BÖLÜM 33 ♣

184 12 51
                                    


Bedenim uykuya doyduğu sinyallerini verirken ben bu rahatlığı sanki bir daha bulamayacakmışım gibi gözümü açmamakta diretiyordum.

Etrafımdaki sesleri duymaya başlamıştım ama gözüm hala kapalıydı.

Annemin ve Me- Rüzgar abimin seslerini duydum. Bu rahatlığın en büyük nedeniydi belki de. Ne konuştuklarını ayırt edebilmek için gözlerimi hafifçe araladım. Abim direk bana baktığı için bu gözünden kaçmamış ve yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirmişti.

"Nasıl hissediyorsun Rüya? Uykunu alabildin mi ? "

Ufak bir kıkırdama aramızdan süzüldüğünde kafamı salladım ve anneme çevirdim bakışlarımı.

Bize öyle güzel bakıyordu ki aklıma böyle baktığı anlar geldi. Babamla beni her halimizde bu bakışlarla izlerdi. Şimdi ise abim ve bana bakıyordu.

Oğlunu bulmak, ona kovuşmak, oğlunun dibinde olması onu uzun zamandır ilk defa derinden mutlu etmişti.

Abim elimi tutarak yatağımın kenarına oturduğunda onun sıcaklığı, güven verici bir şekilde elimi sıkması aklımda olan farklı ayrıntıları atlamama sebep oluyordu.

"Ben..çok mutluyum abi. "

Kocaman gülümsemesi yüzündeki yerini korurken annem de yanımdaki sandalyeye oturdu.

"Ben de çok mutluyum çocuklar, ben de.. "

**

Rüzgar'ın arka koltukları bile çok konforlu olan arabasında eve doğru ilerlerken hepimizin yüzünde tatlı bi tebessüm vardı.

Annem "Teyzen ve eniştene söyleyecek misin oğlum? " dediğinde abimin sırıtışı silinir gibi olmuştu.

"Söyleyeceğim anne, kardeşlik testinin sonucu çıkınca da dava açacağım. "

Annem derin bir nefes alıp kafasına abimden yana çevirdi ve dikkatlice onu izledi.

"Oğlum, onlara tavır alma üstünde emekleri var. "

Bitanecik annem, kıyamıyordu ablasına. Ne kadar öz çocuğunu elinden alıp yıllarca görüştürmese de ablasına kıyamıyordu.

"Merak etme anne, kırıcı olmam ama ağızlarının paylarını veririm. "

Annem kafasını ağır ağır sallayıp başını yola çevirdi.

"Tamam oğlum nasıl istersen. "

Evin önüne geldiğimizde bir Impala görmeyi beklemiyordum. Rüzgar'ın kaşları çatılmıştı.

Abim, arabayı park edip dışarı çıktığımızda ben Impala'ya doğru ilerlerken abim kolumdan tuttu.

"Ne işi var onun burda? "

"Bilmiyorum ki, onu öğrenmeye gidiyorum. "

Kaşları çatık bir halde kolumu geri çekti.

"Sen çık yukarı ben öğrenirim. "

Sesi net ve sertti. Neden Baran'a karşı bu kadar katıydı bilmiyordum. Abilik iç güdüsü desem öğrenmeden önce de aynı tavırdaydı. Ben geride beklerken Baran arabadan hızlı hareketlerle çıktı. Burnu kızarmıştı. Evet, hava çok soğuktu. Demek ki arabada üşüyecek kadar soğuktu.

Uzun süredir mi bekliyordu acaba ? Uzun süredir elime almadığım telefonumu yokladım. Ceplerimde yoktu, çantamda olmalıydı. Elimi çantama daldırmışken ikisi de bana dikmişti gözlerini. Abim sinirli Baran ise endişeli gibiydi, adeta gözleriyle beni kontrol ediyordu.

CAM KIRIKLARI ♣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin