YAĞMUR
Baran'ın öpüşü hayat verir gibiydi. Dudaklarını dudaklarımdan çektiğinde kendimi suyun üstünde buldum. Baran'ın yani karanlık prensimin gözleri ateş saçıyordu.
-Yağmur senin benim aklımla zorun mu var? dedi
-Yine bilemeden ne yaptım? dedim
-Kendini bu soğukta nasıl denize atarsın? dedi
-Hava almaya ihtiyacım vardı? dedim
-Aldıysan havanı çıkalım hasta olacaksın. dedi ve kıyıya doğru yüzmeye başladık. Denizden çıkarken uzattığı elini tuttum beni yukarı çekti ve yüz yüze geldiğimizde yine o tuhaf şey oldu. Gözlerimizi birbirimizden alamadık ta ki ben titreyene kadar bunu hisseden Baran açtı ağzını ama gözünü yummayı unuttu;
-Baban senin manyak olduğunu ima etti ama ben pek anlayamamıştım. İnsan nasıl kendini denize atar sen hasta falan mı olmak istiyorsun? Hayır anlamıyorum ki atlarken ki amacın ne biraz olsun akıllı bir şeye benzediğini zannetmiştim. Tabi Allah hepsini bir arada vermiyor. Her şey var ama akıl yok. dedi manyak Baran nefes almadan konuştu ama ben yoruldum ne yani babam manyak olduğumu mu söylemiş hem de bu çocuğa! Cidden yani baba!
-Sende de maşallah hiç bir şey eksik diyeceğim ama sağ duyu eksik! diye konuştum titreyen dişlerimin arasından
-Geç arabaya. dedi üstümüz sırılsıklamdı ve beni böyle arabaya mı alacaktı Zayn ayağım kumlu bile arabaya almazdı bu çocuk ıslak mı alacaktı beni. Baran arabanın bagajından bir tane battaniye gibi bir şey çıkardı ve bana uzattı
-Hasta olma ve arabaya geç dediğim de neresini anlamadın. dedi
-Islağım. dedim üzerimi göstererek
-Eeee yani? dedi anlamayan gözlerle bana bakarak
-Arabanın mahvolmasından korkmuyor musun? dedim dudağının ucunu alaycı bir şekilde kıvırıp;
-Sence bir arabayı umursayacak birine mi benziyorum? dedi
-Aslında hiç bir şeyi umursamayacak birine benzemiyorsun ama.. dediğimde bütün sinirini benden çıkaracakmış gibi yanıma geldi ve;
-Aslında hiç bir şeyi umursayacak biri değilim ama neden seni umursadığımı bilmiyorum. Sende tanıdık bir şey var. Gözlerinde.. dedi
-Senin gözlerinde de okyanus var.
-Okyanusa açılmaktan mı korkuyorsun? bu soruyu sorarken nefesi nefesime karışıyordu. Çok yakındı. Korkuyordum. Çünkü Eren, Baran'da korkunç dedi ama kime göre korkunçtu düşmana mı dosta mı? Emir herkese korkunçtu.
-Okyanus çok derin. dedim
-Kıyıda yüzecek birine benzemiyorsun.
-Üşüyorum. diyebildim sadece
-Arabaya geç! dedi. Arabaya geçtiğimizde sıcak hava beni mutlu etmişti. Baran sessizliğini ciddiyetle koruyordu. Susmak da istemiyordum.
-Nasıl bir erkek arabasını umursamaz? diye sordum
-Neden umursar?
-Bilmem Ali ve Zayn gayet de çok umursuyor. dediğimde otelin önüne gelmiştik. Baran gözlerini sıkıca yumdu sakinleşmek ister gibi bir hali vardı gözlerini yavaşça açarak bana baktı;
-Lanet olası bir araba senin üşümenden ya da hasta olmandan önemli değil ve evet umursamıyorum çünkü bir telefonla bu arabanın aynısı ya da daha iyisi kapımda olur. Bir daha beni başka bir erkekle karşılaştırma! diyerekte sesini yükseltti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ SEN
Художественная прозаBen Yağmur'a baktığımda yaşamak için neden buldum. O ne kadar inanmasada kalbinin bensiz atmasına izin vermeyeceğim. Çünkü sonuna kadar onunla atacak tek kalp bende. -BARAN ATABEY