BÖLÜM 15 ♣

481 30 21
                                    


MULTİMEDİA'DAKİ ŞARKI BÖLÜMDE GEÇEN ŞARKI. OKUYUNCA ANLARSINIZ PATATESLERİM :)
Ayrıca bu tanıtım videosunu yapan canım büyük destekçim ve yapımcım NihalYldrmm ve bi tanecik desteğini hiç eksik etmeyen aşkım Yüsra'ya sonsuz sevgiciklerimi yolluyorum ♡

Hızla oturdum ve arabanın içini dokunarak keşfetmeye başladım.

"Fazla dokunma arabama."

"Lütfen, " diye mırıldandığımda döndü ve ona bakan bakışlarımı yakaldı. Bi süre baktıktan sonra kafasını olumsuz anlamda salladı.

Ama haklıydı. Bu harika bi klasikti ve benim olsa ben de dokundurtmazdım. Hatta ben kimseyi bindiremezdim. Ama o belki de.. ah Dean aklıma fesat şeyleri sokuyorsun. Arka koltukta, hatırlıyorum o melek karıyla neler yaptığını. Iyk.

"Tamam, dokunmayacağım. Ama lütfen bari telefonumdan son ses müzik açmama izin ver."

O atmosferi hissetmek istiyordum.

"Açabilirsin." Mırıldanarak verdiği cevap mutlu olmama yeterli bir sebepti.

Hemen telefonumdan Carry On My Wayward Son 'u açtım. Ve bağırarak söylemeye başladım. Ah be Kansas. Anılarım depreşti.

Carry on my wayward son
Devam et benim kararsız oğlum

There'll be peace when you are done
Huzur olacak sen bitirdiğinde.

Lay your weary head to rest
Yorgun başını yatır dinlenmek için

Don't you cry no more
Artık ağlama

Araya müzik girdiğinde biraz sesini kıstım ve kahkaha attım.

"Kapat şu şarkıyı patates. Berbat söylüyorsun. "

"Hayır, kapatmayacağım. Ve söyleyeceğim. "

Berbat mı söylüyordum cidden? Hayır ya biraz bağırdığımdandır o.

Moralimin Baran hıyarı yüzünden bozulduğunu hissettim. Ve bi anda tam sözlerin başlayacağı sırada müziği kapatıp kafamı camdan tarafa çevirdim.

Hıyar. Uydu Baran'a. Hem yeşil gözleri de var, renk uyumu da sağlandı. Evet, hıyar Baran.

*

Kocaman bordo renkli bi Manolya Cafe yazısını gördüğümüzde yan tarafındaki otoparka arabayı park edip arabadan sessizce indik ve girişe doğru ilerledik.

Girişte kara bir tahtaya
BUGÜN 19:30'DA CANLI MÜZİK. KAÇIRMAYIN
Yazmışlardı. Ve sonuna bi sürü emoji.

Girişteki adamlardan buranın elit bir yer olduğunu fark etmem zor olmamıştı. Baran girişteki adama baş selamı verdi ve içeri girdik. 3 katlı bir binaydı. Binada nahoş bir koku hakimdi. Tam olarak ne olduğunu çözememiştim. Asansörü çağırdı ve 3 teras yazan düğmeye bastı. Bu havada terasta mı oturacaktık ?

Havanın soğuk olduğunu kavrayabilecek kadar insanlar Rüya. Kasma bu kadar.

Ve iç ses haklı çıkar.
Camekan, büyük bir terasta bulunuyorduk. Bizimle beraber gelen çift bizi sollayarak bi masaya yerleşti.

"Hadi, şurda oturuyorlar. "

Nazikçe belimi kavradı ve biraz ittirerek Seçil Taner Kerem ve Berkay'ın olduğu masaya doğru yürüdü.

Seçil kalktı ve yapmacık bir şekilde

"Hoşgeldiniz, " diye mırıldanarak sarıldı. Daha doğrusu sarılmaya çalıştı. Soğuk şey. Güvenimi sarstın namıssız vicdonsız.

CAM KIRIKLARI ♣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin