BÖLÜM 28 ♣

341 19 93
                                    

NOT: Bu bölüme tam olarak uygun bir şarkı bulamadım. Listenizdeki sizin için en anlamlı olan şarkıyı dinlemenizi istiyorum sadece.

Keyifli Okumalar Patateslerim ♡


Elim hala kalbimin üstündeydi, kendimi fazla ifşa etmiş olmaktan korkuyordum. Ama Baran tek kelime bile etmedi. Ne dalga geçti ne de konuşmak için ağzını açtı. Krizimin nedenini bile sormaması o kadar güzel bir şeydi ki aslında benim için.

Yine sessizce ve Impala'yla evime doğru giderken yol kenarındaki parkta birikmiş olan karı görüp çığlık attığımda Baran ani fren yapıp durmak zorunda kalmıştı.

"Ne oldu ?!"

"Şu karda biraz oynamak istiyorum."

Garipseyen bakışlarla beni süzdüğünde yüzünde yine adlandıramadığım bi ifade vardı. Farklıydı. Bakışları ne kadar garipseyici olsa da ifadesi farklıydı ve ben bunu çözemiyordum. Gözlerinin yeşilinin parlamadığını fark ettim, biçimli suratını incelerken.

"Çocuksu bir yanın olduğunu bilmiyordum. " Haklıydı. Çünkü ben çocuksu hareketler sergileyen, ya da çocuksu huyları olan bir kız değildim. Ben bir çocuk için fazla ağır şeyler yaşamış biriydim.

Bunları düşünmek yerine kar topu oynamak daha cazipti benim için. Baran sadece arabasına yaslanmış benim hevesimi almamı bekliyordu adeta. Bir ara elinde telefonuyla uğraşmıştı.

Doyasıya tek başıma kar topu oynadıktan sonra arabaya ilerledim. Baran, yine gülümsemişti. Sahi, bugün ne kadar da çok gülümsemişti bu çocuk böyle. Ponçik. Onu mıncırmak isteğimi hala içimde tutuyordum. Kapıyı açmak için elimi uzattığımda acıdan yere kıvrılmak zorunda kalmıştım.
Bileğim, bileğim çok acıyordu. Bileğimin ağrısını unutup kar topu oynamam ise koca bir hataydı.

"Bileğine ne yaptın !?"
Mahcup ve acı çeken bir ifadeyle yüzüne baktım.

"Galiba söylenirken fazla yüklendim. "

**

"Kerem'e söyleme lütfen, boksu bırakmak istemiyorum."

Arabaya binerken söylediğim sözler Baran'ın ters bir bakış atmasına neden olmuştu. Tek kelime etmeden tekrar arabaya binmiştik. Elim için verilen kremleri inceler gibi yapıyordum. O sırada çalan telefonum Baran'ın kısa süreli elime bakmasına sebep olmuştu. Arayan Deniz'di.

"Efendim kuşum"

"Nerde kaldın canım, geliyorsun değil mi?"

Sesi gayet sakin çıkıyordu. Bu iyiye işaretti.

"Yoldayım,geliyorum evde konuşuruz bitanem."

"Tamam kuzum."

Baran kendi kendine bir şeyler mırıldanıyor gibiydi.

Bu aralar fazladan mutluluk yaşıyor olmak beni korkutuyordu. Ama bu anı değerlendirmeme asla engel değildi.

Evin önüne geldiğimizde sessizce kemerimi çözdüm. Gelene kadar çok sessizdik ve hala da bunu koruyorduk. Çıkacakken sol bileğimden tuttu ve durmamı sağladı. Ona döndüm sorarcasına.

"6 gündür uyuyamıyorum. "

Gülümsedim. Benden ilk defa izin istiyordu. Benim de uyuyamadığımı varsayarsak tabiki gel demek yerine kafa sallamak daha mantıklıydı. Kafamı salladım. Adeta gözlerinin yeşili parlıyordu. Bazı şeylerin yine aramızda kalması gerektiğini hissediyordum. Çünkü insanların ağzına sakız verirsen o sakızı büyütür büyütür senin ağzına tıkardı. Bunun olmasını istemiyordum. Kuruntuya kapılmak da istemiyordum. En iyisi uzak kalmadan, yakın da olmamaktı.

CAM KIRIKLARI ♣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin