41.Bölüm

61 4 0
                                    

Medya Ecrin

Gece ne ara uyudum hatırlamıyorum en son ağlıyordum o kadar yorulmuştum ki gözlerim bile ağrıyordu, uykusuzluktan yada ağlamaktan.

Yatakta doğruldum fotoğrafların üzerine yattığım için bir kaçı katlanmıştı. Gözlerimi ovuştururken odanın kapısı açıldı gelen Elena'ydı içeriye girdi.

"Günaydın hadi gel kahvaltı hazırlardım erken çıkacagız bugün biliyorsun ki hastahaneye gideceğiz"

Başımla onayladım odadan çıkınca biraz ortalıgı topladım dolaptan kalın askılı bordo bir elbise çıkarttım hava pek soğuk degildi ama yinede siyak bir deri ceket de çıkarttım hazırlandıktan sonra mutfağa doğru ilerledim. Elena kahvaltıyı hazırlamaya devam ediyordu.

' Omlet kokusu bütün evi sarmıştı neredeyse mutfak tezgahına yaslanmış ıslık çalarak patatesleri soyuyordu. Hayat sanki onun için durmuş gibiydi

"Orada dikilmeye devam edersen soğuyacaklar meleğim"

Seni çok özledim. Kendimi toparlayıp mutfağa girdim sandalyeye oturup kahvaltıya başladım Elena tabağını doldurmuştu neredeyse.

"E bebeğini göreceğin için heyecanlımısın?"

Gerçekler bir tokat gibi vurur yüzüne ne kadar arkanda bıraktıklarında kalsanda aslında önünde seni bekleyenler var.

"Bilmem. Fazla heyecanlı gibi değilim sanki ama..."

"Ama o bebeği tek başına değilde babasıyla gitseydin şuan feyecandan ne tepki vereceğini bilmezdin"

Tamda bu işte bilmiyorum Arda nasıl karşılardı onun heyecanı eminim ki banada yansırdı. Onaylarcasına başımı salladım aynen öyle.

"Nasıl tanıştınız?"

Nasıl tanıştıgımız degil nasıl ayrıldıgımız önemli benim için masumca başlayan ve mutsuz sonla biten bir masal gibi.

"Aynı apartmandaydık taşındığımız gündü karşı komşumuz Yağmur. Aslında o varsa kardeşe ihtiyacın yok biz kardeş gibi büyüdük annesi teyzemden bile öte bir teyzeydi üst katta kuzeni oturuyordu Mert onunla tanıştırmak istedi beni, hayatta tanıyabileceğin eşi benzeri olmayan bir çocuk onlara gittiğimizde Can ve Arda vardı böyle başladı hikayemiz daha çocukluktan"

Herşey bu kadar geç olmasaydı keşke, keşke biraz hayatın ne kadar kısa olduğunu bilseydik.

"Biz bu yaşımıza kadar beraber büyüdük tabi başkaları girdi ikimizin hayatına da ama yazılmdımı ne siliniyor ne baştan yazılıyor"

Kahvaltı bittikten sonra hastahaneye geç kalmamak için hızlı davrandık masayı topladıktan sonra çantamı kontrol ettim. Herşey tamdı ama telefonum yoktu ortalıga biraz baktım odaya gidip aradım ama bulamadım.

"Elena telefonumu gördünmü?"

Elena yanıma gelip elimi tuttu ve baş parmaklarıyla elimin üzerini ozdu telefon elimdeydi ve ben onu arayıp durdum elimde olduğunu bile unutmuştum.

"Hadi gidelim artık"

Bu üzülmeme neden olmuştu her geçen gün birşeyker unutacaktım yavaş yavaş.

"Peki nasıl evlendiniz?"

Hayatımın en mutlu günleriydi desem hiç uyanmayacağım bir rüya gibi ne zaman uyandım ki ben?

"Bir şekilde ilişkimiz başlamıştı bu yaz tatilinin başında baş başa bir tatil yapmaya karar verdik sonra o istedi evlenmemizi kimse bilmeyecekti sadece o ve ben birden kabul ettim mantıklı veya mantıksız umrumda değildi bu sene okulumuz bitiyor biter bitmez bir düğün düşüyorduk. Ama hiçbirşey planladığımız gibi olmadı. Evlendiğimizi arkadaşlarımıza söylemek zorunda kaldık dogru düzgün tepkide veremediler"

Bizim zamana ihtiyacımız vardı ama zamanda yoktu işte herşey istediğimiz gibi gitmeyecekti.
Hastahaneye geldiğimizde arabayı otoparka bıraktık fazla olmasada kalabalıktı işte telefon çaldı arayan Aras'dı

"Ecrin of sabahın köründe Mert aradı birşeyler saçmalıyor yok sen Arda'yı terk etmişsin, aldatmışmısın? Neymiş bende sabah sabah içmiştir diue 'he' deyip geçtim"

Dün Yağmur, bugün Aras başka arayan olmasın konuşmaya halim yok. Hastahanenin önünda ambulans sesleri duyuluyordu al işte şimdi başına belayı.

"Ecrin nerdesin sen? Hastahanede falan mı?"

Güvenebileceğim tek kişi o belki anlatmak ve yanımda olduğunu bilmek çok iyi gelir.

"Aras bi sus lan! Anlatacağım evet hastahanedeyim Mert'in sana dedikleride doğru ve oraya birdaha dönmeyeceğim"

Biraz sessizlik oldu daha geçen mutlu aile tablosu bugün arda kalan harebe değilmi?

"Ne? Ne saçmalıyon kızım sen?"

Of gerçekten ayak üstü telefonda anlatamam anlamazsın.

"Aras buraya gelirmisin sana ihtiyacım var ve herşeyi anlatacağım ama kimse bilmeyecek. İlk uçakla gelirsen sevinirim binerken mesaj at"

Testler için Taner Bey'in yanına gittik uzun uzun konuşup testler için gerekli olan birkaç şeyi hallettik kemoterapiler yerine biraz az etkili olan ilaç tedavisine başlayacaktık sonuçlar zaman alacaktı burada
işimiz bitince artık iki haftalık ufaklıgı görmeye gittik. Elena benden daha heyecanlıydı. Ultrason cihazının ekranına doktor biraz baktı. Aslında eşler buraya gelir bebeklerine bakar kadın heyecandan kocasının elini tutar romantik anlar yaşanır falan...

"Evet işte burada ve çok sağlıklı"

Elena ve bende ekrana baktıktan birkaç dakika sonra nokta gibi birşeyi fark ettik fasülyeyede benziyor aslında.

Bilmem yüzümde bir gülümseme belirdi sen benim tek şansımsın ufaklık ve bunun için elimden geleni yaparım.

Hastahaneden sonra birşeyler içmek için işlek bir caddede kafeye oturduk fotoğrafa baktıkça yüzümdeki gülümsememi fark ediyordum.

"Onun bana gülen gözlerle bakmasının yerine günden güne onu unuttuğumda bana bakan gözlerin artık gülmemesine dayanamam. Giderken yalan söyledim seni severken başka biriyle birlikte oldum seni aldattım kendimden nefret ediyorum dedim. Yalan söyledim sadece bana inanmamasını istedim o an"

Gönderen: Aras

Şimdi biniyorum ne zaman gelirim bilmem beni karşılamayı unutma.

Kafeden çıktıktan sonra biraz alışveriş yaptık bu iyi gelmişti birşeylerle meşgul olma güzeldi.

Sonra bir kitapçıya girdik Elena hoşuna giden kitapları aldı bende boş bir defter birşeyleri unutmamak için yazacaktım bu iyi gelecekti eminim ki.

Eve geldiğimizde çok yorgundum salondaki tekli koltuğa attım kendimi.

"Ecrin geç biraz uyu Aras'ın inmesine yakın seni uyandırırım"

Odaya geçip kendimi yatağa attım. Yorgun bile olsam defteri çıkarttım birşeyler yazmaya başlayabilirim.

Merhaba bebeğim bugün seninle tanıştım biraz sudan çıkmış balık gibiydim ama yinede bir süredir gülmediğimi fark ettim ve bugün beni güldürdün sana ihtiyacım var herşey için başta yaşamak için sonra yaptıklarımın özürü için babanın seni gördüğünde bana gülen gözlerle baktığı gibi sanada bakması için, belki olmasamda benim bir parçam olduğunu bilmem için. Sana o kadar ihtiyacım var ki bilemezsin.
Rüya gibi, yazmaya başladım ve bu rüya bittiğinde ben olmayacağım sen benim yok olmamla birlikte dünyaya geleceksin bunu bilmek üzsede başka çarem yok.

Oyun Bozan (Tamamlanmış) DüzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin