-11- "Bahar, bak sana kimi getirdim."

32 3 0
                                    


İyi Okumalaaaar! :) ^.^

◉◉◉́◉◉́◉◉◉◉◉◉

Bir ay sonra..

Her sabah ki gibi rutin işlerimi halledip banyo'dan çıktım. Eşorfmanları mı giyip dışarı yürüyüş yapmaya karar verdim. Ankara gibi bir yer de sahil olmadığı için, ki sahili geçtim deniz bile yok. Parklarda koşu alan olduğu yerlerde yürüyorum anca.

Kulaklığımı telefonuma takıp koşmaya başladım. Bu bir ay içerisinde, hani Buket'le Mavi Kafe'ye gitmiştik. Orada, yabancı bir adam vardı. İşte, o adam benim her gün karşıma çıktı. Ama kim olduğunu zamanı gelince söyleyeceğim dediği için merakımı içime atmaya karar verdim ve zamanın gelmesini bekledim.

O, adamı düşündükçe içimde sıkıntı oluşuyor ve korkmaya başlıyorum. Telefonumun mesaj sesini duydum. Koşmayı bırakıp parkta ki her hangi bir banka oturup mesajı açtım.

Kimden: 0535*******

Ne yapmaya çalıştığımı öğrenmek mi istiyorsun? Peki, herşey yeni başlıyor o zaman. Her şeye hazırlıklı ol Bahar. Akşam, dokuz'da yurdun kapısının orada bekle. Seni siyah bir araba gelip alacak. -U-

Mesajı beş kere okusam da sonunda ki 'U' harfinin Utku olduğunu sonunda anlamıştım. 'Herşey yeniden başlıyor' ne demek istedi? Derin bir 'of' çektim. Ne çıkacak karşıma? Ne yapacağım? Neye hazırlıklı olacağım? O, siyah arabaya binip merak ettiğim soruların cevabını alacak mıyım? Birde emir vermesi yok mu insanı çileden çıkarıyor.

Kafamda ki sorular çoğaldıkça, içimde ki sıkıntı da büyüyor. Dalgınca oturduğum yerden kalkıp yavaş yavaş yürümeye başladım. Ne ara cadde'ye çıktığımı hatırlamıyorum. Karşıdan karşıya geçiyordum. Ta ki: gözlerimi kırpıştırıp arabanın acı fren sesiyle olduğum yerde durup üzerime gelen arabaya baktım.

Gözlerimi kırpıştırdım. Beynim uyuşmuş gibiydi. Kendimi kurtarmak için hiçbir çaba sarf etmeden arabanın bana çarpmasını bekliyordum. Ki, hızla beni kurtarmak isteyen biri arkamdan kolumu tutup karşı kaldırıma fırlattı. Evet, doğru duydunuz resmen fırlattı! Dizilerde ki gibi bir erkek kızı kurtarmak için belinden tutar falan beni kurtaran öküz de fırlatır. Yere kapaklanmamak için oldukça çaba sarfettim. Araba, sonunda durmuş olmalı ki, arabadan inip yanıma geldi.
Ne konuşa biliyordum, ne de hareket. Korku ve heyecan'dan dolayı derin bir nefes verdim. Sadece, susmuş beni kurtaranı ve bana -neredeyse- çarpan kişiye bakıyordum. İkisi de kaşlarını çatmış bana bakıyorlar. Sonunda, sesi mi bulmanın mutluluğuyla konuşmaya başladım.

"O kadar hızlı gelecek derdin neydi? Karşına çıkacak birini hiç düşünmedin mi?" korkunç bakmaya başladı. Orta yaşlı kel adam biriydi. Siyah, takım elbise giymiş, vücudu geniş yapılı. Korkmadım desem yalan olur. Beni, öldürecek gibi bakıyor çünkü.

"Orası, tenha yol saftirik misin kızım sen? Orada bir tane insan geçmez. Sende nasıl cesaret varsa artık yolun ortasına çıktın. Hadi, onu da geçtim heykel gibi dikildin ortada." suçu ona atmaya çalıştım ama suç yine ve yine bende kaldı. O, bana saftirik dedi, di mi?!

"Saftirik sensin!" gökyüzüne bakıp 'La havle vela kuvvet illa billahi aliyyül azim' diye mırıldandı. Adam, imana geldi. Bar'ın kapısında bekleyen izbandut gibi dikilen adamlara benziyor ama böyle adamların da imanlı olanı da varmış demek ki.

TATLI İNTİKAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin