Azra

1.8K 38 6
                                    

Günümüz

Güneş pencereden öylesine vuruyordu ki uyanmasına neden olmuştu, sinirlendirmişti onu çünkü uyanmak istemiyordu sonsuz bir uykuya dalıp bu hayattan sıyrılmak, uzaklaşmak istiyordu. Günlerdir hic bir şey yememişti, günlerdir odasından çıkmamıştı. İnsanlar sürekli gelip nasıl olduğunu sorup duruyorlardı dudaklarından çıkacak o kelimeyi bekliyorlardı sanki "mutluyum"... O kelimeyi kullanmayalı uzun zaman olmuştu, en son mutlu olduğu an o gündü, aslında en büyük mutsuzluğu getiren o gün... Anlatmak istediği cok sey vardi aslında kelimeleri kağıda dökmek istiyordu durmadan, belki de bu yuzden günlük tutmaya başlamıştı bilmiyordu. Bildiği inandığı her şeyi sadece üç yıl içinde kaybetmişti...

2011

Azra diye bağırdı Özge, koridorun öteki ucundan. Birkaç adımdan sonra sımsıkı sarıldı çocukluk arkadaşına. Kelimeleri nasıl kullanacağını bilemedi bir anda...

- Başın sağ olsun keşke yanında olmama izin verseydin...

Azra bir an duraksadı gözleri doldu sanki saatler durmuş insanlar adeta birer heykele dönüşmüştü. Konuşamadı sadece başını salladı, iki gün sonra doğum günü vardı ama doğum gününü kutlayacak bir ailesi bile yoktu. Sadece yanlış yerdeydi ailesi, o okuldayken patlayan bir ev mantıklı gelmiyordu hala ona. İnanmıyordu inkar ediyordu tek başına olduğunu ama kabul etmek zorundaydı. İnsanlar acıyarak ona bakıyorlardı hatta anlam veremiyorlardı ne işi vardı okulda daha trajedinin üstünden bir hafta geçmişti. Üniversite bu dondurabilirdi ama buradaydı bazıları ise takdir ediyordu onu, böyle bir olaya karşı bile dimdik durmasını ayakta alkışlıyorlardı. Azra kendinin icinde bir boşlukta böylesine kaybolmuşken gözünden akan yaşın farkında bile değildi. Özge omzuna dokununca kendine geldi. Gülümsemeye çalıştı içinden gelmediği halde.

- Sen sınıfa git ben birazdan geliyorum benim icin endişelenmene gerek yok.

Özge bir an olsun bile yalnız bırakmak istemiyordu arkadasinı, zaten bir haftadır yalnızdı tek başınaydı izin vermemişti kimsenin yanında olmasına...

Azra hızlandı bir anda sanki bahçede tüm ailesi onu bekliyordu da o da onlara koşuyordu nefes nefese kalmıştı adeta. Bir ağacın altında durdu ve gözyaşlarının akmasına izin verdi. Bir an aklına annesi geldi onu böyle görse mutlu olur muydu hiç, kim çocuğunu böyle görmek isterdi? Çantasından bir mendil çıkardı ve akan gözyaşlarını sildi sınıfa doğru yürümeye başladı. Koridorlardaki insanların fısıltılarına ona bakışlarına katlanmayacak durumdaydı o yüzdendir ki birden hızlandı ve sınıfa girdi. Özgenin yanına oturdu ve yüzündeki o sahte gülümsemeyi tekrardan oluşturdu.

- İyi misin diye sormak istemiyorum ama mecbur hissediyorum iyi olduğunu söyle lütfen

- İyiyim merak etme

En azından iyiyim demeye alışmıştı, iyi olmadığı halde bu kelimeyi söylemek her ne kadar kalbini acıtsa da, iyiydi iyi olacaktı iyi olmak zorundaydı.

Okula dönüş beklediği gibiydi aslında ne biraz eksik ne de biraz fazla. Okul çıkışı Özge onu bırakmak konusunda çok ısrar etti ama kendi başına gitmek konusunda ısrarcıydı.

- Akşam buluşalım bir seyler yapalım olur mu?

