"Baran durdur arabayı artık yeter!" Ani bir frenle öne doğru atıldım.Ellerimle ön koltuğa tutunarak kendimi sabitleyebilmiştim."Sen manyak mısın?" Bağırarak sorduğum soruyla arkasını dönerek bana bakmaya başladı."Sırma bana verdiğin sözü ne çabuk unuttun? Sen Elifle birlikte olduğum için beni suçlayamazsın.O benim karım, öyle değil mi?" Cevap vermek yerine susmayı seçtim.İçimi kemiren cümlelere lanet okuyarak elimi yumruk yaptım."Susuşundan haklı olduğumu anlıyorum, gitmek mi istiyorsun? Peki hadi git, ama unutma kararları tek başıma vermiyorum, diğerleri ağabeyinle kardeşimi yaşatır mı sanıyorsun? Hadi diyelim yaşattılar ya benle seni? Hayat gördüğün kadar kolay değil Sırma, bizim aramızda hiç bir şey olmayacaktı, olmayacakta.Senin hislerin farklı değilse tabi?" Kaşlarımı yukarı kaldırarak elimi kaldırdım, hızla yüzüne indirecektim ki elimi havada yakaladı.Bileğimi sıktığı parmakları arasından kurtarmaya çalışırken bağırmasıyla gözlerim dolmuştu."Sana sordum Sırma, ya 1 sene katlanır paşa paşa burada yaşarsın, ya da defolur gider olacaklara katlanırsın!" Elimi sertçe bırakıp kapıyı açıp aşağıya indi.Parmaklarını saçlarına geçirip, arabanın önüne geçip yaslandı.Ne yapacaktım ben? Onu sevdiğim için gittiğimi düşünüyordu.'Öyle değil mi zaten?' İç sesime küfürler sıralayıp elimle alnıma vurdum.Kahretsin! Ona öyle olmadığını göstermek zorundaydım.Aptal gibi kaçmayacaktım, karşılarında dik duracaktım.Aşağıya inip Baran'ın yanına ulaştım.Onun gibi arabanın kaputuna yaslandım, "Baran sana karşı bir şey hissettiğim yok, herkesin acıyarak bakmasını istemiyorum, Elif'i üzmeye hakkımız yok.Aileni kandırmaya da! Bunları düşündüğüm için gitmek istedim sadece, dün gece de annemler vardı diye o şekilde davrandım.Bunu o aklına sok, aciz biri değilim, hiç bir zamanda olmadım." Kafamı çevirip yüzüne baktım, gözlerini kısmış öylece karşıya bakıyordu.Yanımızdan geçen bir kaç arabayı umursamadan önüne atılıp kollarımı açtım."Sana söylüyorum ağa bozuntusu! Elifle ne bok yediğin umurumda değil.Bana bu muameleyle bir daha yaklaşma, tamam mı?" Gözlerimin içine baktı.Koyulaşmış gözleriyle baştan aşağıya süzdü beni."O zaman eve gidiyoruz, hiçbir şey olmamış gibi devam ediyoruz."Onaylamam için bekledi, elimi uzatıp sırıttım.Şaşkınlıkla elimi avcuna alıp sıktı."Pekala, gidelim." Sahte gülücük atıp arabanın sürücü koltuğuna geçtim.Öylece arabadan bana bakıyordu."Ne var bin hadi?" Güldü."İn aşağıya ben kullanıcam." Arabayı çalıştırıp hafifçe gaza bastım, kenara doğru atılıp bağırdı."Ne o öldürmek mi istiyorsun?" Yüzüne baktım, "Evet ama acı çektirerek yapmayı planladığım bir şey, arabaya bin Baran hadi." Pes ederek arabaya bindi.Yol boyunca şaşkınlıkla araba kullanışıma baktı.
Kapıya geldiğimizde inip, çantamı aldım.Kapının önünde durdum.Gerçekten yapmak istiyor muydum?Elini belime uzatan Baran'a baktım, donuk yüz ifadesiyle ilerlemem için ittirdi beni.Kapıdan girdiğimizde Elif ve Dizdar hanım oturmuş kahve içiyorlardı.Bizi gördüklerinde Elif hemen ayağa kalktı.Bu zamana kadar ona karşı hep duyarlı olmuştum, hep iyi olsun istemiştim, ona üzülmüştüm.Sabah yaptığından sonra aynı duygularla girmemiştim bu eve, yüzüne baktığımda gördüğüm nefret ve kin eskisi gibi içimi burkmuyor aksine iğrendiriyordu beni.Gözlerimi ondan alıp yanımdan ilerleyip annesine sarılan Barana baktım."Anam, nasılsın?" Dizdar hanım gülümsedi."İyiyim oğul allaha şükür, Sırma kızım nasılsın, sabah neredeydin?" Barana baktım, ne demeliydim bilmiyordum."Biraz canı sıkılmış, annesinin yanına gitmiş." Dizdar hanım merakla atıldı."Yavrum nasıl Sırma Elmasın keyfi yerinde miymiş?" Gülümsedim, her anne yavrunu merak eder."İyiymiş, gayet mutlu.Ağabeyim bana karşı pisliğin teki ama Elması çok seviyor, el üstünde tutuyor." Şükür çeken sözde kayın valideme baktım.Ne kadar mutlu görünüyor, her şey yolunda sanıyor."Sırma, sen sabah eşyalarını toplayıp gitmedin mi?" Kinayeli konuşan Elife baktım.Elimdeki çantayı işaret etmişti.Aniden atıldım."Hayır Elif birkaç kıyafetim vardı Dilan'a vermek istediğim ona götürdüm." Suratına kocaman sırıtış sergilemiş öylece bakıyordu."O zaman niye geri getirdin, beğenmedi mi?" Gözlerimi devirdim, beni sıkıştırmaya çalışıyor olması mide bulandırıyordu."Geri getirmedim, içindekileri Baranla beraber aldık."Onun gibi sırıtmıştım.Ne yapıyordum böyle?Onu kıskandırmaya çalışıyordum, yaptığım hareket karşısında kendime küfürler ettim.Baran yüzüme anlamayan gözlerle bakınca, gülümseyerek yanağını öptüm."Ben yukarı çıkıyorum izninizle." Sahte gülücükler dağıttım etrafa.Merdivene doğru ilerlediğimde arkamdan Baranın geleceğini düşünmemiştim.
Odaya girdim,arkamdan gelen Baran kapıyı kapatıp bana baktı."Elifi üzmeye hakkımız yok dedin ve demin onu üzdün." Sorarcasına konuşmuştu, gözlerimi kapatıp yatağa oturdum."O da beni üzüyor, bazı şeylerin karşılıklı olması her ikimiz içinde daha sağlıklı, en azından üzülen tek taraflı olmaz." Gözlerimi gözlerine sabitledim, bakışı sertleşmiş hemen sonra yumuşamıştı.Kendime ne kadar yalan söylemeye çalışsam da onu seviyordum, bunu kabul etmeli ve o şekilde uzaklaşmalıydım."Sırma sana tahmininden fazla sabır gösteriyorum, tahmininden fazla." Gömleğinin düğmelerini açarak banyoya ilerdi.Ne yani burada mı soyunacaktı? "Baran!" Dönüp bana baktı."Ne yapıyorsun?" Göbek deliğine kadar açtığı gömlek düğmelerinden az da olsa göğüsün deki tüyler çıkmıştı.Gözlerimi aval aval baktığım yerden alıp önüme çevirdim."Merak etme yüzümü yıkayıp çıkıcam.Toplantıya gitmem gerekiyor." Baran Mardin'in büyük otellerinden olan Erdoba Elegance 'ın sahibiydi. Gazetede okumuştum geçenlerde, yani hayatım normalken, İstanbul'a da otel açacağı yazıyordu."Anladım, ben İstanbul'a gitmek istiyorum." Kendimden beklemediğim bir ton ve edayla dile getirmiştim isteğimi.Gözlerini kapatıp açtı, yavaşça yanıma yaklaştı."Bende bazı şeyler istiyorum, hatta..."Parmaklarıyla saçımın tutamını kulağımın arkasına itti.Parmakları kulağımla temas eder etmez içim ürpermişti."Hatta çok istiyorum ama gördüğümüz gibi olmuyor ne yazık ki." Yüzünü yüzüme yaklaştırdığında kalbim yerinden çıkıcak zannettim.Gözlerimi kapattım sıkıca ama beklediğim gibi öpmemişti, bırakın öpmeyi geri çekilip banyoya girip kapıyı kapatmıştı.Ellerimle başımı sıkıca tuttum kahretsin!
Baran Sırmaya yaşattığı duygu karmaşasından nasibini almıştı.Gömleği üzerinden çıkarmış, musluğu açmıştı.Avuçlarına doldurduğu suyu yüzüne vurup aynaya baktı.Ne yapıyordu, bilmiyordu.Aptal gibi davranmaktan vazgeç diye mırıldandı ağa.Sırmayı istiyordu bu gerçeği kimse değiştiremezdi, bedenini, gözlerini, saçlarını, sesini...Olmayışı olamayışı onu çileden çıkarıyordu.Sahibi olmak istiyordu, erkeği olmak istiyordu, gözlerine bakınca gülümsesin istiyordu.Bunların hepsine sahip olucaktı karar vermişti, güzellikle olmuyordu, güç kullanıcaktı.Ona kıyamazdı vuramazdı, ama ona aşık olmasını sağlarsa gitmezdi biliyordu, elinden geleni yapacaktı Baran ağa kararını vermişti.
"Sırma."Kapının açılmasıyla elleriyle vücudunu hızla kapattı genç kız.Üstünü giyinen Baran Sırmayı yarı çıplak görmeyi beklemiyordu.Boğazında oluşan yumruyu zor da olsa yuttu."Ben özür dilerim."Sırma Baranın başka yöne bakmasıyla üzerini giydi."Ne istiyorsun?"Baran utana sıkıla konuşmayı başarmıştı."Toplantıya eşlerle birlikte katılım yapılıcakmış, Elif resmi nikahın sende olduğunu söyleyerek gelmeyi reddetti, sen gelir misin diyicektim?"Kaşlarını çattı Sırma, ne saçmalamıştı Baran."Hayır yorgunum."Kestirip atan Sırma yatağın örtüsünü kaldırıp kenara koydu.Battaniyeyi itekleyip içine girdi.Baran hala Sırmayı izliyordu.Hayır istediği cevap değildi ve istediğini alamamaktan hoşlanmamıştı."Sırma o zaman sormuyorum, geleceksin.Üstünü giy seni aşağıda bekliyicem." Sinirle yerinden kalkan Sırma bağırmaya başladı."Gelmiyicem Baran ağa, duydun mu yorgunum dedim!" Sinirlenen Sırma Baranın üzerine doğru yürümesinden çekinsede duruşundan ödün vermedi."Sırma! Beni delirtme, canını yakmak istemiyorum."Dolaba doğru yürüyen Baran siyah kalem etekli elbiseyi çıkarıp yatağa fırlattı."10 dakika içinden aşağıda olucaksın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSTANBUL KUMASI
عاطفيةÇocukluğunda evinden, yuvasından, ailesinden daha iyi bir hayat ve daha iyi bir gelecek için dayısı tarafından Mardin'den alınan İstanbul'a götürülen bir kız.Tam herşey Sırma'nın tıpkı istediği gibi gidiyorken aniden Mardin'den alınan bir telefonla...