YENİLİKLER..

113 36 3
                                    

Kendimi hiç olmadığım kadar güçlü ve değerli hissediyordum. Sanki akan kanım daha hızlı akmaya başlamıştı damarlarımda, akışını hissediyordum. Fiziksel olarak koca bir orduyu yenebilecek hepsini bilye gibi dağıtacak kıvamdaydım. Ama aklım hala İlker deydi ve o kaslarında o neydi yaa öyle, resmen Her kül dünyaya yeniden gelmişti. İri kıyımları nasılda yerle bir etmişti. Bunları düşünürken suratımda küçük bir sırıtma meydana gelmişti bile.

Ben İlker'le aramda olabilecek müthiş şeyleri düşünürken Görkem'in sesiyle o güzel hayallerin arasından sıyrılıp gerçek dünyaya tekrar tek yönlü bir biletle geri dönüş yaptım.

"Ne düşünüyorsun bakalım suratındaki o sırıtmayla."

"Hiç nehrin orada olanları düşünüyorum."

"Ağzın kulaklarında, bu şekilde mi düşünüyorsun." Kaşlarını havaya kaldırdı bir şeyleri çözmeyi çalışan dedektif nidasıyla.

"Evet, nasıl mümkün olur böyle bir şey."

"Hımm, anlat bakalım nasıl oldu olay." Onaylar şekilde başımı salladım.

"Artık bitmişti nefes bile zor alıyordum, evet son yaptığı hareket bütün dermanımı almıştı benden, kendimi bırakmıştım sonra bir ses beni suya çekti oraya doğru gitmemi söyledi. Kendimi suya doğru çekmeye başladım, suya girdiğim an bütün acılarım yavaş yavaş dinmeye başladı. Su vücudumun her santiminde ilerliyordu bunu hissediyordum. Yaralarım iyileşti hatta iz bile kalmadı" bir yandan da yara aldığım yerleri gösteriyordum gerçi hiçbir şey kalmamıştı ama. "Bu nasıl oluyor Görkem nedir bu."

Ayakta biraz düşündü daha sonra yanıma oturdu sonra kafasını kaldırdı yüzüme baktı gülüyordu. Şaşırdım niye gülüyordu ki şimdi bu.

"Tebrik ederim İlkim."

"Anlamadım ne tebriki bu"

"Diğer bir gücünü de kullanmaya başladın."

"Ne hangi gücüm bu."

"Doğa. Doğa ile iletişime geçiyorsun aslında bunu ilk buraya geldiğimiz zaman fark ettim, hatırlıyor musun bazı sesler duyduğunu söylemiştin. O zaman tam olarak anlamadım ama şimdi net oldu her şey, sen koruyucu komutansın doğa senin emrinde senin için burada..."

İşte yeni bir şok, daha ben ilk gücümle başa çıkamazken şimdi ikincisi çıkmıştı. Aslında hoşuma gitmişti bu güç, doğa ile iç içe olmak, her zaman sevmişimdir, şimdi ise doğa benim emrimde ben onun hizmetinde...

Ben kendi kendime düşüncelere dalmıştım ki Görkem omzuma elini koyarak bana baktı.

"Ben gidiyim seni düşüncelerinde yalnız bırakıyım" dedi gülümseyerek. Bende gülümseyerek karşılık verdim.

Yaptığımız eğitimden ve benim o şahane hareketlerimden sonra beni oradan alıp bir bahçeye getirdiler sığınağa benzer bir yer vardı oraya girdik. Bir odaya girip oturmaya başlamıştık, Görkem'de yanımdan gitmişti yalnız kaldığım için odaya göz gezdirdim. İçeri baştan aşağı silahlar, kılıçlar, miğferler, kalkanlar, zırhlar ve adını bilmediğim daha birçok şeyle doluydu.

Ben etrafa göz gezdirirken arka tarafta duran uzun dolaba benzer bir şey gözüme çarptı, üzeri siyah çarşafla örtülmüştü. Dolabın etrafında dolaştım merak ediyordum bir tarafım açmak için delirirken diğer tarafım el sürmemem gerektiğini söylüyordu. Biraz dolabı süzdüm elim bir gidip bir geliyordu çarşafa doğru, ama daha fazla dayanamayıp tozlu çarşafı aşağı çektim, tozdan dolayı gözlerimi ovuşturdum ve birkaç öksürme olayından sonra gözlerimi açtığım an tekrar kapama hissi geldi.

Son Komutan Minikanlar (Wattpad/Sing of Hobe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin