-12- "Kalp acısı."

25 2 0
                                    

Utku'nun babası; İzzet ͡° ͜ʖ ͡°

İyi okumalar :D

❀❀❤❀❀♡❀❀❤❀❀♡❀❀

Sabah gözlerimi açtığımda, karşımda Utku'yu görünce birden korkudan sıçramıştım. Hayalet misin ya? Birbirimize bakarken havada gerginlik oluşmaya başladı. Aniden yataktan kalkınca başımın dönmesiyle sendeledim.

Elimle yatağın yanında ki komidinden tutunup gözlerimi kapattım. Aniden kalkarsan tabiî başın döner Bahar. "Biraz dikkat etmelisin Bahar. Seninle daha işimiz var." Derdine bak! Gelipte bir yardım etme zaten. Sıpası ölmüş eşek gibi otur orada! Yatağa yavaşça geri oturdum.

Gözlerimi açıp, karşımda ki odun'a baktım. "Senin bildiğin kızlardan değilim ben." dedim soğukça. Alayla güldü. Ayağa kalkıp bana, "Bilal, giyecek bir şeyler getirecek. Onları giy ve gel salona." diye emir verip odadan çıktı. Allah, seni davul etsin Utku!

Yatağı toplayana kadar Bilal odaya girdi. Poşeti yatağa koyup, yüzüme bakmadan dışarı çıktı. Anlaşıldı, bir kişi değil herkes bana düşman. Ama ben ne suç işlediğimi ve ya ne hata yaptığımı bilmiyorum ki. Ha, tamam suç işledim Utku'nun annesini elinden aldım desem amenna. Öyle birşey yaptığımı da hatırlamıyorum.

Utku, sayesinde herşey bana çıkmaz sokak. Seslice bir 'of' çektim. Herşey bir yana, dün karşıma 'babam' diye öğrendiğim kişi çıktı. 17 senedir neredeydi de, şimdi aklına kızın olduğu geldi? "Bahar!, gel şu salona!" diye böğüren Utku'nun sesiyle düşüncelerimi dağıtmak için başımı sağa sola salladım.

Odadan çıkıp salona girdim. "Ne böğürüyorsun be!? Geldim işte." diye söylendim. "Ağzına sıçarım" bakışı attı. O nasıl bakıştır öyle. "Hadi, bir daha bana diklensene? Bak bakalım ben sana ne yapıyorum!"

"Ne yapacaksın? gösterde görelim." yürek yedim ben galiba. Bu cesaret nereden geliyor? Daha dün bebek gibi gözünün önünde aglıyordum. "Çok mu merak ediyorsun? O zaman gösterelim." Ayağa kalkıp sertçe kolumu tuttu. "Yürü gidiyoruz." ne oluyoruz ya?

Şaşkınlıkla "Ne? Nereye?" eceline susadı bu çocuk!

"Gidince görürsün. Bana diklenmeyi göstereceğim." "Yani kısacası diyor ki: Boku yedin Bahar." iç sesim kusura bak ama ben boku yersem sende yemiş oluyorsun. "Hee, doğru" akılsız bir iç sesim var. Ne güzel!

Bilal'den arabanın anahtarını alıp beni ön koltuğa oturttu. Daha doğrusu fırlattı! Hâla şaşkınım çünkü, kolumu tutunca, kurtaramadım. Kendiside şoför koltuğuna oturunca arabayı hızlı sürmeye başladı.

"Yavaş sür şu arabayı." daha da hızlı sürmeye başladı. Kemeri takmadım ve ani fren yaparsa camdan dışarı uçarım. "Yavaş sür dedim sana!" diye bağırdım. Al işte, daha da hızlandı. Ona dönüp yan profiline konuştum.

"Utku, lütfen yavaşla. Kaza yapıcağız." ellerine baktığımda sinirden elleri beyazladı ve damarları belli oluyor. Bu sinirle elinde direksiyon kalmaz inşallah.

Arabayı kenara çekip frene aniden basınca, neredeyse ön cama uçacaktım ki, Utku bir eliyle karnımı tutup durdurdu ama hâla hayran olduğum gözleri bana değil de karşıya bakıyordu.

Korkudan nefesimi tuttuğumu yeni fark ettim. Nefesimi dışarıya bırakıp, Utku gibi bende dışarıyı izlemeye başladım. "Neden bana işkence çektiriyorsun?" dedim.

"Ben sana işkence çektirmiyorum ki." dediğinde histerik kahkaha attım. "Emin misin?" dediğimde ona bakmaya başladım. "Ben sana acı çektireceğim, işkence değil." dediğinde diyecek kelime bulamadım.

TATLI İNTİKAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin