HER KIZ KONUŞMAK İSTER

207 31 2
                                    

BARAN

Sınıftan çıktığım gibi peşinden ilerledim. Benim hakkımda mı bir şeyler biliyordu yoksa kendince bir şeyler mi yapmaya çalışıyordu bilmiyorum ama soracaktım. Sesimi yükselterek

-Yağmur? diye bağırdım.  Umursamazlığını takınarak

-Sende kimsin? dedi

-Nerden biliyorsun? diye sordum

-Ne saçmalıyorsun sen? dedi Cidden beni uğraştıracaktı yani. Bileğinden tuttuğum gibi bodrum kata indirdim. Bir dakika o bilek neden o kadar inceydi. Sana ne Baran dedim kendi kendime sana ne..

-Nerden biliyorsun dedim sana?

-Önce tuttuğun bileği bırak. dedi ve bileğini bırakmamla o ince zarif parmaklarıyla beni boğmaya başlamıştı. Ben zarif mi dedim, hayır Yağmur zarif değildi, yani zarif bir şey varsa o da Yağmur değildi çünkü nefesim kesilmişti ben ide aptalca Yağmur'un sinirli gözlerine baktım. Sonra bana yaklaştı. Yaklaştığı an burnuma İngiltere'de ki koku geldi. Kulağıma doğru eğildi siktir bu biraz çok seksiceydi sesini kısarak;

-Bir daha sakın bu yaptığını deneme. dedi. Şansımı zorlayarak

-Ne yapabilirsin? dedim. Hadi ama görmüyor mu beni ondan daha uzun ve güçlüyüm.

-O bileğini kırarım. Daha önce bunu yaptım. Eğlenceliydi. Ve ben bunları yaparken sen nefes dahi alamazsın Atabey.

Bu kız gerçekten tehlikeliydi ya da öyle bir hava vermeye çalışıyordu. Ateş olsa ne kadar yakacak dedim ve saçlarını avuçlarıma alıp çekmemle bağırması bir oldu. Tabi ki hiç bir kıza bu zamana kadar kaba kuvvet uygulamamıştım fakat Yağmur kızdan başka her şeye benziyordu.

-Lanetlik yapma! Bırak.

-Karakolda kaldığımı nerden duydun?

-Sende mi karakolda kaldın bırak diyorum. diye bağırmaya başladı

-Cevap alana kadar bırakmayacağım. dedim ve belki de demeliydim.

-İstediğimi bana veriyorsun çocuk! demesiyle suratıma yumruğu geçirmesi bir oldu. Zariflik bu kıza uğramamıştı. Lan hem bu kıza böyle yumruk atmayı hangi piç öğretmişti?

-Hadi şimdi bana dokunmayı dene.

Demesiyle müdürün odama gelin demesi bir oldu. Tabi ki hemen gitmedim. Gittiğimde ise müdürün odasında babam ve Haluk amcayı gördüm.

-Kahramanlarım! dediğimde

Haluk amca:

-Yağmur lütfen bana bir şeyin olmadığını ve her şeyin yolunda olduğunu söyle. dedi bir dakika ya Haluk Toprak ve Yağmur ne alakaydı şimdi? Yağmur sakince,  bir dakika o kız müdürün odasında bacak bacak üstüne mi atmıştı. Bu rahatlık cidden şaşırtıcı derecede fazlaydı. Bu kız nerden geldiyse ben oraya gitmek istiyordum. Haluk amcaya bakıp;

-Sorun olmasa burada senin ve benim işim olur muydu? dedi.

Babam anında:

-Sıkı bir kız yetiştirmişsin Haluk. dedi Olay an itibariyle çözüldü bu ayaklı şeytan Haluk amcanın kızıydı peki benim bu kızdan neden haberim yoktu? Ali Toprak'la biz çok yakın değil miydik ne bok vardı da bana kız kardeşi olduğunu söylememişti. Ve ben o eve gittiğimde İnci teyze ve çalışanlardan başka dişi görmemiştim. Aslında neden belliydi benim de böyle manyak bir çocuğum olsa saklar ve onu kimseye göstermezdim. Sonuçta gurur tablosuna da benzemiyordu. Yağmur bütün kibarlığıyla babama dönerek;

-Kusura bakmayın. dedi. Babasına dönerek de;

-Buraları sen toplarsın. dedi beni göstererek

Haluk amca;

-Nereye Yağmur? dedi

-Dersler önemli. deyip çıktı.

Asıl suç benimdi. Yağmur ise ağzını açıp bir şey dememişti. Kendimi bir amaç uğruna kullanılmış hissediyor muydum? Evet. Sonuçta kızı kolundan tuttuğum gibi bodrum kata indirip sıkıştıran bendim o ise bu durumu avantaja çevirmişe benziyor muydu? Kesinlikle koca bir EVET!

Haluk amca ve babam müdüre bir şeyler anlatmaya çalışıyordu ben Haluk amcaya dönüp:

-Biraz konuşa bilir miyiz? dedim.

-Tabi. Öncelikle Yağmur'un yaptığı şey için kusura bakma.

-Önemli değil. Acaba Yağmur'un kızınız olma ihtimali ne? Bazı şeylerden emin olmam onları sorgulamayacağım anlamına gelmiyordu.

-Evet. Onunla İngiltere de tanışmadın mı?

-Hayır ilk defa bugün gördüm.

-Baran sakın Yağmur'un oyunlarına gelme. Göründüğünden daha zekidir.

-Göründüğünden fazlasını görmek istediğime karar verdim aslında. dedim.

Az önce ben ne yapmıştım. Babasının önünde kızınla daha çok uğraşacağım mı demiştim? Hadi oğlum daha ne kadar saçmalayacağını düşün. Ya da düşünme zaten kendiliğinden yapıyorsun.

Babam:

-Yağmur'un davranışları sana tanıdık geldi mi?

-Sanırım okula daha sık geleceksiniz. diyerek müdürün odasından çıktım.

Hemen durum değerlendirmesi yapmaya başladım. Yağmur;

-Ali Toprak'ın kardeşiydi ama Ali'ye hiç benzemiyordu. İnci Teyze'ye benzemiyordu. İnci teyze melekti ondan şeytan çıkmazdı. Bu kız Haluk amcaya benziyordu sima olarak ama huy olarak kimseye benzemiyordu. Farklıydı. Çünkü onlarla yaşamamıştı.

-İngiltere'de evinde kaldığım kız Yağmur'du. Resimde gördüğüm kızda oydu çünkü bugün o bakışlara bizzat şahit olmuştum. Kahve miydi bal rengi miydi o gözler? Resimdeki gayet baştan çıkarıcıydı.

-Ama kaldığım evde bir sürü aşklı notlar vardı. Bu kızın sevgilisi mi vardı? O şanslı piç kimdi? Kız şeytan olabilirdi ama bende şeytanla dans etmeyi severdim.

Düşünmeyi bırakıp sınıfa girdim. Kulağına eğilip çıkışta konuşalım dedim. Bana bakıp umursamıyorum ders gibi sırıttı. Okul bittiğinde sınıftan kaçar gibi çıktı. Bahçe de onu yakalayıp bileğinden tuttuğumda;

-Akıllanmadın mı sen? dedi. Sakince bileğini bıraktım

-Tamam. Sadece konuşmak istiyorum dedim.

Gerçekten terbiye nedir bilmez miydi yani birisi onunla konuşmaya çalışıyor ve o sadece umursamazca yürüyor.

-Ben konuşmak istersem seni bulurum. dedi ve  arabaya binip gitti. Her kız benimle konuşmak isterdi. Telefonumu çıkarıp Arın'ı aradım. Piç herif her şeyi biliyordu ve bu kızıda bilirdi. Telefon çaldı, çaldı, çaldı sonunda lanet telefonu açtı;

-Yağmur Toprak kim?

-Türkiye'ye döndü mü? dedi

-Benim yeni tanıdığım kızı sen nerden tanıyorsun?

-Yeni tanıdığına emin misin? dedi

-Ne demek istediğini açıkla?

-Çocukluk arkadaşım.

-Bütün bilgilerini istiyorum. Bir saatin bile yok Arın. deyip telefonu yüzüne kapattım.

İÇİMDEKİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin