Kim Taeyeon; güzelliği dillere destan olsa da gerçek aşkı arayan biraz saf biraz uçuk esas kızımız. Yaşadığı bazı olaylardan sonra bağımsızlığını ilan etmiş, ailesiyle bütün bağlarını koparıp hayalini yaşamaya Seul'e kadar gelmişti. Tabii ki hayat bu kadar kolay değildi. Özgürlüğün bedeli ağır olmuş, yarı zamanlı işler arasında gençliğini heba ediyordu. Bütün bu zorluklara rağmen hayallerinden vazgeçememiş canla başla çalışıyordu. Onu hayata bağlayan arkadaşları vardı yanında. Pembeye âşık bir adet Tiffany, zengin ama bu zenginliğini hiç bir şekilde kullanmayan über karizmatik Sehun ve bir de yaptığı işe âşık kuaför olan Jessica. Hayatı bu üçüyle geçmekteydi.
Byun Baekhyun; zengin züppesi, egoist, aşka inanmayan, kadınları sadece eğlence aracı olarak gören playboy olarak adlandırılan esas oğlanımız. Hayatta hiç bir şeyi kendine amaç edinememiş, anı yaşayan ailesinin istediği hayırlı evlat kıstaslarına zerre uymamaktadır. Tek yaptığı her gece partilere katılıp kız tavlamaya çalışmaktır. Adını bile bilmediği kızlarla gününü gün edip vakit öldürüyordu. Peki ya aşk? Aşk mı aşk onun için hastalıktan ibaretti. Şimdiye kadar hiç âşık olmamış, aşkın kelime anlamı onun için Asılsız Şehvet Kandırmacasıydı. Arkadaş mı? Tabii ki de arkadaşı çoktu hem de baya çoktu. Ama dostu olarak nitelendirdiği kişilerse bir elin parmaklarını geçmezdi. En yakını çocukluk arkadaşı Park Chanyeol, bütün soğukluğuna rağmen her zaman yanında olan Lay, ha bir de playboylukta yarışmayı çok sevdiği Kim Jongin vardı.
Her şey bir maskeli baloyla başladı.
Jessica en sevdiği arkadaşının doğum gününde mutlu olmasını istiyordu. Güzellik merkezine gelen bir V.I.P. müşterinin ona verdiği balo davetiyesini Taeyeon'a hediye etti. Külkedisi gibi masalsı bir gece geçirecekti Taeyeon. Belki de aradığı beyaz atlı prensiyle tanışacaktı.
Playboylukta dünya markası olmayı amaçlayan Kim Jongin, Byun Baekhyun'u yaklaşan maskeli balo için ikna etmeye çalışıyordu. Baekhyun bu tarz baloların sıkıcı olduğunu düşünse de Jongin'in çenesinden kurtulmak için kabul etmek zorunda kalmıştı.
Klasik müzik, şampanyalar, vals...
Baekhyun bu sıkıcı ortama neden geldiğini düşünüyordu. Bir kulüpte deli gibi sarhoş olup kızlarla dans etmek yerine bu saçma ortamda saçma sapan bir kıyafetle beyaz şarabını yudumluyordu.
Taeyeon ilk defa katıldığı maskeli baloda kendini bambaşka bir dünyada gibi hissediyordu. Yalnızca bir gecelik de olsa kendisini bir prenses gibi hissediyordu. Ultra yakışıklı bir kavalyesi, masallardaki gibi romantik bir partideydi.
Nasıl mı tanıştılar? İşte burası tam bir komedi. Taeyeon kaçıncısını içtiğini hatırlamadığı şampanyalara boğulmuşken midesinden gelen seslerle kendini tuvaletlerden birine atmıştı. Baekhyun ise o sırada mesanesini sıkan fazlalıktan kurtulmak için tuvalete yönelmişti. Tam işini bitirecekken kapıyı açan prensesle göz göze geldi.
|Düzenlenmiştir.|
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskeli Balo ✿ BaekYeon ✔
FanfictionHer şey bir Maskeli Baloyla başladı. Klasik müzik, şampanyalar, vals... Tuvaleti basan bir kız, şaşkın bir adam. Sonra... Olaylar olaylar ^^ BaekYeon~