- Bu akşam olmasa cok yorgun hissediyorum başka zaman belki.

Israr etmek istemiyordu Özge aslında ama eğer o Azra'nın yanında olmazsa kim olacaktı? Kim elinden tutup onu tekrar hayata bağlayacaktı?

- Peki o zaman bize kalmaya gel hem yurtta kalmaktan daha iyidir.

- Yanımda olmak istiyorsun biliyorum ama bende yalnız kalıp düşünmek istiyorum lütfen ısrar etme.

Bir an duraksadı Özge ve peki diyerek arabasına bindi, tüm bunları bir hafta da aşmasını beklemiyordu elbet ama Azra'nın yanında olamamak ona büyük bir acı veriyordu.

Azra da arabasına doğru yöneldi, anahtarını aradı uzun bir süre çantasında, çantasının içi de hayatı gibi karmakarışık ve darmadağındı.

Arabayı sürerken aklı hep başka bir yerdeydi sanki farklı br boyuttaydı kimsenin olmadığı yalnız kalabildiği bir yer. Dalgınlığındandı tabi ne kadar hızlı gittiğini fark etmemişti ani bir fren ve bir köpek sesi... Arabadan indi hızlıca, titriyordu yerde yatan bir adam vardı ve sahibi için havlayan bir köpek. Kendine gelemedi bir an ne yapması gerektiğini unuttu. Ambulansı araması uzun sürmüştü ama yerde yatan adamın bilinci hala yerindeydi bir şeyim yok diyerek kalkmaya çalışıyordu üstündeki kanları görmüyordu heralde. Azra'nın ağzından üç kelime çıkabildi sadece;

- Ben..... Ben..... Ben....

Sadece üç kelime ve sessizlik. Ambulansın sireni bozdu bu sessizliği. Yolun sanki sonu yoktu hiç bitmeyecekti hastaneye hiç ulaşamayacaklardı. Kendine gelemiyordu bir türlü şokta gibiydi arabayı titreyerek sürüyordu. Hastaneye yaklaştıklarında bir hafta öncesini tekrar yaşıyormuş gibi hissetti, sanki biri gelip ona morgun yönünü gösterecek ve ailesini tehşis etmesini isteyecekti... Ambulanstan yaralı adamı indirirlerken Azra adamın yanına koştu, elini sıkıca tuttu. Ameliyathaneye kadar adamın elini bırakmadı, kendini suçlu hissediyordu hayatında hiç hissetmediği kadar suçlu, biliyordu insanın ailesini kaybetmesinin nasıl olduğunu... Bu adamda elbet birilerinin ailesiydi ve adam hayata gözlerini yumduğu an birileri ailesini kaybedecekti. Azra bunları düşündükte kendini kaybediyordu, gözyaşıları durmuyordu. Kısa bir süre sonra gözleri kararır gibi oldu, başı dönmeye başladı ve yere yığıldı. Gözlerini açtığında bomboş tek pencereli bir odadaydı hava kararmıştı güneş gitmiş gece gelmişti.Yavaşça ayağa kalktı, nerede olduğunu unutmuş gibiydi, yaptığını unutmuş gibi.. Kısa sürdü bu bilinçsizlik, silkildi kendine geldi. Odadan hızlıca çıktı sanki nereye gideceğini biliyormuş gibi koşmaya başladı hastanenin yarı aydınlık koridorlarında. Gördüğü ilk hemşirenin kolundan tuttu.

- Yaşlı bir adam...

Dudaklarından sadece bu kelimeler çıkmıştı daha fazla konuşamadı gözleri tekrar yanmaya başladı. Konuşmaya çalıştı kendini zorladı.

- Trafik kazası, aksam gelmişti hastaneye, köpeği vardı yanında.

Hemşire Azra'ya gülümsedi ve parmağıyla koridorun sonundaki odayı işaret etti. Azra teşekkür edercesine başını salladı. Koridor bir anda çok uzun gelmişti odanın kapısının önündeyken bir an duraksadı. Içeri girince ne yapması gerekiyordu ne demesi nasıl özür dilemesi gerekiyordu?

AzraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin