" Hey çocuklar şartel atmış. Hallettim ama." diyerek içeri Calum girdi. Bulunduğum durumdan kurtulmak için yan koltuğa oturdum. Lanet olsun kesin kızardım. Neden her seferinde bir salaklık yapıyorum ki? Luke kulağıma eğildi.
" Ben göreceğimi gördüm güzelim." Güzelim mi?
" Kes sesini Lucas!" Kollarımı karnımın üzerinde birleştirdim ve bağdaş kurdum. Böyle daha rahat. Yeniden derin bir nefes aldım. Cidden sıkılıyorum.
" Madem bazılarımız iç çekmekten karnında delik açılacak biraz eğlenelim." Canım Micheal' ım. Nasıl da anlarmış?
" Hangi konuda eğlence? Kusura bakma Acacia yanımda değil." Calum'a iğrenen bakışlarımı yolladım.
" Calum'un iğrenç espirisini pas geçiyoruz ve-" Micheal'in sözünü Cal.
" Espiri yapmamıştım."
" Espiri yapamadığını hepimiz biliyoruz Calum. Demek istediğim şu ki; Doğruluk mu?- Cesaret mi? oyunu gibi ama bunda sadece cesaret geçerli.Anlaştık mı?" Herkes onaylar şekilde sesler çıkardı. Buradaki tek kız benim ve dört erkekle böyle bir oyun oynamak ne kadar mantıklı bilemiyorum. Micheal'a baktığımda bunu canım sıkıldığı için yaptığı aklıma geldi. Beni düşünüyordu ve onu üzmek istemiyordum. Başımı olumlu anlamında salladım.
" Güzel.O halde ben gidip şişe getireyim." Mutfaktan elinde bira şişesiyle döndü. Cidden bu oyunu oynadığıma inanamıyorum. Normalde olsa böyle bir fikri ortaya ben atardım. Fakat böyle bir şeyin olması için yanımda Acacia olması gerekiyor. Luke ilk çeviren oldu. Şişe Calum ve ben de durunca şaşırdım. Genelde bana gelmezdi. Şanssızım ne yaparsın.
" Sor bakalım Cal." dedim hafif bir tebessümle.
" Şimdi Acacia'yı ara ve ne zaman geleceğini sor." Herkes ona bıkkın bir şekilde bakınca ellerini teslim olurmuşcasına havaya kaldırdı. " Ne? Bana söylemiyor. 'Süpriz olacak' diyip duruyor." Gülümsedim. Telefonumdan numarasını çevirdim. Acacia'nın telefon melodisi kulağıma dolduğunda başımı kapıya çevirdim. Olamaz!
" Acacia!!" Çığlık atarmışcasına bağırdığım için kulaklarını kapattılar. Calum'u iterek ilk ben sarıldım.
" O benim sevgilim. İlk ben sarılmalıydım." Kes sesini Calum!
" Geldin. Seni çok özledim. Bunlarla yaşanmıyor. Yani senin yerini tutmuyor." diye son anda çevirdim. Yoksa 5sos üyeleri beni öldürebilecek türden bakış atıyorlardı. Birden itilmemle sendeledim.
"Hey!" Benim çıkışım kimseyi ilgilendirmedi. Çünkü sevgililer hasret gideriyor. Aman ne güzel.
*****
Dün ki olayı unutmadığım için hem Acacia'ya hem de Calum'a hala kızgınım. Sırf kızgın olduğumu anlasınlar diye onlara yapmadığım işkence kalmayacak. İlk önce yanımdaki sarıyı yataktan aşağıya ittim. Hızla düştüğü yerden kalktı ve bana kızgın bir şekilde baktı.
" Yeter artık Sarah.Kaçıncı yere atışın. Ne istiyorsun?" Tamam. İtiraf ediyorum. Onu yere ilk atışım değil. Kaşlarımı çattım. Ve yatakta dizlerimin üzerin oturdum.
" Neden arkadaşının yanında uyuyorsun ki? Sevgilinle uyusana." Bu sözüm üzerine gülmeye başladı.
" Ay küsermişte, intikam mı almaya çalışırmış. Yerim ben seni. Kıskanmış mış." Yanağımı sıkan Sarıyı ittim. Lavaboya girip elimi yüzümü yıkadım. Diğer karşı cins Sarıya iyi gözükmeliyim. Havluyu yavaşça yüzüme değdirttikten sonra çıktım. Salona gittim. Aman tanrım! Herkes nereye gitti? Sese yöneldim. Harika, Luke.
"Herkes nerede? Ne çabuk kayboldular yahu. "
" Sara, annem gelecek. Vee" Başını öne eğdi. Üst taraftakini. "O ne zaman gelse evdeki herkese iş yaptırır ve gelin seçiyormuş gibi yorumlar. Haberi verir vermez herkes kaçt-" Sözünü bitiremeden kapının zil sesi duyuldu.
Hayır, annesi değildir. Calum sigarasını almayı unutmuştur değil mi? Luke'un kapıyı açmasıyla tahminimde haksız çıktım.
Harika, hiç işim yokmuş gibi bir de gelincilik oynayacağım.
*
Ne yorum yapmamasından bahsediyorsun sen hıhglgkk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blue Paradise ▲ Hemmings
FanficMavi, mavi diye ölüp, mavi cennete gidecek bir kızım gibi..