-2- "Kalkmazsan, kalkma bende buradan inerim."

101 4 0
                                    

Selam nasılsınız? Ben çok iyiyim. Hadi uzatmayalım, okumaya başlayalım. :D

Multi: Bahar Taşlı
^°^°^°^°^°

Aile nasıl birşey? Nasıl bir duygu? Ailemi bilememek içimde öyle bir fırtına kopuyor ki. Hani sonbaharda yere dökülen yapraklar, rüzgardan etrafa dağılıyor ya. Tıpkı benim içimde ki eksik bir yanım değil, eksik her bir yanım dağılıyor. Doğum günlerimde ailesiz geçirmek, aynı sofrada yemek yiyememek.

Seneler çok çabuk geçiyor. Ölünce o toprağın altına gözlerin kapalı girip, çok çabuk zaman nasıl geçiyorsa, her nefes alışımızda da zaman öyle hızlı geçiyor. Ne olduğunu anlayamazsın bile. İlk aşkın olabilecek bir baban, hergün başını dizlerine koyup saçlarını şefkatle okşayan bir annen, nede abi-abla ve ya kardeşin var.

Her bir yanım eksik. Yapboz gibi her parçam etrafa dağıldı. Belki de ailemi bulursam, o eksik parçam toplanır, bilemiyorum. Küçükken her gece yorganımın altına girip sessizce ağlardım. Ama gündüzleri çevremdekilere ben güçlüyüm emoji verirdim. Ama kimse farkında değil ki(Buket hariç) içimde ki kopan fırtınalardan.

Sırt üstü yatmış bir şekilde, tavanı izlemekten vazgeçip banyoya girdim.
Banyoda işimi bitirdikten sonra odaya girip dolabımın başına geçtim. Şöyle bir göz attım. Altıma lacivert pantolon, üstüme su yeşili sıfır kollu, beyaz kolye ve çanta olarakta pudra rengi, beyaz dolgu topuklu ve son olarakta eyeliner ve parlatıcı sürüp işimi bitirdim.

Odaya son kez göz gezdirdiğimde eksik birşeyin olmadığına karar verip odadan çıktım. Buketi sorar olacaksanız beni beklemeden gitmiş. Sıkılmıştır canı yine birşeye. Üzgün olduğunda ve ya sıkıntılı olduğunda benden erken çıkardı.

Yurttan nasıl çıktım. Sınıfa gidip yerime doğru ilerlerken Buketin burada olduğunu gördüm. Başını sıraya koymuş uyuyordu. "Kolunu dürtüp, "Buket?" dedim. Yanına oturduğumda cevap vermedi. Yeniden adını seslendim. "Buket, iyi misin?"

Kafasını kaldırıp yüzüme bakınca şok olmuş bir şekilde yüzüne baktım. "Neden ağlıyorsun?" sesim üzgün çıkmıştı. "Bugün ailemin beni yurda bıraktıkları gün, Bahar." gözlerim dolmuştu. Buket'i yurda bıraktıklarında daha 3 yaşındaymış. Benide 3 yaşında yurda bırakmışlar.

Gözlerinde ki özlem, kırgın ve öfke vardı. Büyüdükçe içimizde ki yaralar, kabuk bağlar diye düşündükçe her geçen gün daha da kanıyor. Ona sımsıkı sarıldım. Başını boynuma koyup, sessizce ağladı. Bende dayanamadım. Hem benim için, hemde onun için ağladım. Biz buyuz. Birimiz ağlarken, diğerimiz de ağlar. Birimiz mutluyken, diğeride mutlu olur. Bugün ne kadarda duygusal bir gün böyle.

Saçları bir anne gibi okşadım. "Ben yanındayım, biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum bunun için şanslıyım. Ama çocukluğumu çaldılar, Bahar. Küçükken camın oraya geçip, ailem gelecek, beni yanlarına alacak diye dışarıyı gözetlerdim ama gelmediler." ağlaması şiddetlenirken, ondan ayrıldım. Çünkü ağlamasına daha fazla dayanamazdım. Ellerimi yanaklarına koyup, "Şşt! Tamam bak ağlama. Hep makyajımız aktı. Hadi lavaboya gidip, yüzünü yıkayalım tamam mı?"

Sadece başıyla onayladı. Ayağa kalkıp kapıdan çıktık. Hoca daha gelmemişti. Lavaboya girip, ikimizde yüzümüzde ki akan makyajları sildik.

Tuvaletten çıktık. Sınıfa girip kitap koyduğum dolaba ilerleyip, Edebiyat kitabını çıkardım. Sırama geri oturup, hocayı bekledik.

"Kız, Bahar?" arkamdan Bora seslendiği için ona döndüm. "He?" "İnsan arkadaşına öyle cevap verir mi?" oflayıp "Efendim arkadaşım." dedim. "Hah şöyle, aferim."

TATLI İNTİKAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin