Burcu
Uyandığımdan beri kendimi çok garip hissediyordum. Bu gün sanki bir şeyler olacaktı, içime doğmuştu. Ama iyi mi, kötü mü bilmiyordum. Sanırım kötüydü,çünkü içimde bir ağırlık vardı. Bu gün akşam set oyuncularıyla birlikte bara gidecektik. Belki de orada bir şeyler olacaktı, ama kafayı sıyırıyordum artık. Zaten güne kötü başlamıştım, Kunduz beyle yine bir birimize girmiştik. O gün belki de beni sevgilimden kurtarmıştı ve bir günlüğüne barış imzalamıştık, ama sabah sete geldiğimizde yine aynı kavgalarımıza devam etmiştik. Sadece bir fark vardı. İlk defa Berk beni zor durumdan kurtarmıştı ve her ne kadar da ondan hoşlanmasam, o hün gözümde küçücük saygısı yaranmıştı. Bir erkekte nefret ettiğim tüm karakter özelliklerine sahip olabilirdi, ama bana yardım eli uzatması, çok çok derinlerde o kadar da kötü bir kalbe sahip olmamasını göstermişti. Bir zamanlar hiç bir zaman adam olmayacağını düşünüyordum, ama şimdi bir az umudum vardı. Bir de ona yakınken geçirdiğim şu saçma fiziksel duygulardan kurtulsaydım, her şey daha da iyi olacaktı.
Nihayet Evrim ablayla olan son sahnemi de çektikten sonra eşek yorgunluğuyla karavana doğru kendimi taşımaya başladım."Burcu? İyi misin?" Handenin sesini duyunca gülümsedim.
"İyiyim canım, yoruldum sadece, sen nasılsın?"
"Ben de eh işte, bilmiyorum nasıl olduğumu" yüzü düşerek söylediğinde elinden tutup karavana götürdüm ve koltukta oturtarak karşısına geçtim.
"Şimdi anlat bakalım, noldu sana" endişeyle sorduğumda Hande elleriyle oynamaya başladı.
"Bir az Tolgayla tartıştık da, o yüzden moralim bozuldu"
"Neden tartıştınız?" Şaşkınlıkla sordum, çünkü hayatımda ilk defa birinin Tolgayla tartıştığını duyuyordum.
"Bu geceki disko yüzünden" dediğinde kaşlarım daha da derin çatıldı.
"Hande, şunu bir doğru düzgün anlatsana, delirtiyorsun beni"
"Ya işte, bu günden konu düştü ortaya, nasıl oldu bilmedim, ama Simge hakkında konuşmaya başladık. Ben de Tolgaya onun gelmesini istemediğimi söyledim. Bir az laf ettim, o da kızdı bana"
"Ben doğru mu duydum? Tolga sana Simge yüzünden kızdı öyle mi?"
"Yani tam olarak öyle değil de, işte ben Berkin Simgede ne bulduğunu falan söyledim, sonra ona sen olsan öyle biriyle çıkar mısın dedim, o da sinirlendi, işte bir insanın dış görünüşüne değil, iç görünüşüne bakılmalı, efendim, eğer Berk onunlaysa, demek ki onda değecek bir şey bulmuştur, böyle konuşmam doğru değil falan" Hande üzgünce dediğinde elini avucuma aldım.
"Ah canım benim, senin hiç bir suçun yok ki. Sadece işte Tolga pek diğerleri hakkında konuşmayı sevmez, aslında o da Simgeyi sevmiyor ama, Berki kırmamak için işte hep Berki savunuyor. Yani sen çok kafana takma, benim de onunla kaç kere böyle şeyler üstünde didişmem oldu, kızıyor gibi gözükebilir, ama kızmıyor, bir kaç dakika sonra geçiyor" dediğimde Handenin yüzü umutlandı.
"Gerçekten öyle mi dersin?"
"Tabii canım, hatta bak şimdi endişeli yüzle bu karavandan içeri girecek, seninle konuşmak isteyecek, öyle olmasa da ben Burcu değilim,kardeşim!" Emince söylediğimde Handenin yüzüne kocaman gülümseme oturdu. Nerdeyse mutluluğundan zıplamak istiyordu. Ve bu sırada da kapının açılmasıyla kaşı çatık dudağını ısıran endişeli Tolganın girişi yüzümde emin bir sırıtma yarattı.
"Bak işte" fısıldayarak kapıyı gösterdiğimde Hande koca şaşkın gözleriyle bir bana bir Tolgaya baktı. Tolga bize yaklaşarak kafasını kaşıdı.
![](https://img.wattpad.com/cover/52819306-288-k54939.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Sen ANı
RomanceGörüştükleri andan beri bir birine nefret eden iki oyuncu. Bir birlerini görmeye bile gözleri yokken, hayır diyemeyecekleri bir projeyle bir araya gelirlerse, ne olacağını siz düşünün! Ateşle barutun karışımı bir ilişki. Eğlenceli ve bir o kadar da...