Y/N: Medyanın tatlılığına ^.^ şapşiklerimin hepsi de aynı karede ♡♡♡
Yeni bölümü umarım beğenirsiniz iyi okumalar canlarım!
4.Bölüm: Şanssız Ay Savaşçısı
#
Maskeli Balo'dan 3 gün Sonra / Taeyeon
3 gün önce başlayan hayatımın aksiyonlu günlerinde gram azalma yok. Her gece L. ve tayfası bizim mekâna gelip takılmaya devam ediyorlar. Tamam devamlı müşterilerim vardı ama bunlar biraz durumu abarttılar. Her gece istek yapıp zorla masalarına oturtuyorlar. Cy yine iyiydi de bu yeni eleman tam bir kâbus. Bana her baktığında aklında yaşadığı ayıplı şeylerden zevk alıyormuş gibi hissediyorum. Ah çok şükür kafeyi bilmiyorlar. Bir de oraya dadanırlarsa hayatım cehenneme dönecek. Ve ben bunu kaldırabilecek durumda değilim şu an.
Bu aralar bana ne oluyor anlamış değilim. İşlere boğuldum, okul desen zaten uzatmanın eşiğindeyim, Jess ve Fanny'yi görmeyeli 3 gün oldu. Ama şu malum şahsiyetleri her gün görüyor, onlarla vakit geçirir oldum. Bu durumdan şikâyetçi miyim? Tabii ki de evet ama L. bir gülüyor! Sanırsınız çocuk gülsün diye yaratılmış. Hayır diyemiyorum ne yazık ki. Ona âşık mıyım? Hayır hayır hiç sanmıyorum. Neden mi? L.'i gördüğümde mutlu oluyorum. Fakat aşk dediğimiz şey başımıza geldiğinde gerçekleşen klişelerden hiç birisi başıma gelmedi. Bu saatten sonra da geleceğini sanmıyorum.
Hun'un söyledikleri kafamı karıştırsa da düşünmemeye çalışıyorum. Gelecekte neler olacak bilmiyorum. Korkuyorum. İlk defa korkuyorum.
Uzun zaman olmuştu değil mi? Seni özledim...
Yazmayı bitirip hızlıca hazırlandım. Kahvaltı yapacağım zamanı yazmaya ayırdığım için bir kaç atıştırmalığı çantama atıp hızla evden çıktım. Süt dağıtmaktan nefret etsem de sabahları çalışmak açılmamı sağlıyordu. Bugün sıradan bir gün olsun diye dua ederek düştüm yollara. Yaklaşık 1 saate işimi bitirince okula geldim. Sehun'la buluştuk önce. Sanki daha dün gece görmemişim gibi atladım üzerine.
"Hunnie! Naber bebeğim?"
"Ahh Taeyeon! Sana kaç kere dedim okulda şöyle davranma diye. Kısmetimi kapatıyorsun!"
"Senin kısmetin mi varmış. Omo daha neler duyacağım!"
"Sen geç dalganı! Neyse hadi derse geç kaldık."
Of bugün de en nefret ettiğim ders var. Ne kadar çalışsam da anlamıyorum arkadaş. Bir kere dersin adı mantığa ters. "Yapay Zekâ" diye ders mi olur? İnsanlar daha beyinlerini kullanamazken yapay zekâ benim türüme biraz fazla. Hoca fark etmese de arkada kestirsem biraz. Derken ay savaşçısı olmuşum. Ay Mamoruuu...
Aynı Gün / Baekhyun
Lay geldiğinden beri erken kalkıyorum. Kaldırılıyorum! Benden ve uykumdan ne istiyorsunuz Allah aşkına!
Yine! Her sabah olduğu gibi telefonun sesiyle uyandım. Ben daha dün gece şu telefonu kıracağıma yemin etmemiş miydim? Oh daha kendime verdiğim sözleri tutamıyorum. Lanet olsun! Gözlerim hala kapalıyken telefona cevap vermeye çalıştım.
"Alo?"
"Baek uyandırdım mı? Kusura bakma dostum."
"Sorun değil Lay ne oldu bu saatte?"
"Saat 11 gibi buluşalım. Seni biriyle tanıştıracağım. Lütfen güzel giyin."
"Kim ya? Akşam buluşsaydık ya."
"Kim olduğunu geldiğinde öğrenirsin. Akşama kadar bekleyemem. Hadi bakayım o koca kıçını kaldır yataktan ve hazırlanmaya başla!"
"Of tamam. Yeri mesaj atarsın. Görüşürüz."
Telefonu kapattığım gibi yatakta oturur pozisyona geçtim. 3 gündür olanları düşündüm. Her sabah aynı şeyler dönüyordu kafamda. Sonuç sıfır. Lay'a karşı gelemeyen bir Baekhyun! Her gün erken kalk, öğle yemeğini Lay'le ye, akşam yemeğini de Lay'le ye, bara da Lay'le git, otele de Lay'le dön. Hayatım Lay Lay lom oldu be!
Hazırlanma faslım biraz uzun sürse de daha vaktim vardı. Trink! Sesi duyunca hemen mesajı açtım.
-Dostum. Bulvardaki Poseidon Coffee'de buluşacağız. Geç kalma sakın.
Ceketimi alıp otelden ayrıldım.
Aynı saatler / Taeyeon
"Taeyeon uyan artık!"
Kafamı kaldırdığımda başımda bir adet Sehun vardı. Rüyadan kendime gelmem biraz uzun sürmüştü.
"Ne var Sehun ya rüyamın en güzel yerinde?"
"Telefonun çalıyor. Ders de bitti hadi gidelim."
"Ha tamam."
Telefondaki cevapsız aramalara baktım. Tiffany ve patronumdan gelmiş. Tiffany'i es geçip patronu aradım.
"Alo. Beni aramışsınız. Dersteydim."
"Taeyeon kafeye gelebilir misin? Kang In hastalanmış gelemeyecek bugün onun yerine çalışabilir misin?"
"Tamamdır patron. Yarım saate oradayım." Telefonu kapattıktan sonra Sehun'a beni bırakmasını söyledim. Kafeye geldiğimde personel odasına geçip üzerimi değiştirdim.
Servise başladığımda çok fazla masa yoktu. Bakmadığım tek masa kalmıştı. Menüleri alıp o masaya doğru yöneldim.
Tiffany gelmişti. Onu görünce çok mutlu oldum. Ay canım beni özlemişse demek ki! Bu sevincim kursağımda kalmasaydı iyiydi. Görüş alanıma giren kişiler hiç de beklediğim kişiler değildi zira.
Şanssızlık alanında Nobel Ödülünün ilk sahibi Kim Taeyeon'u ödülünü almak üzere sahneye davet ediyoruz! Alkışlar arasında sahnede yerimi alırken hazırladığım konuşmada bütün evrene teşekkür etmeyi unutmadım tabii ki de...
#
|Düzenlenmiştir.|
Son not: bu bölüm biraz sönük olsa da onu sevin. Geçiş bölümü oldu biraz. Olaylar diğer bölümlerde değişiyor.
Aşk ile kalın...
♡♥♡

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskeli Balo ✿ BaekYeon ✔
FanficHer şey bir Maskeli Baloyla başladı. Klasik müzik, şampanyalar, vals... Tuvaleti basan bir kız, şaşkın bir adam. Sonra... Olaylar olaylar ^^ BaekYeon~