9.Bölüm ▼ Camp Rock 3

526 20 4
                                    

  Evet okuyucumlar.. Uzun bir bölüm oldu. İsteyenler multi'deki şarkıyla dinlesinler. Mobilseniz adı; This Is Our Song. Hikayenin okunma sayısı fazla olduğu kadar yorum sayısı az. Ve inanır mısınız -tabii ki inancaksınız jresljfdk- bu durum üzücü. En uzun yoruma ithaf diyorum, nasıl olur? Hadi neyse okuyun yavrumlar :*

  

   Bilen bilir, ben biraz malımdır. Öyle ünlü bi grubun vatandaşı yanına geliyor-hem de gayet sempatikçe- ben de durur muyum? O gelene kadar yerden kar toplayıp top haline getirdim. Yanıma gelince heyecanlanmadım değil, bir garip oldu midemdeki su aygırları.

  "Imm,şey, kusura bakma." dedi. Bu kadar mı? Popomun %90'ı senin attığın top yüzünden işgal altında, hiç kusura bakar mıyım (!). 

"Sorun değil."dedim. Az önceki öfkeli kıza birşey olmadı merak etmeyin, eliyle arkasındaki kartopunu pürüssüzleştiriyor. O Luke denen mağdur(!) da uzaklaşmaya başladı. Ben de tam saçının rampa bölgesini hedef aldım, o kadar rampalaştırmış ki, arkasından görmemezlik yapamıyorsunuz. Aslına bakarsanız iyi hedefçiyimdir, biraz kulak tarafına da geldi ama olsun.

"Bu bir sorun değil, bir savaşın başlangıcı." dedim ve havalı havalı etrafıma baktım. Ağzı açık olan Acacia'ya döndüm. Ona doğru adımlar atmay başladım, 3.sünde gözlerime perde indi. Ne soğuk bi perde ama! Yavaşça kalkmaya çalıştım, anladığınız üzere düştüm. O sırada kulağımı kahkaha sesleri doldurdu. Yavaşça seslerin geldiği yere doğru bakış attım. Luke ve birkaç kişi daha-Acacia da dahil- anırıyorlardı. Bende kalkmaktan vazgeçtim ve tekrar karlara yattım.

"Gülmeyin öyle. Hiç mi kardan melek yapan insan parçacığı görmediniz?" Bir an sesler alçaldı. Bir kişi de konuşmaya başladı:

"Haha, melek mi? Ne zamandır kardan şeytan yapılıyor, ilk sende gördüm de. Pardon, kardan şeytan yapmıyorsun sen, şeytan karla uğraşıyor desene." Hm Luke ondan. Bu sözlerin altında kalacağımı düşünen sarışın kafalı züppeye burdan selamlar;

"Benimkisi melek. Hem sen karla uğraşmıyorsun ki? Nasıl şeytan uğraşıyor deriz? Boynuzlarını da o egonu kaldıran paracıklarından yaparız." Yürü be Sarah! "Hem sen ne oluyor ki, bana şeytan demeye hak kazanıyorsun? Hem istediğin kadar at topları. Dean Winchester'in kız versiyonuyum ben." Yüzü düşen Lucas'a doğru iğneleyici bakışlar attım.

"Bak sen benim rüyamda gördüğüm kıza benziyorsun. Eminim, değilsin ama benziyorsun. Rüyamda da aynı böyle bi olay yaşanıyordu ama, sen böyle yerin dibine sokmuyordun. Hem sen Dean isen, ben Castiel'im." Aslında o kadar kelimenin arasından rüyasında gördüğü kız olduğumu anladım. Ne yani benim gibi o da mı rüyasında gördü? Bu sorularla uğraşmak istediğimi kimse söylemedi, ben de uğraşmak istemiyorum işte. Ben böyle düşünceler içindeyken kolumda bir el hisettim. Luke mu? Tabii ki de hayır. Acacia..demek de isterdim. Grubundaki siyah, önleri sarılı çocuk bu. Adlarını biliyorum ama, söylemeyince daha karizmatik duruyor. Calum demekten daha hoş.

"Bıraksana be kolumu. İz çıktı, dövme  niyetine kullanırım artık." Kolumdaki parmaklarını gevşetti.

"Özür dilerim yalnızca.. Bilirsin biz grubuz, ve neredeyse öz kardeşler. Luke önemsedikleriyle uğraşmaz. Rüyasında görmüş, yaşamak istemiş işte. Kazandığımız parayla dalga geçmemeliydin. Çünkü o grubun kurulduğu ilk günden beri züppe damgasından korkuyor. Biliyorum, sen de sinirinden yaptın. Ama yapma, şimdi gidip ona senin özür dilediğini söyleyeceğim. Hiçbirimiz sarsılmak istemeyiz." Hızlı adımlarla büyük siyah araca doğru yöneldi. Vay be Sarah Ross. Kim derdi ki sana; en yakın arkadaşının hasta olduğu gruptan birini rüyanda göreceksin ve ertesi gün onunla bunları yaşayacaksın. Tanrı özellikle seçmiş, normal, A sınıfı klasik bir Amerikalı tatlı çocuk yerine, milyonlarca hayranı olan aşırı tatlı bir adet sarı kafa. Aklımda deli sorular işte yine. Acacia'nın dürtmesiyle taksiye bindik ve eve geldik. Amaçsızca hareket ediyordum, ne bir mimik, ne de adım atacak isteğim vardı. Zor da olsa banyoya çıkıp dişlerimi fırçaladım ve odama geçip siyah taytımı ve bol mavi kazağımı giydim. Ne olduysa oldu bir huzur hissettim içimde. Mavi işte, herşeyiyle muhteşem. Yatağa girip, yorganı üzerime çektim. Boşvermeye karar verdim. Zaten bir daha nerede görebilirdim ki?  'O' mavi gözleri düşünüp kendimi uykunun kollarına fırlattım..

Blue Paradise  ▲ HemmingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin