YAREN ÖZDEMİR'e bir kucak dolusu sevgiler..YAĞMUR
Hava benim için hep kasvetliydi bir haftadır. Sonbahar beni mutlu etmiyordu. Bunun en büyük nedeni kışın başlangıcıydı. Ben kış insanı değildim. Kış soğuk olurdu ve ben yeterince yalnız başıma da üşüyordum. Bu yüzden kışı sevmezdim. Bu defa kış gelmeden üşüyordum..
Baran'la öpüşmemizin üzerinden tam bir hafta geçti. Baran'ın söylediği şeylerden sonra, beni öpmesine izin verdiğim için pişman olmalıydım ama olmuyordum. Tadı hayatımda alıp alabileceğim en harika şeydi. Böyle bir şey için pişman olunmazdı. Böyle bir şeyin devamını yaşamamak pişmanlık olurdu! Ama ne yaptı ukala pislik! Bana kolay lokma olduğumu söyledi! Asıl lokma ya da kolay olan şey kendisiydi. Beni öperken bir şey hissetmemişmiş. Ben ise Zambiya'da ki Viktoria Şelalelerinden paraşütle atladığımda bile bu kadar heyecanlanmamıştım. Baran beni öpmeye başladığında dünya ile bütün bağımı kesmiştim.Ta ki ukala şeyin beni denemek için öptüğünü öğrenene kadar!
Ama bir gerçek vardı ki Baran beni isteyerek öpmüştü. Benim ona söylediklerimden sonra kendini geri çekmişti ve bir haftadır okulda yüzüme bile bakmıyordu. Her arkamı döndüğümde gözü bende olan çocuk bir haftadır benden başka herkese bakıyordu ve otelde de kalmıyordu. Sabah geliyor üstünü değiştiriyor ve çıkıyordu nerden mi biliyorum! Çünkü resepsiyondaki kızardan birisini kafaladım Baran otele giriş yaptığında haberdar edilecektim. Hangi kızın yanında sabahlıyordu düşünmek bile istemiyorum. Bana dokunan o muhteşem dudaklar! Aklıma geldikçe sinirleniyordum.
Bugün pazartesiydi ve ben yine uyuyamamıştım. Neden? Baran'ı düşünmekten. Özür dilemesini beklemiyordum ama en azından bir hayvanlık yaptım diyebilirdi. Alarm çaldı tekrar çalmaması telefonumu buldum ve alarmı kapattım. Duşa girdim hızlıca işlerimi hallettim. Okul formamı giydim. Saçlarımı düzleştirdikten sonra gayet ve her zaman ki gibi güzel olduğuma karar verip çantamı da alıp çıktım. Tam kapıyı açtığımda erken çıktığım için kedime bir aferin verdim çünkü Baran asansörün önünde bekliyordu. Yine siyahlar içinde.. Benim aynım gibi.. Bende de siyah lakoste ve siyah pileli mini etek, bileğimin üstünde hafif topuklu Cesare Paciotti botlarım. Siyah deri ceketim. Beni farkettiğinde bana doğru yavaşça dödü önce yüzüme baktı sonra bütün vücudumu beğeniyle süzdü ve bunu yaparken yüzünde hiç bir şekilde mimik oynamadı.
Konuşmak istiyordum. Konuşmalıydım. Çünkü böyle olmazdı olmamalıydı. İlk defa bu kadar yoğun hissederken tek taraflı olmamalıydı. Zayn'i öptüğümde bana içinden şuan ne geliyor diye sormuştu ona hiç değiştim ama Baran için hiç diyemiyordum! Asansör geldi önce Baran bindi arkasından ben. Kapıya o kadar yakın duruyordu ki sanki hemen inmek ister gibi. Benden kaçmak ister gibi.. Kaçan illa ki yakalanırdı..
Karanlık prens hala sesini çıkartmamıştı. Galiba nefes de almıyordu. Bende fırsattan istifade Baran'ı inceliyordum. Simsiyahtı. Tek renk gözlerindeydi onuda bana göstermiyordu. O seksi kaslı bacaklarını siyah okul pantolonu sarmıştı. Bu soğukta uzun değil kısa kol lacoste giymişti. Omuzları genişti. Zaten düzenli spor yaptığı omuz ve kollarından belliydi. Boyunun 1.85 olduğunu Arın'ın attığı bilgilerde okumuştum fakat önemsememiştim. Yağmur kızım çocuğu baştan aşağı inceledin kes artık bakmayı ve ne söyleyeceksen söyle dedim kendi kendime ama o Baran'ın aşağılayan gözleri yok mu insanı yok ediyordu. En sonunda dayanamayıp;
-Seni öptüğüm için pişman değilim. Hatta böyle bir şey yaşamasaydım pişmanlık duyardım. dedim.
Baran bana döndü. Bu sefer o mavi sözler ukalaca bakıyordu. Ağzı ise açılıp beni pişman edecek şeyler söyleyecek gibiydi. Tam o sırada asansörün kapısı açıldı ve Baran;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ SEN
Ficción GeneralBen Yağmur'a baktığımda yaşamak için neden buldum. O ne kadar inanmasada kalbinin bensiz atmasına izin vermeyeceğim. Çünkü sonuna kadar onunla atacak tek kalp bende. -BARAN ATABEY