BÖLÜM 29 ♣

336 20 107
                                    

Bölüm Şarkısı: Murat Dalkılıç - Aşka Doydum

Aşkın içinde bir aşk aradık
Doğru yolu bir türlü bulamadık

Asıl olan sendin bendim biz çok karıştık
İki cümleyle herşeyin geçeceğini sandık
Ayrı ayrı dünyalara biz çok alıştık

Sevmesin sarmasın beni sen gibiler
Görmesin duymasın kimse sesimi

Kırıldım çok yoruldum
Aşkı yaşamadan aşka doydum

   ♣

   Hiçbir ucu gözükmeyen bir okyanusun ortasındaymışım gibi hissediyordum.

   Ne sağımı,  ne solumu, ne önümü,  ne arkamı hissedebiliyordum ..

    Tek hissettiğim Baran'ın elimi sımsıkı tutan elleriydi. Buna güvenerek sürüklenmeye hazırdım. 

    Baran,  diğer eliyle kapıya vurdu ve içeri girdik. Büyük pencerenin önünde arkası dönük bembeyaz saçlı bir teyze oturuyordu.  Kol haraketlerine bakılırsa bir şeylerle uğraşıyor gibiydi. 

    İçimde umutsuzluk kırıntıları gezerken aynı zamanda korku da geziyordu. 

    Odada başka kimse yoktu. Baran tekrar beni harekete geçirmek için elimi sıktığında konuşmam gerektiğini fark ettim. 

      "Merhaba.. Melahat Teyze. "

  Kadın elindekini kucağına bırakıp tekerlekli sandalyesini ağır ağır bize doğru çevirdi.

    Bize döndüğünde kucağındakinin örgü olduğunu fark etmiştim. Kadın yüzündeki kocaman gülümsemeyle ikimizi izliyordu.

     "Melek.. Ahmet.. "

   Evet,  ilk aşamayı geçmiştik. Kadın bizi tanımasını istediğimiz gibi tanımıştı.  Yüzümdeki sırtımaya engel olamamıştım.  Baran yan gözlerle beni izliyordu.

     Büyük eli hala ellerimi kavrar haldeydi ve konuşmamı bekliyordu. Bi yerden başlamam gerektiğini hissettim. Geçmişte olduğumuzu düşünürsek şimdi benim,  kendime hamile olmam gerekiyordu.  Ve biz buraya yeni bebeğimizin haberini vermeye gelmiştik.  
    Teyze,  bizi koltuklara oturtup kendi de karşımıza geçtiğinde hala gülümsüyordu.

     Konuya girip sıra bebeği söylemeye geldiğinde Baran'ın eli karnıma yaklaşmıştı. Bu kadar gerçekçi olmasına gerek yoktu.  Tuhaf hissetmiştim.  Garip ve olmaması gereken bir durummuş gibiydi. Ürperdim önce.  Sonra söyledim.

      Baran'ın yanında söylerken utanmıştım ve yüzümün kızardığına emindim. Baran beni izlerken gerçekten eğleniyor gibiydi.

     Şimdi anneannemleri ve Rüzgar abimi sorma sırasıydı. İçime bir kazık oturmuşçasına derin bir nefes aldım. Baran bakışlarını ciddileştirmişti. Kriz geçirebilme riskimden korkuyor olmalıydı. Ama sakin kalmalıydım.

     Nihayet Melehat Teyze istediğimiz tüm bilgileri bize verdiğinde odadan çıktık. Onu tekrar ziyaret etmemizi söylemişti.  Sanmıyorum teyzecim.

    Kapıdan çıktığım anda titreyen bacaklarıma dayanamadım ve yere oturdum. Bu artık bir gelenekti benim için.  Bacaklarım beni taşıyamadığında yere oturuveriyordum.

    Baran bu halime şaşkın şaşkın bakıyordu.

     "Bak, sana başarabilirsin demiştim değil mi?  "

  Elini uzattı kalkmam için.  Yüzük hala parmağındaydı ve benimkinin de parmağımda olması o kadar değişik bir duyguydu ki.  İçimden sadece bi an acaba dedim. 

CAM KIRIKLARI ♣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin