O sırada Selim seslendi.
"Nereye gidiyorsum Komutan yarış bitene kadar birlikte yatıcaz...."
___________________________________"Nasıl?"
"Kural gereği yarış bitene kadar takım ayrılmaz. Bulunduğumuz yer üç katlı burası toplantı yeri ikinci ve üçüncü kat ise yatakhaneler. İkinci katta erkekler üçüncü katta kızlar kalıyor."
"Haa anladım. Ne biliyim birlikte yatıcaz deyince bir şaşırdım." şaşkınlık ve gülümsemeyle karşılık vermiştim. Selim koşarak yanımıza geldi.
"Ne zannettin Komutan" imalı imalı bakışlarla sormuştu. Tabi gülerek... Karşılık veremeden bir ses ilişti yanımdan.
"Merak etme kardeşim seni yemez. Hem yan yana yatsanız bile sana dokunacak kabiliyet yok onda." öyle bir kahkaha atmıştı ki gülüşü içeride yankılanladı.
İçeride ki herkes gülmeye başladı. Selim'e döndüğüm de oldukça üzgün görünüyordu.
"Hey patates kılıklı şey birincisi Selim 'den yana bir çekincem yok o konuda senin kadar insanlık cahili biri değil. Bir kızla nasıl konuşması gerektiğini iyi biliyor. İkincisi Selim gayet hoş yakışıklı biri. Bence bu konuda seni kırka katlar ve sen bunun farkında olduğun için onu kıskanıyorsun." konuşken oluşan sessizliğin içinden alkış ve ooooo sesleri yükseliyordu şimdi. Selim'in düştüğü duruma şimdi Ateş düşmüştü.
Sinirden öyle bir kızardı ki bir an patlayacak diye düşündüm. Üzerime gelmeye başladı. Ondan korkacak değildim. Yani herhalde değilimdir...
Baksana şuna ucubeye benziyor. İnsan nasıl korkmaz ki. Korksam da elimden geldiğince belli etmedim. Yaklaştıkça öyle bir yutkundum ki o sesin duyulmasından korktum. Ama araya Selim girdi.
"Abicim eminim herhangi bir kavga da yenebilirsin. Ama yarış sırasında bize lazım olabilir."
"O olmadan da bir çok yarış kazandık. Bu yarışta neden olmalı ki?" Bu adam gerçek mi? Yazık!!!
"Tabi ki sen tek başına bile yetersin, ben onu yem olarak kullanırız diye düşünmüştüm." Selim gülmemek için kendini zor tutuyordu. Tabi biz de...
"Sen... Benimle dalga mı geçiyosun."
"Çok zeki olduğunu söyleyen olmuşmuydu daha önce. Hayır, zeka pırıltıları gözlerinden yansıyor da illa ki biri söylemiştir diye düşünüyorum." Yine bir kahkaha tufanı kopmuştu.
Bu sefer Selim'e doğru yürümeye başladı. Gökçe konuştu bu sefer.
"Abi kardeş arasına girmek istemem ama kazanmamız gereken bir yarış var. Herkes masanın başına toplansın."
Salonun ortasında metal bir masa duruyordu. Çok büyük bir masa...
Herkes masanın etrafında toplandı, tabi Ateş ismine layık bir şekilde gözlerinden fırlattığı ateş toplarını bir Selim'e bir bana gönderiyordu.
Gökçe'nin yanında yerimi aldım. Yanıma Zehra ve Mehmet geldi."Evet, başlayalım artık. Mehmet üç boyutluyu çalıştır." Mehmet masanın yanında bir düğmeye basarak masanın üzerinde duran haritanın üç boyutlu olarak yansıdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Komutan Minikanlar (Wattpad/Sing of Hobe)
Fantasy"Minikan'ların Son Komutan'ı olarak hayatım boyunca sizleri koruyup halkıma hizmet edeceğime yemin ederim..." DAHA DOĞMADAN BİR SÜRÜ DÜŞMAN EDİNMİŞTİ BİLE ONLARLA YÜZLEŞMEK ARTIK AN MESELESİ. Yaşayacağı bu hayatta hiç beklemediği insanla...