-1- "Dikkatli ol, güzelim."

240 4 1
                                    


Keyifli okumalar! :D

Multimedya: Utku Erez!

^^❤^^♡^^

"Günaydın kankacığım!" sabah sabah bu kız neşeyi nereden buluyor?

"De get başımdan, Buket! Uykum var bir uyutmuyorsunuz insanı yahu!"

"Seni uyandırmasam, deliksiz 3 ay kış uykusunda da uyursun!" şimdi bu bana ayı mı didi!? He vallah didi! Tek gözümü açıp, kaşları çatık, elleri belinde bir bacağını sallayan, bir adet Buket'le karşılaştım. "Sensin ayı!" yataktan kalkıp, Buket'i yatağa yatırıp, iki belinin yanlarından gıdıklamaya başladım.

"D-dur Bahar! Lan dursana!" kahkaha atarken konuşmaya çalışırken, yanakları kızarınca, bende gülmeye başladım. Bu kız işte böyle! İnsanı mutlu eder. Kendi mutluluğunu düşünmeden sevdiklerinin mutluluğunu önemser.

Kendimi tanıtmadım değil mi? Adım Bahar. Ankara'da yaşıyorum. Etlik kız yetiştirme yurdunda büyüdüm. Buket ile kaderimiz aynı. Belki de bu yüzden birbirimize bağlıyız. Ailesiz büyüsem de, Buketi tanıdığım için mutluyum. Çünkü o bana hem anne hem abla oldu. Onu tanıdığım gün hâla dün gibi gözümün önünde.

Okulumuz yurdun yanında ama nedense erkek kız karışık o okulda. Kıyafetlerimiz serbest ama bazen iyi, bazen kötü. "Hadi kalkalım, okula geç kalacağız." dün akşam yatmadan önce duş aldığım için sadece elimi yüzümü yıkadım. Banyo'dan çıkıp dolabımın başına geçip, beyaz ispanyol pantolon, üstüme uzun kollu önü kısa arkası uzun ten renginde bir gömlek, ceket olarak sarı ceket ve gömleğimin renginde ucu açık bir dolgu topuk ayakkabı. Çantayı pek kullanmadığım için yanıma çanta almadım.

Eyeliner, sürme ve pudra sürünce hazırım. İşte bitti! "Hadi Buket." telefonumu pantolonumun arka cebine koydum. Buket'e baktığım da güzel olmuştu. Kahverengi pantolon, üstüne beyaz kısa kollu v yakalı bir boğazlı badi, üstüne kahverengi deri ceket, beyaz kolye ve topuklu kahvrengi ayakkabı. Bugün kıyafetlerimiz aynı renk. Buket'le pişti olduk. Birbirimize gülümserken, aynı şeyi düşündüğümüzü anlamıştım. (Bunların kıyafetlerini hep uydurdum :) Kitaplar sınıftaki dolaplarımızda ve haftalık ders programı dolabın kapağında olduğu için işim kolay.

Yurttan çıkıp, yan okula girdiğimizde herkes bahçede ki banklara oturmuş gülerek sohbet ediyorlardı. Kimi grup halinde kimi, iki kişi takılıyorlar. Bahçe kapısında durmayı bırakıp, okulun kapısına doğru ilerlerken, herkes susmuş bize bakıyorlardı. Normal birşey. Hergün aynı şeyi yapıyorlar. Sanki hiç kız görmemiş gibi erkekler susup, kızlar dedikodu yapıyorlardı.

Böyle dediğime bakmayın. Okula Buket ile ilk girdiğimizde aynı şey olduğu için şaşırmıştık. Ama insan her geçen gün alışıyor. Herkesin bakışlarını hiç aldırış etmeden, okulun içine girdik.

11-E Sınıf'ına girdiğimizde her zaman ki gibi herkes birbirleriyle uğraşıyordu. Kimi silgiyle küçük küçük koparıp, birbirlerine atıyorlar. Kimi bilek güreşi yapıyorlar, her zaman ki gibi kızlar makyaj yapıyorlardı. Bu sınıftakilerin bazılarının anne ve babasıyla yaşıyorlardı. Evde makyaj yaptıkları yetmezmiş gibi birde burada yapıyorlardı. Yüzlerinde ki boyayla ben kendi odamı boyarım yahu! 11. Sınıf olmamıza rağmen hâla ana sınıfı çocukları gibiler. Kafamı iki yana sallayıp, kitap dolabımın kilidini açtım. Dolap kapağını açtım ve ders programına baktığım da ilk dersin biyoloji olduğunu gördüm.

Kitapların arasından biyoloji kitabını ararken arkamdan birisi belimi dürtünce elime geçen ilk kitabı erkek mi kız mı demeden, kafasına geçirdim. Olm tik var bende! Aniden yaparsanız kafanıza birşeyler geçer tabiî!

TATLI İNTİKAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin