluşturmasın diye kulaklığımı katlayıp çantamın fermuarını açtım bu sırada da yanımda hafif bir kıpırdanma oldu sanırım yanımdaki genç adam gitmişti. Kulaklımı çantama yerleştirdim bu sırada bildirim sesi ile telefonumu bakışlarım ile buluşturdum , bir mesajın geldiğini anlamam uzun sürmedi haliyle. "Kızım, şuan İzmir otogarında olmalısın. Senden iyi olduğuna dair mesaj bekledim ama mola sırasında bile bir bilgilendirme yapmadın. Nasılsın? Bir şeyin yok değil mi?" mesajını okur okumaz anneme iyi olduğuma dair bir mesaj gönderdim. Ve otobüsten aşağı indim valizimi almak için otobüsün yan kısmında beklemeye başladım. Şunu sorduğunuzu duyar gibiyim gece vakti oldu ve gece yolculuğu yapan biri eve nasıl tek başına döner. Tabi ki anneannem ve teyzem hatta kuzenlerim beni almaya gelecekler. Yolculara verilen valizlerden birinin benim olduğunu anlamam ile valizimi görevliden aldım ve yerde sürükleyerek otogarın yolcu bekleyenlerinin bulunduğu kısma yöneldim. O sırada "Armina!" diye adımı seslenen küçük kuzenimi fark ettim. Onlara doğru geniş bir gülümseme gönderirken yine otobüsteki çocuğu fark ettim. Bana doğru sırıtırken dudaklarından ismimi oluşturan harflerin bir fısıltı gibi çıktığını dudağını okuyunca fark ettim ve bu durum sinirimi bozmaya yetti..

HIRÇIN EV SAHİBİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin