19. Truth

774 76 29
                                    

           

Medyayı ben yaptım. Ben!

Keyifli Okumalar!

19.Bölüm: Gerçek.

#

SUN Şirket Lobisi / Baekhyun

"Yah Byun Ukala Baekhyun. Olduğun yerde kal!"

Eski Tae gibiydi. Sesi, seslenişi her şeyiyle... Bir anlığına dursam da devam etmeyi seçtim.

"Dur dedim sana!"

Sesi gittikçe güçleniyordu. Başkanı olduğu şirkette, bu şekilde bağırmak da neyin nesiydi?

"Dursana Ukala şey!"

Artık sabrım taştı ve döndüm. En soğuk ifademle konuşmaya başladım.

"Bayan Kim? Yeni tanıştığınız biriyle konuşmak için tarzınız biraz kaba değil mi?"

Söyleyecekleri boğazında düğüm olmuş gibi sadece yutkundu. Bense konuşmaya devam ettim.

"Kabalığınız için özür dilemeyecekseniz müsaadenizle yetişmem gereken bir uçak var."

"Konuşmamız lazım."

"Ben söylenecek her şeyi toplantı sırasında söyledim. Ben konuşmamız gereken bir şey kaldığını düşünmüyorum."

"Beni dinleyeceksin Baek!"

"Bayan Song gidelim!" Gözlerinin içine bakarak söylemiştim. Söylenecek bir şey kalmamıştı. Biz bitmiştik sonsuza kadar. Bizden geriye sadece çektiğim acılar kalmıştı.

Arabanın arka koltuğuna geçtiğimde başımı arkaya doğru koyup gözlerimi kapattım. Her zaman yaptığım şeyi yaptım. Bu sefer suya gerek yoktu. Gözyaşlarım aktıkça aktı. Şoförüm durumun farkına varıp müziğin sesini daha da açtı. Hıçkırıklarım müziğin melodisine karışmaya başlamıştı.

Hava alanına geldiğimde uçağın kalkmasına daha 2 saat vardı. Çok uzundu. Kendime olan güvenimi kaybetmiştim. Her an çıkıp kendimi onun yanında bulacak gibi hissediyordum. Kalbimin ağırlığı daha da artıyordu.

Son 45 dakika...

Umutsuz aşkımdan sonsuza kadar ayrılmama 45 dakika kalmıştı. 45 dakika değil, 3 yıl önce bitmişti aslında her şey. Ama ben bunu kendime itiraf etmekten dahi acizdim. Check point'e geldiğimde ellerim pasaportumu vermemek için titriyordu. Beynim kalbime söz geçirememeye başlamıştı.

Son bir hamleyle verdim elimdekileri. Geri dönemezdim artık. Yüzsüzce karşıma çıkan evli ve çocuklu kadın için feda edemezdim her şeyi.

İşlemler tamamlanınca uçağa doğru yol aldım. İlaçlarımı aldıktan sonra kendimi uykuya bırakmak üzere gözlerimi kapadım. Ondan önce kendime fısıldadım.

"Hoşça kal her şeyim, hoşça kal kadınım..."

3 Hafta Sonra

Anlaşmanın iptal edilmesi şirkette kaosa sebep olsa da yaptığımdan pişman değildim. Bu sadece daha çok çalışmama neden oldu. Akbabalardan kurtulmamın tek yolu daha fazla çalışmaktı.

Tabletimden ekonomi haberlerini kontrol ederken karşılaştığım haberle bütün dünyam yine alt üst olmuştu.

SUN Şirketler Grubu Kore pazarına girmeye hazırlanıyor. SUN Grubun CEO'su yaptığı basın açıklamasında bütün çalışmaların tamamlandığını duyurdu.

Sinirlenmiştim. Beni sadece kullanmıştı. Bütün amacı şirketimi kullanarak amacına ulaşmakmış. Masadaki her şeyi fırlattım. Kendime hâkim olamıyordum. Bütün her şeyin yalan olduğunu bu kadar gözüme sokması canımı daha çok yakıyordu.

Arabama atlayıp her hangi bir yere gitmeye karar verdim. Her boşluğa düştüğümde olduğu gibi yine buradaydım.

Her şeyin başladığı yerde...

Aynı zamanda bittiği yerde...

Aradan geçen 3 yıla rağmen hâlâ her yerde onun kokusu vardı. Yine kendimi onun yatağında buldum. Yastığına sarıldım. Ne kadar kızsam da, sinirlensem de hala âşıktım ona. Belki de saplantıydı. Ama onu düşünmeden nefes bile alamıyordum.

Birkaç saat geçmişti. Kapının çalmasıyla yerimden kalktım. Kimse gelmezdi buraya. Merakla kapıya ilerledim. Önemli bir şey olmalıydı.

Kapıyı açmamla bir kaç adım geriye gitmem bir olmuştu. Zira gelen beklediğim son kişiydi. Ya da hiç beklemediğim kişi demek daha doğru olur.

"Neden geldin?"

"Baek konuşmamız lazım."

"Lütfen git. Seninle konuşacak bir şeyim yok. Beni yalnız bırak."

"Yapamam Baek beni dinlemen lazım. Yalvarırım dinle sadece 5 dakika yeter."

"Bunun için 3 yıl kadar geç geldin Taeyeon. Şimdi beni yalnız bırak!"

Sesimin yükselmesine aldırmıyordum. En güzel anılarımızın olduğu tek yerin de mahvolmasına izin veremezdim. Gitmeliydi. Yalanlarıyla burayı da kirletmemeliydi.

"SANA BENİ DİNLEYECEKSİN DEDİM GERİZEKALI BEYİNSİZ HERİF!"

Sinirlenince hâlâ çok güzel.

"Taeyeon lütfen git. Beni daha fazla öldürme."

Derin bir nefes aldı. Sesini en yüksek notaya çıkararak konuştu.

"GERİZEKALI UKALA HERİF! BENİ DİNLEMEN İÇİN İNGİLTERE'DEN KALKIP GELDİM! ŞİMDİ O AĞZINI AÇARSAN SENİ ŞURACIKTA ÖLDÜRÜRÜM!"

Bağırmaktan sesi iyice kısılmaya başlamıştı. Aynı zamanda gözleri dolmaya başlamıştı. Gözlerini kapattı ve son kez ağzını açtı. Bense sadece ona baktım. Ne olduğunu anlayamıyordum. Kalbim gibi beynim de bedenimi terk etmişti.

"Baekhyun. Kim Tae Hyun senin oğlun. O ikimizin bebeği!"

#

|Düzenlenmiştir.|

Her zaman olduğu gibi seviliyorsunuz.

Aşk ile kalın...

Maskeli Balo ✿ BaekYeon ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin