O Ev

308 19 0
                                    

Kenan arabadan indi ve Azra’ya döndü.

- Arabadan inecek misin?

- Hayır, inmiyorum. Hastaneye dönüyorum ben. Size iyi geceler.

- Bugün olanları anlayana kadar hiçbir yere gidemezsin. Arabadan iner misin?

- Saçmalamayın lütfen. Tamam, teşekkürler evet bugün siz olmasaydınız kim bilir ne olurdu ama sizin beni takip ediyor olmanız size güvenmem gerektiğini değil aksine sizden uzak durmam gerektiğinin göstergesi.

- Haklı olmadığını söyleyemem ama şuan sana yardımı dokunacak tek kişi benim.

- Polise gitmek size güvenmekten daha mantıklı geliyor.

- Polise oradan nasıl kurtulduğunu anlatabilecek misin?

Azra birden sessizleşti, gerçekten oradan nasıl kurtulduğunu polise açıklayamazdı, en azından Kenan’ı ele vermeden. Ama yine de tanımadığı birinin evinde kalmak ona güvenli gelmiyordu. Arabadan inerken ayakları geri geri gidiyor, beyni yanlış karar verdiğini söylüyordu. Arabadan indiğinde etrafı incelemeye başladı. Kenan’ın evi üniversitenin kampüsünden bile daha büyüktü. Bahçenin sonu sanki yoktu, kocaman bahçenin ortasında devasa büyüklükte bir ev vardı. Çevrede ağaçlar ve ıssızlık dışında başka bir şey yoktu. Çevredeki tek ev buydu. Kenan Azra’ya yaklaştı ve gülerek konuşmaya başladı.

- Çok mu beğendin bahçeyi?

- Burada tek başınıza mı yaşıyorsunuz?

- Evet, taşınmak istiyorsan kapım sana her zaman açık.

- Ne alakası var. Sadece garip, çevrede başka evde yok, insanın içi sıkılır yalnız başına.

- Beni bu kadar düşündüğünü bilmiyordum.

- Sadece bir yorumdu.

Evin içine girdiklerinde Azra kendini kocaman bir salonun ortasında buldu, her yer antika eşyalarla kaplıydı. Azra bir tabloya yaklaştı ve “Resimden anlıyorsunuz.” dedi. Kenan ilk defa bir şeye cevap vermeden sadece gülümsedi. Azra salonda dolaşırken Kenan: “ Hadi gel sana odana göstereyim.” dedi. Koridora geldiklerinde Azra karşısında bir asansör gördü. Kendi kendine zaten bu kadar büyük bir evde asansör olmasa garip olurdu diye düşündü. Kenan Azra’yla 2.kata çıktıktan sonra uzun bir koridorda yürümeye başladılar. Bir odanın önünde durdular. Kenan kapıyı açıp içeri girdi. Azra yine kendini kocaman bir odada bulmuştu. Kenan’a meraklı gözlerle döndü ve eve geldiğinden beri aklında olan soruyu sordu.

- Siz ne iş yapıyorsunuz acaba?

- Yasa dışı bir şey değil merak ediyorsan. Tüm ailem ölünce her şey bana kaldı. Evler, şirketler...

- Anladım, çantamı alabilir miyim bir telefon görüşmesi yapmam lazım.

- Telefonunu kullanmaman daha iyi bekle ev telefonunu getireyim.

Kenan alt kata indi ve telefonu alıp geldi, Azra’yı rahat konuşması için yalnız bıraktı. Azra hızlıca Özge’yi aradı ama açmadı, tekrar tekrar aradı ve sonunda Özge telefona cevap verdi.

- Özge benim Azra, benim için bir şey yapmanı isteyecektim.

- Nereden arıyorsun sen beni? Ben bu numarayı tanımıyorum.

- Okula geldiğim zaman hepsini anlatırım, şimdi benim için hastaneye gitmen gerek. Bu akşam ben hastaneye gidemeyeceğim gibi görünüyor, Adnan Bey yalnız kalsın istemiyorum.

- Peki, tamam giderim hastaneye ama bana yarın her şeyi anlatacağına söz ver.

- Söz veriyorum. Çok teşekkür ederim Özge, sen bir tanesin.

- Biliyorum canım, bana sahip olduğun için çok şanslısın. Şimdi çıkıyorum evden, öptüm kocaman.

- Ben de öptüm canım, görüşürüz.

Azra telefonu kapattı ve kapıyı kilitledikten sonra kendini yatağa fırlattı.

AzraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin