Dün ki işkenceden ve İlker'le konuşmamdan sonra evin yolunu nihayet bulabilmiştim. Oyalanma fırsatı vermeden hemen banyoya girip yorgunluğumu attıktan sonra yattım.
Şimdi ise yüzüme vuran ve dün beni ne kadar mutlu ettiyse bugünde okadar sinir eden güneş ışığı yüzünden kalkmak zorunda kalmıştım.
"Ufff bu ışıkta nerden çıktı. Perdeyi örtmeme rağmen nasıl geliyo."
Olabildiğince ağır yataktan doğruldum. Her yerim ağrıyordu, kalkarken ağrıdan dudaklarımı ısırdım. Sol tarafımdaki saate baktığımda daha 10 du. Off ben akşama kadar yatmayı hayal ediyordum ama yaa. Kaşlarım çatık perdeye doğru bakmaya başladım.
"Ben açtım. Perdeyi yicek gibi bakma"
Duyduğum sesle yataktan sıçramam bir oldum. Sağıma döndüğümde yine şok. İlker azını kulaklarına kadar getirmiş bana bakıyordu. Şimdi bi dayağı haketti.
"Bana niye öyle bakıyorsun İlkim korkmaya başla-"
Lafını bitirmesine fırsat vermeden üzerine atladım. Tabi yıkmak biraz zor oldu ama yinede yere serdim.
"Sence. Neden. Kızdım. Sana ." kelimelerin üzerine basa basa söylemiştim. Ama gerçekten çok yorgundum.
"Oğlum manyak mısın sen ya dünkü halimi görmedin mi yazık değil mi bana ya"
"Bakıyorumda üzerime çıkmak için bahaneler uydurmaya bayılıyorsun."
"Nediyorsun" şöyle bi baktım da üstündeydim ama kesinlikle onun düşündüğü gibi değil. Tamamen dayak atmak için.
Bıkkın bir şekilde üzerinden kalktım.
"Hayır söylesen bir şeyler ayarlardık." dedi kahkaha atarak.
Sertçe omuzuna vurdum pek fayda etmezdi ama olsun. Acımış gibi kolunu tutarak yanıma geldi.
"Saçma saçma konuşma da bu sefer nasıl girdin içeri"
"Yine bahçe kapısından. Bence artık kapı kapatma gibi huylar edinmelisin "
"Off tamam."
Kesinlikle haklıydı sırf bu şekilde uyandırılmamak adıa bir şeyler yapmam gerekiyordu
Aşağı mutfağa indiğimde mutfak masasının üzeri boştu ve inanın şuan dolu olmasıbı çok isterdim. Dün akşamda yorgunluktan bir şeyler yememiştim.
Bugün kahvaltı yok mu ?" dalga geçerek söylemiştim.
"Malesef bu sefer kendin hazırlıcaksın. Benim gitmem lazım sadece seni uyandırmak için geldim, Gökçe'ye de erken geleceğini söyledim hemen karnını doyur."
"Bi anda ne ciddileşmesi bu noldu yani. Ayrıca akşam gelebilirsin demişti, sana noluyo acaba uyuşuk."
"Seni düşünüyorum domates. Bu yarışmada güçlerini kullanmayacaksın. Kol gücüyle fiziksel güçle yarışacaksın ve Gökçe'nin seni hazırlaması lazım anlatabiliyor muyum. Bu yarışta takım arkadaşından başka kimse olmayacak sadece ona güvenip oyuna bakamazsında."
"Anladım haklısın. Ama bütün bunlar bana çok fazla, bu güçlere, buraya alışmak yeterince zor şimdi birde bu çıktı kaldırmak da zorlanıyorum."
Farkındayım İlkim ama gayret et. Daha fazla çabala sen güçlüsün bütün bunları kaldırabilirsin."
Gözlerine baktığımda bunları gerçek bir samimiyetle söylediğinin fakındaydım.
"Tamam" dedim gülerek bana olan güvenini boşa çıkarmak gibi bir niyetim yoktu da.
"Anlat bakalım nasıl oluyo bu yarışma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Komutan Minikanlar (Wattpad/Sing of Hobe)
Fantasy"Minikan'ların Son Komutan'ı olarak hayatım boyunca sizleri koruyup halkıma hizmet edeceğime yemin ederim..." DAHA DOĞMADAN BİR SÜRÜ DÜŞMAN EDİNMİŞTİ BİLE ONLARLA YÜZLEŞMEK ARTIK AN MESELESİ. Yaşayacağı bu hayatta hiç beklemediği insanla...