Uyarı:
Aşırılı uzun bir bölümle karşınızdayım ben 1 haftada yazdım siz 1 ayda okuyabilirsiniz.
Neyse sustum. İyi okumalar canlarım.11.Bölüm: Aşkın Anlamı
#
Dağ Evi / Taeyeon
"Senden etkileniyorum Taeyeon. Ne zaman başladı nasıl oldu bilmiyorum ama beni etkilemeyi başardın."
Of bu salağa nasıl güvenip geldim ben ya! Denize düşen yılana sarılırmış bu bildiğin anakonda be. Tamam bebeğim, farkındayım güzelim ama o kadar da değil yani. Hayatında yaşamadığın aksiyonu yaşattım diye mi etkilendin acaba? Yok ya o kadar da salak değilsin. Salak mısın yoksa?
Yalandan bir kahkaha attım.
"Hahaha saçmalama Baekhyun. Ay hiç gülesim yoktu."
Yüzündeki ifade oldukça değişmişti. Biraz baktıktan sonra sonunda konuştu.
"Komik mi Taeyeon? Gül diye söylemedim. Benden hoşlanmak zorunda değilsin. Ben sadece kendi duygularımı açıkladım o kadar."
Durun bir dakika! Böyle dememesi gerekiyordu. Bu ne biçim erkek be. Yürüyen ego ne olacak. Kendi duygularıymış!
Konuşma daha fazla iğrençleşmesin diye odama çıkmak üzere ayağa kalktım.
"Baekhyun ben odama gidiyorum. Uykum geldi."
"Tamam, iyi uykular. Bir şeye ihtiyacın olursa seslenirsin."
"Tamam, iyi geceler."
Pıtır pıtır çıktım merdivenlerden. Kendimi yatağa attım ve bu olanları düşündüm. Neden hep böyle şeyler benim başıma gelmek zorundaydı ki? Zorla evlendirilmek, kaçmak, sessiz sakin yaşarken ters giden şeyler ve yine bir kaçış. Hayatım Bond filmlerinin aksiyonuyla yarışacak düzeye gelmişti. 26 yaşındaki bir genç kızın yaşamından çok farklıydı yaşadıklarım. Daha da kötüsü belli bir süre Baekhyun'la beraber kalmak zorundaydım. İlk defa korkmaya başladım. Neden bilmiyorum ama acayip bir şekilde korku bedenimi sarmıştı. Babamın beni tekrar bulacak olması mıydı yoksa şu an bulunduğum ortam mı tam emin olamıyordum. Düşünürken uyuyakalmışım.
Sabah gözlerimi aralayıp etrafa göz gezdirdim. Her şeyin gerçek olmasını anlamamla oluşan bir korku ve ardından hala dağ evinde olmanın verdiği rahatlama hissi. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Kaçtığımda yanıma sadece küçük bir çanta aldığım için hiç kıyafetim yoktu neredeyse. Pijamalarım ve dün giydiğim pantolon ve tişörtüm vardı. Üzerimi değiştiremeden pijamalarımla aşağıya indim. Mutfağa geçip dolaptan kahvaltılık bir şeyler çıkarmaya başladım. Kahvaltıyı hazırlayınca Baekhyun'a seslendim.
"Baek! Kahvaltı hazır hadi!"
Bir iki kere daha seslendim ama ne ses var ne soluk. Yukarı çıkıp odasına baktım boştu. Dışarı çıkmış olabileceğini düşünüp baktım. Etrafta olmadığı gibi arabası da yoktu. Pardon arabamı dedim ben bildiğin uçak falandı o. Her neyse beni bırakıp gitmiş öküz.
İnsan olmak bu kadar mı zor? İnsan olan düşünür dağın başında bir kız tek başına bırakılmaz diye. Ama insanlık ne arar o kütükte. Bir de insan not falan yazar gidiyorum diye. Yukarıdaki insanlık dağıtırken bu kızlarla aşne fişne yapmaktan nasibini alamamış herhalde!
Sayıp sövdükten sonra içeri girip kahvaltımı yaptım. Sonra duşa girdim. Kıyafetlerimi yıkadım. Evi üç kere temizleyip, dolaplardaki bütün kap kaçağı yıkadım. Saat anca öğlen olmuştu. Bu arada öküz bey az zahmet edip eve saat dâhil hiç bir elektronik eşya almadığından saatin kaç olduğunu güneşin durumunu hesaplayarak çözebildim. Çoktan canım sıkılmaya başlamıştı. Üzerime öküzün kıyafetlerinden alıp ormanda dolaşmaya çıktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskeli Balo ✿ BaekYeon ✔
ФанфикHer şey bir Maskeli Baloyla başladı. Klasik müzik, şampanyalar, vals... Tuvaleti basan bir kız, şaşkın bir adam. Sonra... Olaylar olaylar ^^ BaekYeon~