ÇARPIŞMA

1K 47 1
                                    


Medya: Zayn ❤️
BARAN

Dünden kalma bir baş ağrım yetmezmiş gibi bir de susmak bilmeyen bir alarm. Gözümü açmadan elimle yoklayıp kapatmak için çabalıyorum fakat birisi bana inat sanki kilometrelerce uzağıma götürdü. Hadi açıl gözlerim sana bugünde huzur yok dedim ve kalktım. Duşa girdiğimde aynada gördüğüm yansıma 16 yaşında ki bir çocuktan ziyade 20 yaşında bir erkeği gösterirmiş gibiydi. Kim miydi bu çocuk? Çocukluğu hiç olmayan geçmişi kayıp bir çocuk... İnşaat sektörünün gizli ve dahi çocuğu. Atabey Holdingin tek varisi. Mehmet Atabey'in yani dedemin gözdesi... Aylin Atabey'in annemin her şeyi... Hızlı ve eğlenceli hayatımın düşmanı ise babam Ahmet Atabey. Yaşam tarzım ailemi çileden çıkarmaya yetiyordu özellikle babamı. Dedem her zaman genç o deyip arkamı toplasada endişeli bir annem varken rahat olamıyordum. Her gün gazetede yazılan haberler aile huzurumuzu şiddetle bozduğu için yaklaşık iki haftadır oteldeki odamda kalıyordum. Oysa ki ben hiç bir zaman herkesçe tanınmak istemedim. Sıcak su vücudumu yaktığında duştan çıkmaya karar verdim. Bugün özel ev tasarımları için İngiltere de bir seminere gidecektim. Uçağımın kalkmasına daha çok olduğundan annemi görmek ve bir kaç kıyafet için eve gitmeye karar verdim. Kot pantolon, beyaz tişört ve güneş gözlüklerimle aile kahvaltısı için gayet uyumluydum. Otelden çıkarken bütün gözleri üzerimde hissediyordum tabi ki bana bakacaklardı adeta güneş gibi parlıyordum. Şöförüm Hasan abiyi gördüğümde gülümseyerek :

-Gideceğiniz yere bırakayım dedi

-Otobüsle gideceğim halk arasına karışmak istiyorum.

-Cesaretinize hayranım Baran Bey ama arabayla gitsek sizin için daha iyi olur.

-Ben ne zaman kendim için en iyisini istedim. deyip otobüs durağına yürümeye başladım. Hasan abi çok iyi olabilirdi ama babama sadıktı babam bana ters adamdı o yüzden Hasan abiyi dinlememek de hoşuma gidiyordu. Daha doğrusu ben kimseyi dinlemeyi sevmiyorum. Otobüse bidiğimde özgür hissettiğimi fark ettim. Normal insanların içine karışmak farklı. Babamı severdim ama bazı şeyleri benden farklı düşünmesi ve fikir ayrılıklarımız beni her zaman ki gibi hayırsız evlat yaptı. Başka yapığım işleri bilse hayırsızın yanındaki evlat kelimesini lugattan silerdi. Tabi ki benim de kendime göre işlerim var yoksa nasıl rahat yaşardım. Tabi ki kimse çalışmadan yaşayamaz. Eve girdiğimde annem her zaman ki gibi mükemmel bir kahvaltı hazırlamıştı. Anneme sarılıp masaya oturacaktım ki sevgili babam

-Evin yolunu hatırlaman iyi olmuş. İngiltere ye saat kaçta gidiyorsun dedi.

Başımı babama çevirdim ve hiç bana benzemeyen yüzüne baktım. Ben dedemin aynısıydım. Sadece gözlerim annemin gözleri gibi maviydi. Babam ise kahverengi gözlü, uzun boylu şu dergi kapaklarında ki iş adamları gibiydi yalnız çok güler yüzlü değil. Sadece annem için normal biri.

-Öncelikle sanada merhaba ben de iyiyim sen nasılsın? dedim her zaman ki piç gülüşümle.

-Seni gazetelerde görmediğim sürece çok iyiyim.

-Sanki gazetelere çıkmaktan memnunmuşum gibi konuşma her seferinde.

-Benim iki yakışıklı erkeğim lütfen kahvaltıya başlayın dedi annem ve herkes sustu.

Kahvaltımı bitirip kalkıyordum ki babam:

-Haluk amcan seni sordu. İngiltere'ye gitmeden beni görsün diyor. Yaptığın işte en iyisisin. Şimdiden tebrikler.

-Peki uğrarım bir şey olursa arayın. dedim ve anneme sarılıp çıktım. Babam öyle bir insandı işte iyiyi sever kötüye söver. Hasan abiyi arayıp beni almasını söyledim. Haluk Toprak ne istiyormuş bakalım. Bir şey olmalı. Ali ile görüştüğümü mü duymuş olmalı. Ben babamın dediğini dinlemeyip de başka bir şey yapsam ki yapıyorum ama benim babam Haluk amca kadar vefalı değil. Haluk amcanın en sevdiğim özelliği rahat olmasıydı bu yüzden adam hiç yaşlanmıyordu.

İÇİMDEKİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin