Taksi

156 5 0
                                    

AZRA

Kenan'ı aramamın üstünden neredeyse 2 saat geçmişti ve ben hala aynı yerde bekliyordum. Hemen geliyorum demişti ama hangi paralel evrende hemen geliyordu? Beklemekten sıkılmıştım, keşke nerede olduğunu sorup ben yanına gitseydim. Gerçekten de neredeydi ki bu kadar uzun sürmüştü gelmesi? Acaba gelmekten vaz mı geçmişti, ya da anlatmak için çok mu geç kalmıştım? Yoksa o kadın... Hemen kötüyü düşünme Azra, trafik vardır, son dakika bir şey çıkmıştır, gelir birazdan.

Beklemekle saatler geçmişti, hava kararmıştı, Kenan'dan ne bir telefon ne de bir mesaj gelmişti. Aramalarıma cevap bile vermiyordu, geç kaldığım konusunda biraz daha emin olmaya başlamıştım. Beklemeyecektim, yoldan bir taksi çevirdim. Eğer Kenan gelmiyorsa ben gidecektim, eğer bir şey olmuşsa suçlular içinde ben de vardım, ben o kadının Kenan'ı aradığını ve onun peşinden gideceğini biliyordum ama iki hafta boyunca sadece susmuştum. Taksici nereye gideceğimizi sorduğunda afalladım, tamam ben gideceğim ama adresi bilmiyorum ki. O eve bir kere gitmiştim ama nerede olduğunu bilmiyordum ki ne diyecektim ağaçların içinde ıssız bir yolda kocaman bahçeli bir ev var işte oraya mı? İşte saçmalamam böyle başlamıştı.

- Aslında nereye gideceğimizi ben de bilmiyorum. Bilmiyorum da denemez aslında çünkü daha önce gittim, ama nereye gittiğimi bilmiyorum.

Taksici suratıma öyle bakıyordu ki ben bile aptal olduğumu hissettim. Telefonumu elime aldım ve numara sorgulama sitesine girdim, en azından soyadını öğrenebilirsem, adresini bulma şansım olabilirdi. Numarayı yazdım ama hiçbir şey çıkmadı, şaka mıydı bu ya? Taksiciye gülümsedim ve konuşmaya başladım.

- Acaba Kenan'ı tanıyor olabilir misiniz? Şirketleri varmış, öyle söylemişti, yani iş adamı kendisi diye düşünüyorum. Kardeşi var, yani varmış, Arda adı?

- Hanımefendi siz benimle dalga mı geçiyorsunuz?

- Pardon yanlış anladınız, ben Kenan'ı aradım, geliyorum dedi ama gelmedi saatler oldu, merak ettim düşündüm ki o gelmiyorsa ben evine gidebilirim. Ama sonra fark ettim ki ben evi nerede bilmiyorum, evi biliyorum ama daha önce gittim. Her neyse bu önemli değil ama işte benim ona ulaşmam lazım telefonlarımı da açmıyor zaten, düşündüm ki hani belki siz biliyorsunuzdur.

- Hayır, tanımıyorum hanımefendi, sizi nereye götürmemi isterseniz, bildiğiniz bir yer olursa sevinirim.

- Ben başka yere gitmek istemiyorum ki benim Kenan'ın evini bulmam lazım.

- Peki, sizin de benim de bilmediğim bir evi bu koca şehirde bulabileceğimize nasıl inanabiliyorsunuz?

Adam haklıydı, o evi nasıl bulacaktık, düşün Azra daha önce o eve gittin, sadece hatırlamaya çalış yolda ne gördün? O camların arkasında ne vardı, sadece odaklanan ve düşün. Düşünüyordum, ufacıkta da olsa atladığım bir ayrıntı olmalıydı.

- Park.

- Efendim?

- Parka yakın olmalı dimi?

- Ne parka yakın olmalı?

- Beykoz, ev Beykoz'da. Beykoz'a gidelim lütfen.

- Beykoz'un neresinde olduğunu bilmiyorsunuz ama değil mi?

- Bunu Beykoz'a gidince düşünürüz.

Yol boyunca Kenan'ı aramıştım ama cevap vermemişti ve işte Beykoz'a gelmiştik. Bundan sonra ne olacaktı? Nasıl bulacaktık Kenan'ın evini tüm Beykoz'u gezecek miydik? Başka bir yolu, evet, peki Azra yapabilirsin, yapmak zorundasın. Özge, onu aramalıydım daha önce Kenan'ın evindeyken ev telefonundan onu aramıştım, eğer arama kaydını silmediyse... Cesaretimi topladım ve Özge'yi aradım. Açmalıydı, lütfen Özge, şuan açman lazım, lütfen. Ve açtı, hadi Azra konuş, birkaç cümle sadece.

- Biliyorum bana kızgınsın, hatta şuan benle konuşmak bile istemiyor olabilirsin ama yardımına ihtiyacım var. Seni bilmediğin bir numaradan aramıştım hani ev numarası. Lütfen arama kaydını silmediğini söyle o numaraya gerçekten ihtiyacım var.

- Silmedim, yolluyorum.

Bir cümle kurdu ve kapadı, gerçekten Özge'yi kaybettiğimi hissedebiliyordum, bir boşluk hissediyordum, kelimelerle anlatamadığım ama canımı fazlasıyla yakan. Gözümden bir yaş düştü ama her şey sırasıylaydı şuan odaklandığım şey bu olmamalıydı. Özge'nin attığı mesajı açtım ve numaranın üstüne bastım. Biri açacaktı, öyle umuyordum. Birkaç kez çaldıktan sonra telefon açıldı ve bir kadın konuşmaya başladı.

- Kenan Aslanlı'nın evi. Buyrun.

- Ben, Azra. Kenan'ın arkadaşıyım, oraya gelecektim ama yolu bulamadım, açık adresi söylemeniz mümkün mü acaba?

- Azra Hanım, özür dilerim ama Kenan Bey müsait değil başka bir zamanda gelirseniz daha uygun olacaktır. Kusura bakmayın, yardımcı olamayacağım.

Yüzüme kapanan ikinci telefon, ne kadar da sevilen biri oluyorum günden güne. Taksici suratıma hani adres der gibi bakıyordu.

- Soyadı Aslanlı'ymış ama adres yok, acaba sorsak etrafa bulabilir miyiz?

- Aslanlı mı dediniz? Kenan Aslanlı? Siz onun evini mi arıyorsunuz?

- Hani tanımıyordunuz, hadi o zaman biliyorsanız o eve gideceğiz işte.

- Evin nerede olduğunu bilmiyorum. Sadece ismini duymuştum, Aslanlı Holdingin sahibi, Kenan Aslanlı.

Gözlerimi devirdim ve düşünmeye başladım. Aklıma gelebilecek sayılı fikirlerden biri gelmişti, o eve nasıl gideceğimi biliyordum ve gidecektim. Numarayı tekrar aradım ve ağlamaya başladım. Taksici şaşkın gözlerle bana bakıyordu.

- Alo, ben Azra, benim hemen Kenan Bey'e ulaşmam lazım, peşimde birileri var, şuan taksideyim Beykoz'a geldik ama evi bulamıyorum. Çok korkuyorum, ateş ediyorlar.

Ve bir çığlık attım taksici kesinlikle psikolojik sorunlarım olduğumu düşünüyordu, yüz ifadesinden bunu anlayabiliyordum. Telefonda bir erkek sesi duyunca şaşırdım.

- Azra Hanım, sakin olun neredesiniz hemen size bir araba yollayalım?

- Sen kimsin? Kenan'ı ver telefona.

- Kenan Bey müsait değil, ben size yardımcı olabilirim bana sadece nerede olduğunuzu söyleyin.

- Nerede olduğumu bilmiyorum bana açık adres verirseniz, oraya doğru gelebiliriz.

- Tamam, size adresi hemen yolluyorum, sakin olun kafanızı da saklamaya çalışın, taksiciye de söyleyin sakın durmasın.

- Tamam çabuk olun lütfen.

Gülümseyerek telefonu kapattım, gelen mesajı açınca adresi gördüm ve telefonu taksiciye uzattım.

- İşte gitmek istediğim yer burası, devam edelim lütfen.

Taksi o evin önüne geldiğinde ücreti uzattım ve hemen arabadan indim. Kapıda koca bir ordu vardı resmen, içlerinden biri bana yaklaştı ve konuşmaya başladı.

- Azra Hanım, iyi misiniz? Peşinizdekilerin kim olabileceğine dair bir fikriniz var mı?

- Kenan Bey nerede?

- Telefonda da söylediğim gibi Kenan Bey müsait değil. Siz iyi misiniz, şuanki önceliğimiz sizin güvende olmanız.

- Peşimde kimse yoktu benim, adresi almanın tek yolu buydu, kusura bakmayın. Şimdi gidip Kenan Bey'le konuşmam lazım.

Hızlı adımlarla eve doğru yürüdüm, açık kapıyı ittirip içeriye girdim. Evin içinde dışarıdan daha fazla adam vardı, buraya gelmek yanlış bir fikir miydi acaba?


AzraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin